ABD heyeti güvenli bölge görüşmesi için yarın Ankara'da

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, mutat basını bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Aksoy, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin Türkiye ziyaretinde çeşitli toplantıların yapıldığını belirterek, güvenli bölge ve Suriye ihtilafının tüm yönlerinin ayrıntılı ele alındığını kaydetti.

"BÖLGENİN KONTROLÜ TÜRKİYE'DE OLSUN"

Söz konusu toplantılarda, Türkiye'nin ABD tarafına temel beklentilerini yeniden aktardığını ifade eden Aksoy, bu beklentilerin, bölgenin derinliğinin 32 kilometre olması, bölgenin kontrolünün Türkiye'de bulunması ve terör örgütü PYD/YPG'nin bu bölgeden çıkarılması olduğunu söyledi.

"TEK BAŞIMIZA OLUŞTURMAK ZORUNDA KALACAĞIZ"

Aksoy, "ABD ile ortak bir noktada buluşulamaması halinde (Suriye sınırında), güvenli bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağız. Bunu her düzeyde ABD'li muhataplarımıza iletiyoruz." diye konuştu.

"OYALAMAYA DÖNÜŞMEYECEK"

Suriye'de güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin ise Aksoy, "Bu sürecin oyalamaya dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Beklentilerimizin karşılanmaması halinde, ulusal güvenliğimizi sağlamak üzere her türlü önlemi alabilecek kabiliyete ve yeteneğe sahibiz." ifadesini kullandı.

GEREKLİ GİRİŞİMLER YAPILDI

Aksoy, bölgenin tüm terör unsurlarından temizlenmesini ve barış koridoru kurulmasını arzu ettiklerini vurgulayarak, "5 Ağustos haftası ülkemize gelecek olan ABD askeri heyetiyle görüşmeler devam edecek." dedi.  Bir gazetecinin, Suudi Arabistan'da Türk tırlarının bekletilmesiyle ilgili sorusuna Aksoy, Suudi Arabistan'a son dönemde giden tırlarda ve konteynerlarda artan şekilde bazı problemler yaşandığını belirterek, konuya ilişkin gerekli girişimlerde bulunduklarını ifade etti.

"UMARIM SADECE TÜRKİYE DEĞİLDİR"

Aksoy, şunları kaydetti:

"Gümrükte bekleyen 300 tırın 100 tanesi yaş sebze, meyve taşıyanlar, bunlar kademeli şekilde serbest bırakıldı. Konuyu takip etmeye devam ediyoruz. Vatandaşlarımızın, ihracatçılarımızın mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyoruz. Bir de tabii bu uygulamanın sadece Türkiye'ye yönelik olmadığı ümidini de taşıyoruz."