24 TV Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrılan Yiğit Bulut Başbakanlık Başdanışmanlığı görevine atanmıştı. Bulut'un Başdanışman olması özellikle sosyal medyada çok konuşulmuştu. Yiğit Bulut yeni görevi sonrası ilk kez bir canlı yayına katılmış ve göreve gelişini değerlendirirken "Erdoğan için ölmek gerekirse ben ölürüm..." ifadesini kullanmıştı. Bu ifadelerinin ardından Bulut'a aynı gazetede çalıştığı Fehmi Koru'dan cevap geldi.
Star Gazetesi yazarı Fehmi Koru meslektaşının bu çıkışına "Danışman neden ölsün ki..." başlıklı yazısında cevap verdi.
ÖLECEK KADAR BAĞLI BİRİ İYİ BİR DANIŞMAN OLABİLİR Mİ?
Yiğit Bulut bizim gazetenin yazarı; şu yakınlarda Başbakan Tayyip Erdoğan'a 'başdanışman' olarak atanınca kendini bir tartışmanın ortasında buldu. Çıktığı televizyon programında. Başbakan Erdoğan'a karşı tavrındaki büyük değişimi, "2008 yılında IMF'yi kovduğu gün benim için vazgeçilmez oldu" cümlesiyle açıklamış...
Esas vurucu ve bence sorunlu cümlesi ise şu: "Erdoğan için ölmek gerekirse ben ölürüm..."
Sorun zihnimdeki şu tereddütten kaynaklanıyor: Bir devlet adamına 'onun için ölecek kadar' bağlılık duyan biri iyi bir 'danışman' olabilir mi?
SADAKATİNİ BAŞKA ŞEKİLDE GÖSTEREBİLİR
Devlet adamları kendilerine ölesiye bağlı insanları yanlarında bulundurmak isteyebilirler; sadakat onlar için birincil önemde bir özellik taşıyabilir. Kendini devlet adamının önüne atarak kurşuna hedef hale getirmiş sadık insanlar pek çok ülkede görüldü. Eminim, Başbakanlık korumalarının hepsi, öyle bir durumda, gözü kapalı kendilerini ona siper ederler. Ancak 'danışman' sıfatı taşıyan birinden böyle bir davranış tarzı herhalde beklenmemeli. Ondan beklenen, daha farklı özelliklere sahip olmak, sadakatini başka biçimde göstermektir...
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış