
Ancak öldüğünü ilk duyduğunda Kaymakamlığı basmaya çalıştığını da laf arasında söylemeden edemiyor. “Bazı insan evladından, bazı evlat da atasından üstündür. Kimi insan evladını kurtarmaya çalışır kimi evlat da atasını. Ben Ethem’i kurtaramadım. Öleceğini biliyordum” diyor.

1980 öncesinde Abidinpaşa’da sağcıların egemen olduğu bir lisede okumuş. Olayların tam göbeğinde yer almış. “Ben oğluma bakarsan solcunun hafifiydim. Anaları yetiştirdi onları. Bana göre daha hızlı solculardı. Ethem daha doğduğunda Tanrı tarafından farklı yaratılmıştı. Hangi ata evladı arasında ayrım yapar? Ancak ne yalan söyleyeyim Ethem’i diğerlerinden farklı görür ve severdim. Varlığıyla değilse de yokluğuyla fark yaratacağı belliydi” diyerek sevgisini anlatıyor.

Evinden ayrıldığında Ethem 6 yaşındaymış. En son 18 Mayıs 2013’de İbrahim Kaypakkaya’yı anmaya gelen grupla geldiğinde görüşmüşler. “Yanıma uğradı. Sanki saklanıyor gibiydi. Kötü bir şeyler olacağını o zaman gördüm. Ama elimden gelen bir şey yoktu” demekten kendini alamıyor.

Türkiye’nin Ethem için ayağa kalktığını söylediğimizde araya bir de dörtlük serpiştirerek “Geri gelmeyecek ki. Devletle kavga etmem. Hiç etmedim. Devlet benzer gökteki kuşa, sürer ahlakı yokuşa. Alır ite kakışa, yol açık geçemedim. Kapitalist ahlak yine yaptı yapacağını. Megakentler insanı öldürür diyordum. Hep başkasının mı canı yanacak. Bu kez de bizim canımız yandı” diye konuşuyor

Taksim eylemlerine nasıl baktığını sorduğumuzda ise daha net yanıt veriyor. “Dünyanın hiçbir yerinde şehrin göbeğine kışla yapılmaz. Ne amaçla kullanırsan kullan. Taksim’de halk haklıdır. İstanbul’un kendisi kanaldır. Yeniden kanal yapmak hangi aklın işidir?” diyerek kendi görüşlerini de aktarıyor.

Oğlunun cenazesine son anda yetiştiğini de anlatan Muzaffer Sarısülük, “Hoca kuranı bitirmeden yetiştim. Dağlardan aşıp geldim. Sol gelenekte vardır, ölenin mezarında nöbet tutulur. Baktım gençler uzaklardan gelmişler ve nöbet tutmak istiyorlar. Başları yanmasın diye onları gönderdim.

Ailesinden birisi yoksa yoldaşları tutar dedim. Mezarında ben kalırım dedim. O gece oğlumun mezarında kıvrılıp yattım. Son kez yanında oldum” diyerek aslında ne kadar etkilendiğini de ortaya koyuyor.