Kayseri'de FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamındaki, 67 şüphelinin yargılandığı ilk duruşmanın dördüncü gününde, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir savunmasını sundu.
2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, ancak kalabalık nedeniyle konferans salonunda gerçekleştirilen duruşmanın dördüncü gününde ÖSYM eski Başkanı Ali Demir'in savunması alındı.
"HAZIRLADIĞIM KANUNDAN DOLAYI YARGI ÖNÜNDEYİM"
Ali Demir hakkında, 2013 yılında, kendisinin cemaat abisi olan Ömer Koçak'ın, soruların cemaat evlerinde kalan öğrencilere verilerek, 21 Mart 2013 tarihinde yapılan Askeri Lise Sınavlarında kopya çekildiğine dair şikayeti üzerine, silahlı terör örgütüne üye olmak ve ÖSYM kanununa muhalefet suçlarından dava açıldı. 10 aydan bu yana tutuksuz yargılanan, adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı bulunan ve 3 aydan bu yana banka hesapları bloke edilen Ali Demir, savunmasında, evrak imha ederek, bunlarla FETÖ/PDY terör örgütünü desteklemek gibi bir suçu olmadığını, 6114 sayılı ÖSYM Kanununun hazırlanmasında bizzat çaba göstermesine rağmen, aynı kanundan dolayı yargılanmaktan dolayı üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Ömer Koçak'ın söz konusu ihbarı, önce ÖSYM Merkezine gelerek kendilerine yaptığını belirten Ali Demir, ardından Başsavcılığı arayarak konuyla ilgili yasal şikayet olduğunu öğrendikten sonra, sınavla ilgili incelemeyi toplu kopya analizi yöntemi ile yaptığını ifade etti. Analiz kapsamında, Kayseri'de sınava giren bin 800 civarında öğrencinin soru kitapçıklarında, en fazla 4 yanlışta birleşen 15 öğrencinin soru kitapçığını incelediğini belirten Ali Demir, 2013 yılı Nisan ayında gerçekleştirilen Askeri Lise Sınavlarında herhangi bir kopya durumunun söz konusu olmadığını öne sürdü.
10 aydan bu yana süren adli kontrol şartı, yurt dışına çıkış yasağı ve banka blokelerinin kaldırılması talebinde bulunan Ali Demir, şu iddialarda bulundu:
"15 kitapçığı inceledikten sonra, sınavda herhangi bir kopya bulgusuna rastlamadığım için konuyla ilgili resmi yazışmaları yaptım. Kitapçıkları da başkanlık kasasına kaldırdım, ancak oraya kaldırdığım davanın açıldığı 2015 yılında aklıma geldi. Kendi hazırladığımız ÖSYM Kanununda, soru kitapçıklarını muhafaza etmekle alakalı olarak, daha önce 100 gün olarak belirlenen süreyi 6 aya çıkarmıştık. Ben de kanunda olduğu üzere, söz konusu sınavın kitapçıklarını 6 ay beklettim. Dolayısıyla bekleme süresi 13 Kasım 2014'te sona erdi. 2014 Aralık tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2013 Nisan ayında yapılan bu sınav ile ilgili belgeleri göndermemizi istedi. Ben de resmi yazı ile ÖSYM'nin ilgili dairesine konuyu bildirdim. O daire de bilgi verdi ve soru kitapçıklarının yasal süre içerisinde imha edildiğini belirtti. Ancak o süre zarfında ben araştırma için aldığım kitapçıkların kasamda durduğunu hatırlamadım. ÖSYM'de soru kitapçıklarının imhası yasal zorunluluktur. Hukuken saklanması gereken bir evrakı imha ettiğim şeklindeki suçlama doğru değildir. İmha etme sürecim bitmesine rağmen yanıltıcı bilgi verdiğim iddiası da doğru değildir. Sistem gereği ilgili daire başkanlığı yanıt vermiş, başkan yardımcım Ömer Pekşen de ben izinli olduğum gün belgeyi imzalamıştır. Kasadaki 15 kitapçık da daha sonra Savcılığa iletilmiştir. Ömer Koçak'ın iddiaları da tutarsızdır. 2013 Nisan ayında yapılan Askeri Lise Sınavlarındaki kopya iddiaları doğru değildir. Eğer böyle bir bulguya rastlasa idim ben kendim sınavı iptal ederdim."