Dağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da yaşanan FETÖ'nün darbe girişiminde hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diledi.
Demokrasi, cumhuriyet ve temel insan hak ve özgürlükleri için bunun affedilemez bir suç olduğunu söyleyen Dağ, yaşananları peygamber ocağı olan askeriyenin üniformasını giyen bir kısım teröristlerin eylemi olarak değerlendirdi.
"Hiçbir dönemde milli iradeye kurşun sıkılmamıştır"
Ali Dağ, FETÖ'nün girmediği kurum kalmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Sanayisinden, siyasetinden, kültüründen, inancından tutun her kuruma, her yere sinsice girmişler. Bunlar 40 yıldır bu memlekette faaliyet gösteren bir terör örgütüymüş. Zaman zaman biz bunları söyledik ama bu kadar fütursuzca eylem yapacaklarını kimse gerçekten düşünemezdi. Mesele memleketin birliği, beraberliği, özgürlüğü, bağımsızlığı olduğu zaman 15 Temmuz'dan sonra o meydanlarda biriken halkı gördüğünüz zaman demek ki diğer ayrışımlar teferruat olarak kalıyor. Bu insanlar memleketin bağımsızlığı ve özgürlüğü için işte nasıl Çanakkale'de canlarını vermişlerse bugün de o tankların, topların önüne gitmişler ve direnmişlerdir. Ne için demokrasi, bağımsızlık ve milli irade için. Hiçbir dönemde milli iradeye kurşun sıkılmamıştır. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı, bu nedir, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bombalanması demektir. Belki orada 240 insanımız şehit oldu ama aslında bu 70 milyona, kalbimize atılan kurşundu. O bombalar bizim kalbimize atıldı ama bu millet dimdik ayakta duruyor. Bunlar ayıklanacaktır diye düşünüyorum."
"Kapatılanlar Alevilerin değil, FETÖ'nün dernekleriydi"
FETÖ'nün ülkenin her ilinde olduğu gibi Sivas'ta da örgütlendiğini vurgulayan Ali Dağ, 2015 yılında göreve geldiğinde Ufuk Alevi Bektaşi Derneği ismindeki bir derneğin yöneticilerinin kendisini ziyarete geldiğini aktardı.
Yıllardır Sivas'ta yaşadığını ve böyle bir dernek ismini ilk kez o zaman duyduğunu belirten Dağ, "Dernek yöneticilerine 'yeni mi kuruldunuz' diye sorduğumda 'Muharrem ayında iftar yemekleri veririz, Bektaşilik yolunda hizmet ediyoruz' dediler. Biz o zamanlar da biliyorduk o grubun böyle bir faaliyet içerisinde olduğunu. Hatta bunların vakıfları da var, tamamı da kapatılmış değil aslında." diye konuştu.
Dağ, FETÖ'nün kurduğu dernek ve vakıflarla Aleviliğin içinin boşaltılmasının hedeflediğine değinerek, şöyle devam etti:
"Aleviler hiçbir zaman için devletine baş kaldırmamıştır, silah çekmemiştir. Aleviler haklarını kanunlar, yasalar, hukuk içerisinde çözmeye çalışmıştır. Bunlar Alevi dernek ve vakıflarına girerek Aleviliğin içini boşaltmaya çalıştılar. Aleviliği yok saymaya çalıştılar, bir şekilde başka bir inanca empoze edilecekti. Alevilerde bütün inançlara saygı vardır. Kapatılanlar gerçekten Alevi olan insanların kurmuş oldukları dernek veya vakıflar değildi. Bunlar FETÖ'nün kurmuş olduğu vakıf ve dernekler. Ziyarete geldiklerinde sordum, siz Alevi misiniz, Sünni misiniz? diye. 'Biz Alevi değiliz, Bektaşi felsefesini benimsemiş insanlarız ama arkadaşımızın annesi Alevi' dediler. Alevilikle ilgili derneğin yönetiminde bir kişinin bir Alevi ile akrabalığı var, yani bağı bu kadar, başka bir şey yok."
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış