İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Hikmet Pak ve Bülent Başer tarafından FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde görevlendirildiği belirlenen Hava Harp Okulu öğrencilerine yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı.
Soruşturma sonucunda hazırlanan 180 sayfalık iddianamede, 70 Hava Harp Okulu öğrencisi, bu öğrencilerden sorumlu 3 rütbeli komutan ile şoför olarak görev yapan 2 er "şüpheli" sıfatıyla yer aldı.
Soruşturma kapsamında 69 öğrenci ile 3 rütbelinin tutuklandığı, bir öğrenci ile 2 erin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı kaydedilen iddianamede, tüm şüpheliler hakkında "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ve "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
İddianamede ayrıca öğrenci ve rütbeli askerlerin ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar, diğer 2 erin ise "örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek" suçundan 5 yıldan onar yıla kadar hapsi talep edildi.
Başsavcıvekili İsmail Uçar tarafından onaylanan iddianame İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Mahkeme heyeti, 15 gün içerisinde iddianamenin kabulü veya reddi yönünde bir karar verecek. İddianamenin kabulü halinde şüpheliler hakim karşısına çıkacak.
İDDİANAMENİN DETAYLARI
İddianamede, söz konusu öğrencilerin darbe girişimi günü akşam saat 22.15 sıralarında içtimaya çağrıldığı, şüpheli Yüzbaşı Mesut Metin Kazancı’nın içtima alanında bulananlara hitaben "emre itaatin önemi" hakkında bir konuşma yaptığı, askerliğin temelinin emre itaat olduğunu, şimdiye kadar planlı eğitim yapıldığını, bundan sonra plansız eğitim yapılacağını ve bunun zor bir eğitim olacağını söylediği belirtildi.
İddianamede, Yeşilköy Hava Harp Okulunda görevli olan ve Tatbiki Eğitim Kampı için Yalova Hava Meydan Komutanlığında bulunan şüphelilerin takviye amacıyla Fatih Sultan Mehmet Köprüsüne, 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne, Sabiha Gökçen Havalimanına, Digitürk binasına, TRT Ulus binasına, Avea Genel Merkezine, İstanbul Valiliğine ve Atatürk Havalimanı Kulesine gitmeyi hedefledikleri aktarıldı.
Avea Genel Merkezine takviye amacıyla gitmeyi hedefledikleri değerlendirilen 75 şüphelinin (üç rütbeli personel, iki er, 70 Hava Harp Okulu 2. Sınıf Öğrencisi) 3. Filo Kol Komutanı Yüzbaşı Mesut Metin Kazancı ile 3. Filo Takım Komutanları Teğmen Harun Ay ve Teğmen Burhanettin Koyuncu'nun emir-komutası altında araçlarla Yalova Hava Meydan Komutanlığından hareket ettikleri, henüz Fatih Sultan Mehmet Köprüsüne ulaşamadan Kavacık mevkisinde yakalandıkları, olay yerinde toplanan vatandaşların askeri personele yönelik tepkileri nedeniyle otobüsler içerisinde bulunan askeri personelin üzerilerinde bulunan silah ve mühimmatlarla birlikte Ümraniye Çakmak Polis Merkezi Amirliğine intikal ettirildiklerinin anlaşıldığı vurgulandı.
WHATSAPP GRUPLARI
İddianamede, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatı ile savunması alınan Hasan Yıldırım'ın (Hava Harp Okulu Komutanlığında Öğrenci Alay Harekat Eğitim Şube Müdürlüğü Plan Koordinasyon kısmında görevli), ifadesinde, ''Astsubaylar arasında oluşturduğumuz 'Anansgücü' isimli Whatsapp grubunda ilk ekibi merak ettiğim için 'ne yapıyorsunuz, neredesiniz?' tarzında mesaj attım. Kısa süre içerisinde otobüslere bindirilip götürülen grup içerisinde olan Astsubay Hayati Gültekin'den 'abi köprüde mahsur kaldık, otobüse saldırdılar araba pert oldu üç tane öğrenci ellerinde, asker de yaralandı' şeklinde sesli mesaj geldi. Sonra Alay Komutanı İcra Astsubayı Üstçavuş Mustafa Altındal tarafından yine Whatsapp grubundan 'biz iyiyiz TRT Ulustayız', şeklinde, Astsubay Çavuş Mustafa Duran’dan 'Digitürk binasındayız' şeklinde, Hayati Gültekin’den 'biz hala köprüdeyiz mermimiz azalıyor, buraya en yakın Nakkaştepe'de birlik var bize oradan irtibat bulun bize oradan atış olabilir' şeklinde yazılı mesaj geldi. Kısa bir süre sonra Hayati’den 'köprünün ortasındayız, hala gelen tek tük insanlar var. Burada Kuleli Askeri Lisesinde destek de var ama çok zayıf, bize destek lazım' şeklinde sesli mesaj geldi. Ben bu mesajları kaydederek Mehmet Gürler Binbaşıya Whatsapp yoluyla ilettim.'' dediği kaydedildi.
Şüpheli sıfatıyla savunması alınan Faruk Şimşek'in cep telefonunda yapılan incelemede, "Between 09-13" ve "Canavar Meclisi" isimli Whatsapp gruplarının kayıtlı olduğu, gruplarda yapılan yazışmaların ekran görüntüsü alındığı kaydedilen iddianamede, tüm şüphelilerden ele geçirilen telefonlarından yazılan mesajların içeriği ve yazılmış oldukları zaman dilimi, darbe faaliyetleri kapsamında bilinçli şekilde ve takviye güç olarak Yalova'dan İstanbul'a geldiklerinin ortaya çıktığı belirtildi.
Mesajların yazıldığı saatlerden çok daha önce sosyal medyada olayın darbe kalkışması olduğuna yönelik haberlerin yayıldığı, mobil telefon cihazları bulunan ve internet hattı üzerinden birbirleriyle iletişime geçen rütbeli personelin bu haberlere ulaşamamış olmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı vurgulanan iddianamede, ''Kaldı ki şüphelilerin, sokağa dökülen vatandaşların söylemleri ve güvenlik güçlerinin ‘teslim olun' çağrılarına uzun süre duyarsız kaldıkları anlaşılmaktadır. Aralarında yaptıkları yazışmaların (mesajlaşmaların) içerikleri, kalkışmadan haberdar olduklarını göstermektedir. Bu nedenlerden dolayı, şüphelilerin kalkışmadan haberdar olmamalarının mümkün olmadığı, kendi iradi davranışları ile değil, kalkışmanın başarısız olmasından dolayı zorunlu olarak teslim oldukları, emir - komuta içerisinde hareket eden rütbeli personelin darbe girişiminde aktif rol oynadıkları değerlendirilmiştir.'' denildi.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış