Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (UTGAM) tarafından düzenlenen "Uluslararası Bir Tehdit Olarak FETÖ" temalı "2'nci Uluslararası Güvenlik Sempozyumu", Antalya'da bir otelde sürüyor.
Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çolak'ın moderatörlüğünde, UTGAM Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Levent Yılmaz, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, gazeteci Nedim Şener, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ramazan Dinç'in katılımıyla panel düzenlendi.
Polis Akademisinin yaptığı FETÖ çalıştayının sonucunda hazırlanan "Yeni Nesil Terör: FETÖ'nün Analizi" başlıklı raporun sunumunu gerçekleştiren Mehmet Levent Yılmaz, ulaştıkları ilginç sonuçları açıkladı.
"FETÖ'CÜ OLMAYAN YÜKSELEMİYORDU"
Yılmaz, FETÖnün, örgüt üyesi olmayan herkesin risk altında olduğu algısını oluşturduğunu, kişinin görevinde ne kadar başarılı olursa olsun bir üst makama geçebilmesinin risk altında olduğunu söyledi.
Temelde "ben", "biz" ve "onlar" vurgusunun olduğuna dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, bireyin sahip olduğu değerlerin tamamının "biz" vurgusunun içerisinde yok edildiğini, sohbet toplantılarında beyinlerin yıkanarak, örgütün değerlerinin empoze edildiğini bildirdi.
Orgeneral, genel müdür, müsteşar gibi kavramların örgüt içeresinde bir değerinin olmadığına işaret eden Yılmaz, örgütün temel hareket noktalarından birisinin psikolojik kontrolü sağlama olduğunu ifade etti.
Örgüt üyelerinin toplumda kendilerini gizlediklerini, örgüt lideri talimat verdiği zaman aktif hale gelebildiğini aktaran Mehmet Levent Yılmaz, "Örneğin Rusya'nın Ankara Büyükelçisinin öldürülmesi olayındaki gibi. Yıllarca saklanmış, hakkında malumat yok ama örgüt üyesi, talimat geldiği anda bir ülkenin büyükelçisini bir, iki metre mesafeye kadar yaklaşıp öldürebilecek kadar da cani bir organizasyonla karşı karşıyayız." diye konuştu.
Örgütte mehdilikten kainat imamlığına uzanan süreç olduğunu vurgulayan Yılmaz, FETÖ kapsamında cezaevinde bulunanlara "Rüyamda Peygamber Efendimizi gördüm" mesajının götürüldüğünü aktardı.
"HAKAN ŞÜKÜR, YAVUZ SULTAN SELİM'İN KAFTANINI ABD'DE GÖTÜRECEKTİ"
Yavuz Sultan Selim'in kaftanını Hakan Şükür'ün Türkiye'den çalıp Amerika'ya götürmeye çalıştığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, "Yavuz Sultan Selim'in önemi, Türk ve İslam tarihinde halifeliği Osmanlı'ya yeniden kazandıran padişahtır. Eğer örgüt 15 Temmuz'da başarılı olup, kaftan çalınıp ulaştırılsaydı, FETÖ'nün başı kaftanı giyerek, Türkiye'ye döneceği yönünde ciddi şüpheler var." dedi.
"KARA PARALARI ÖĞRENCİLERİN ÇANTALARINDA AKLADILAR"
Dinin örgütte araç olarak kullandığına işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti:
"Sınav sorusu çalmak, son derece günlük hayatın parçası gibi. Katalog evlilikler var, aile yapısını ortadan kaldırmaya yönelik. Erkek ve kadın katalogları var, örgüt liderlerinin talimatıyla evlendiriliyor. Savcı-emniyet müdürü, hakim-hakime, kaymakam başka mülki idare amiriyle evlendiriliyor. Örgütün çıkarları için katalog evliliği yapıldığını görüyoruz. Ahlak ve namus anlayışıyla bağdaşmayan yapı. Örgütün bazı hanımefendileri şantaj amaçlı kullandığını görüyoruz. Üst düzey yöneticilere bazı kadınların şantaj amacıyla yönlendirildiğini görüyoruz. Bir maske olarak kullandıkları Türkçe olimpiyatları var. Sözde 'dünyaya Türkçe öğretiyoruz' gibi anlayışla yola çıkıyor. Örgüt dini anlayışı Müslüman coğrafyada kullanmış, Türkçe olimpiyatları da Türk coğrafyada, Orta Asya'da kullanıp kendisine eleman devşirip, o ülkelerde kendine meşruiyet kazanmaya çalışıyor. Türkçe olimpiyatları için yabancı ülkelerden gelen öğrencilerin çantalarına dolarların yüklenip, o ülkelere geri gönderildiğini görüyorsunuz. Yani bu da bir kara para aklama mekanizması."
FETÖ'nün "gül suyu" kullandığı bir taktiği olduğuna da değinen Mehmet Levent Yılmaz, FETÖ elebaşı olmadığı halde namaz kılınan yerlerde Gülen için de seccade serilip ruhunun geldiğine inanıldığını, ayakkabılara da gizlice gül suyu sıkıldığını belirtti.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış