Özdağ, Gaziantep'te bir otelde düzenlediği basın toplantısında FETÖ'nün darbe girişimini değerlendirdi.
FETÖ'nün Türkiye'deki her kuruma yıllar içinde sızdığını ve bunu büyük bir sabırla yaptığını belirten Özdağ, FETÖ'nün bunları yaparken dış destek aldığını söyledi.
"FETÖ, ERGENEKON VE BALYOZ'U KULLANDI"
FETÖ'nün hedefine ulaşmak ve Türk Silahlı Kuvvetlerini zayıflatmak için Ergenekon ve Balyoz davalarını uydurduğunu ifade eden Özdağ, şöyle konuştu:
"15 Temmuz, Süleymaniye baskını ile başladı. Süleymaniye baskını, Amerikan silahlı kuvvetleri arasında bir grubun Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı gerçekleştirdiği stratejik ve psikolojik bir operasyondu. Ne yazık ki başarılı olmuştur. Bu operasyonu daha sonra Ergenekon operasyonu izlemiştir. Ergenekon operasyonun kararının Beyaz Saray'da alındığını meşhur bir gazeteci köşesinde yazmıştı. Ergenekon operasyonu ile aslında çok fazla stratejik hedefe ulaşılmadı kişi ve kurum anlamında ama Ergenekon operasyonu bir psikolojik yıldırma operasyonuydu. Amacı Türk Silahlı Kuvvetlerini ve milli aydınları baskı altına almaktı. Ergenekon operasyonunda yargılananları bir araya getirdiğiniz zaman birlikte değil terör örgütü sınırlı kooperatif bile kuramadıklarını görebilirsiniz. Yaş ortalamalarına bakarsanız ben ciddi anlamda delikanlı sayılırım. Amaç hasıl oldu ve Ergenekon psikolojik operasyonu ile Türk Silahlı Kuvvetlerine ağır bir psikolojik darbe indirildi. Bu Süleymaniye'de başlayan kuşatmanın ikinci adımıydı."
Özdağ, Türk ordusunun bu operasyon ile yumuşatıldığını ve hain ellerin ikinci aşaması olan Balyoz'a geçtiğini anlattı.
"BALYOZ'DA DAHA STRATEJİK HEDEFLER SEÇİLDİ"
FETÖ'nün Balyoz'da daha stratejik hedefler seçtiğine dikkati çeken Özdağ, şunları söyledi:
"Balyozda daha stratejik hedefler seçildi ve yaşama geçirildi. Özellikle Türk Deniz Kuvvetleri hedefteydi. Burada vatanperver, askerlik yeminine sadık kişilerin alçakça suçlandığını gördük ve onlar tasfiye edildi. Bu gerçekleşirken değişik internet siteleri kuruldu. Burada doğrudan subaylarla ilgili dezenformasyon yayılmaya başlandı Twitter ve Facebook'tan. Böylece Fetullahçı olmayan bütün subaylar terörize edilmeye başlandı. Ordu bir panik içinde, içine doğru döndü ama bu arada hemen her yere sızılmış durumdaydı. Artık TSK'nın kendisini koruma reflekslerinin kalmadığını görmeye başladık. Yapabilecekleri en iyi şeyin Genelkurmay Başkanlığının 'Ben ordumu koruyamıyorum' diyerek istifa etmesiydi. Biliyorsunuz Işık Koşaner bunu yaptı." diye konuştu.
"TÜRK DEVLETİNİN SIRLARI ORTAYA DÖKÜLDÜ"
FETÖ'nün Türkiye'nin en mahrem yerindeki bilgileri dış ülkelere sattığını aktaran Özdağ, FETÖ üyelerinin vatan haini ve casus olduğunu, bunların idam edilmesi yerine kurşuna dizilmesi gerektiğini savundu.
Özdağ, şunları kaydetti:
"Türk ordusunun ve Türk devletinin harimiismedi olan olan ve özel kuvvetlerde gizlenen bütün gizli bilgileri içeren odasına Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 'Sayın Başbakan, burası Türk milletinin bütün sırlarını içeriyor. Bu adamları buraya sokmayın' demesine rağmen İlker Başbuğ'a Başbakanın Erdoğan'ın emir vermesi üzerine oraya cemaatçi hakimler girdiler ve içerideki bütün Türk devletinin sırları, operasyonları, seferberlik tetkik kurulu, Türkiye'nin bir saldırıya uğraması durumunda direnecek olan isimlerin, bir Türk uçağının Türkiye sınırları dışında düşürülmesi durumunda pilotun tekrardan Türkiye'ye geri getirilmek için kimin hangi ülkede kiminle hangi şehirde irtibat halinde olacağına dair gizli bilgiler. Bunu pilotun dahi açma hakkına sahip değildir, uçak düşmedikçe. Bunların hepsi ortaya döküldü. Bu bir casusluk operasyonuydu. FETÖ bir terör örgütü, artı bir casusluk operasyonudur. Yani FETÖ'ye sadece terör örgütü demek yetersizdir, FETÖ terör örgütü olmanın ötesinde ve öncesinde bir casusluk operasyonudur."
Özdağ, ayrıca, darbe girişimine tiyatro diyenleri eleştirerek 15 Temmuz'un bir darbe girişimi olduğunu ve bunu yapmaya çalışan FETÖ üyelerinin dersine çok önceden çalıştığını, her şeyin planlı ve programlı olduğunu sözlerine ekledi.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış