
Terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan, avukatlarıyla görüştü. Görüşmenin ardından örgüte yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı'nda yer alan habere sağlık sorunlarına değinen Öcalan, "Sağlık durumumda çok fazla değişen bir şey yok. Gözlerimin yaşarması devam ediyor. Muhtemelen buranın ortamıyla alakalıdır. Yaz, havalar sıcak bunun da etkisi olabilir, sıcaklardan kaynaklı olabilir" dedi.
Son günlerde kendisinin tehdit edilmesi değerlendirmelerine de değinen Öcalan, şöyle devam etti: "Benim tehdit edilmemi, sınırlandırmamı savunanlar var. Klasik yöntemlerle Kürt sorunun çözülemeyeceği ortadadır. Basından öğrendiğime göre Nuray Mert de belirtmiş, artık Kürtler de eski Kürtler değildir, öyle klasik imhacı yöntemlerle de bitirilemezler. Habertürk'te bir yazı yayınlanmış. Bu yazıda avukatlarımla görüşmelerde suç unsuruna rastlandığında direkt fiili müdahalenin olacağı belirtiliyor. Talimat verdiğim söyleniyor, ben şimdiye kadar burada kimseye talimat vermedim, vermeyeceğim de, öyle bir hataya da düşmem. Ben burada savaş talimatı da vermedim. Zaten burada bu konulara müdahele etmem doğru da olmaz."
İKİ TARAFLI ATEŞKES GELİŞTİRİLEBİLİR
"Diyarbakır'daki sivil toplum örgütlerinin yaptığı açıklamaya da belirttiğim paralelde sonuna kadar katılıyorum. Ancak sadece bir açıklama yetmez ben buna eylemsellik boyutuyla katılıyorum. İki taraflı çatışmasızlık süreci geliştirilebilir. Böyle bir irade ortaya çıkarsa KCK de buna uyabilir. Ancak şunu belirteyim, kimse kurbanlık koyun gibi de kafasını uzatarak bekleyemez. Meşru müdafaa hakkı kullanılır, bu evrensel bir haktır.
BEYAZ TÜRKÇÜLÜĞÜ YAHUDİLER GELİŞTİRDİ
"Bu geliştirilen Beyaz Türkçülüğün Yahudilerin Anadoluyu yurt edinme düşüncesiyle de alakası vardır. Günümüze kadar da Türkiye'de bu beyaz Türkçü anlayışın izleri görülüyor ve kendisini var etmiştir. İşte Üzeyir Garih örneği biliniyor. Üzeyir Garih Küçük Hüseyin Efendi'nin mezarını ziyaret ediyor, bu ziyaret esnasında öldürülüyor. Bu olay Küçük Hüseyin Efendi'nin bağlı olduğu tarikat ile Yahudiler arasındaki ilişkinin derinliğini gösteriyor.
MUSTAFA KEMAL ÖZERKLİK TARAFTARIYDI
Bu komplolar neticesinde Mustafa Kemal de yarı-tutsak hale getirildi. İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak gibi isimler bu yıllarda daha etkindirler. Başlarda Kürtlere muhtariyet verilmesi tartışılıyor hatta 10 Şubat 1922 tarihinde Meclis'te Kürtlere özerklik verilmesi yönünde görüşmeler oluyor. Yapılan oylama sonucunda 64 ret oyuna karşılık 373 kabul oyuyla Meclis'ten geçiyor. Yine İzmit Basın Konferansı'nda Mustafa Kemal Ocak 1923'te Kürtlere özerklik verileceğini söylüyor. Ancak sonrasındaki gelişmeler bunların tam tersi oluyor. Şeyh Sait, Seyit Rıza, Cibranlı Halit gibi Kürtlerin bastırılması da bu komplocu gelenekle alakalı, bağlantılıdır. Burada Kürtler önce havaya kaldırılıyor sonra sırtları yere vuruluyor, imha ediliyorlar. Provokasyonları hazırlayıp, yaratıp kendileri bastırdılar.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış