Format gereği her gün yüzlerce başvuruyu değerlendiren, ardından yollara düşüp İstanbul'u semt semet, sokak sokak dolaşanan ve evlerinden memnun olmayanların yüzlerini güldüren iç mimar Selim Yuhay, gördüğü ilgiden çok memnun...
İnanılmaz bir hızla çalışıyor, çok kısa sürede evlerde harikalar yaratıyorsunuz. Bu tempo sizi zorlamıyor mu Selim Bey?
- Doğru, tempomuz inanılmaz... Normal hayatta üç günde bir evin sadece boyasını bitirirsiniz, biz ise bütün evin teslimini üç günde yapıyoruz. Üstelik aynı anda üç ayrı evde çalışıyoruz. Ayda toplam 22 ev yapıyor.
Mucize yaratıyorsunuz bir bakıma...
- Doğru, o kadar kısa sürede ortaya çıkardığımız işlere bakarsanız, bu bir mucize. Herkesin yapabileceği bir iş değil.
Ekipte kaç kişi var?
- Toplam 100 kişiyiz. Kameramanı, kurgucusu, ışıkçısı, 18 usta, atölyede çalışan dört usta, cilacısı, marangozu... Benimle birlikte işleri takip eden yeni mezun mimarlar da var.
Evlere gitmeden önce ev sahipleriyle tanışıyor musunuz?
- Kesinlikle hayır. Sadece elimde evin fotoğrafları oluyor, o kadar. O fotoğraflara bakıp zili çalıyorum.
Peki içeri girer girmez ilk yaptığınız şey ne oluyor?
- Evi geziyorum, editör arkadaşımıza "Evin sahibi hangi renkleri sever, psikolojisi nedir" diye soruyorum. Gardırobu açıyor, kıyafetlerine bakıyorum. Çünkü seçtiği renkler kişinin ruhunu yansıtır. Bu da evine yansır. Sonra evin düzeninden, eşyalardan bir test yapıyorum. Evde hakimiyet kimde? Acaba erkek gerçekten orada yaşıyor mu yoksa sırf eşinin istediği duygu ve düşüncelerle mi yaşamını sürdürüyor? Ardından, evin hangi bölümünün yeniden yapılması isteniyorsa ona göre çözüm üretiyorum.
SENEYE YURTDIŞINA BİLE ÇIKACAĞIZ
Tasarım ve ürün seçimi tamamen size mi bırakılıyor, yoksa ev sahipleri de yaratım sürecine dahil oluyor mu?
- Katılımcının fikrini alıyorum tabii...
Peki sonucu beğenmeyen kişilerle karşılaştınız mı hiç?
- Şu ana kadar öyle bir durum yaşamadık. Toplamda 110 ev yaptık, hiçbir memnuniyetsizlik belirtisi görmedik.
Siz, işiniz bittikten sonra da o aileleri arayıp hatır soruyormuşsunuz.
- Doğru ama bunu siz nereden biliyorsunuz! Özellikle yaşlıları arıyorum. "Program çekildi, sizinle işimiz de bitti" duygusunu sevmiyorum. "Bak, biz hâlâ burdayız, bir şeylere ihtiyacınız olursa yanınızdayız" demeye çalışıyorum.
İstanbul dışına çıkmaya ne zaman başlayacaksınız?
- Altyapı işleri burada olduğu için şimdilik sadece İstanbul'da çalışıyoruz. Ama önümüzdeki sene İstanbul dışına çıkacağız. Hatta yurtdışına bile gideceğiz, ben bu konuda iddialıyım. Almanya'da yaşan gurbetçilerin evlerini yapma hedefim var.
Son olarak bu sezon için hedefleriniz neler diye sorsam...
- Türkiye'de hangi eve girerseniz girin, iki ana renkle karşılaşırsınız. Biz bu sezon bazı alışkanlıkları kıracağız. Dekorasyon dediğimiz olay değişkendir. Nasıl zaman içinde huylarımız değişiyorsa, evimizi, dekorasyon tarzımızı da değiştirmemiz gerek.
ÜÇ ÇOCUĞUM VAR AMA ÖZEL HAYATIM YOK
Program o kadar yoğun ki, "Evim Şahane"den bağımsız çalışamıyorsunuzdur artık herhalde.
- Evet, maalesef. Benimle çalışmak isteyen ünlüler dahil yüzlerce kişi var. Bunun için çok da fazla telefon alıyorum. Ama yoğunluktan dolayı kabul edemiyorum.
Yoğunluk özel hayatınızı nasıl etkiliyor?
- Felaket... Aile babasıyım, üç tane çocuğum var. Ama özel yaşam diye bir şeyim kalmadı. Tamamen "Evim Şahane"ye konsantreyim. Artık 100 kişilik yeni bir ailem var!
Hürriyet
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış