Ankara Etimesgut’ta kaldırımda yürüyen Ekin Sert ile Umut Can’a, Mehmet Can D.'nin kullandığı otomobil çarptı.
Ağır yaralanan iki genç olay yerinde hayatını kaybederken şehir dışına kaçan Mehmet Can D., 2 gün sonra Kırıkkale’de yakalanarak gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklu yargılanması kararlaştırılan Mehmet Can D., cezaevine gönderildi.
Otomobildeki diğer şüpheliler B.Ç., B.E. ve B.G. ise serbest bırakıldı.
Hayatını kaybeden Matematik Öğretmeni Ekin Sert ile Turizm İşletmeciliği Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Umut Can’ın aileleri ve yakınları, kazanın olduğu yerde bir araya gelerek yaşadıkları acıyı dile getirdi.
Aileler isyan etti
Sürücünün o gece alkolün etkisinde olduğunu, normalin üzerinde bir hızda araç kullandığını ve çok fazla kural ihlali yaptığını iddia eden aileler, sanığın en ağır cezayı almasını istedi.
Davanın avukatı Akın Er Tosun ise yeterli delillerin toplanmamasına rağmen iddianamenin hazırlandığını söyledi. Bu şekilde mahkeme aşamasına geçilmenin sanığa fayda sağlayacağını ifade eden Avukat Tosun, iddianamenin ‘olası kast’ üzerinden hazırlanması gerekirken "bilinçli taksirden" hazırlandığını belirtti.
"Bu kaza değil cinayet"
Yaşamını yitiren Umut Can’ın babası İbrahim Can, “Ben 24 yaşındaki oğlumu kaybettim. Sarhoş ve ne olduğu belli olmayan bir grubun otomobille çarpması sonucu hem de. Daha 24 yaşındaydı, idealleri vardı. Gelecekle ilgili planları vardı. Adına kaza diyorlar ama bu kaza değil, cinayet. Oğlumu ezip geçtiler. Adaletin de bizleri ezip geçmeyeceğini biliyoruz ve güveniyoruz. Gereken en büyük cezanın verilmesini istiyoruz.
Benim oğlum artık gelmeyecek ama bu insanların toplumda olması her zaman potansiyel tehlike arz edecek. Suçu bir sefer işleyip, pişman olan insanlardan değil bunlar. Bu kişilerin alkollü oldukları, çarptıktan sonra olay yerinden kaçtıkları belli. Yaya kusurunun hiç olmadığı, tamamen sürücü hatasının olduğu belli. Sürücünün alkollü olduğu apaçık ortada. Madem suçu yoktu, nenden kaçıp gitti?” dedi.
"Harçlık verdim, geç kalmamasını söyledim"
Oğlu ile yaşadığı son anları anlatan baba Can, “Oğlum gitara çok meraklıydı ve sürekli arkadaşları ile gitar çalardı. Burası da sık sık kullandıkları bir yerdi. Turizm işletmeciliği okuyordu. Bir dönem ara verdi, sonra devam etmeyi düşünüyordu. İş bulup çalışma ihtiyacı hissetti ve bize söyledi. Kaza günü yine burada karşılaştık. Arkadaşlarının yanına gideceğini söyledi. Harçlık verdim ben de, geç kalmamasını söyledim.” diye konuştu.
Evladının cana yakın bir kişiliği olduğu anlatan baba Can, “Oğlum insanları kırmaktan çok korkardı. Yufka bir yüreği vardı. Bir gün hasta bir hayvan bulmuşlar. Paraları da yokmuş o sıra. Bizim banka kartlarımızı alıp o hayvanı veterinere götürmüşler. İyi bir çocuktu. Karakteri ile çevresindeki insanlara çok faydalı olacaktı fakat böyle cani insanlar oldukça bu iyi insanların mutlu yaşaması çok zor.” şeklinde konuştu.
"Eşim alkollü olduğu bilinen ama kaçtığı için ispatlanamayan bir cani ve yanındaki üç katil tarafından öldürüldü"
Kazada hayatını kaybeden Ekin Sert’in eşi Gözde Sert ise, araçta bulunan diğer 3 kişinin de en az sürücü kadar suçlu olduğunu söyleyerek, “Eşim her insan gibi kaldırımda yürürken, alkollü olduğu bilinen ama kaçtığı için ispatlanamayan bir cani ve yanındaki üç katil tarafından öldürüldü. İnsanlar birilerini yolda yürürken öldürmeyi ve kaçmayı normalleştirmeye çalışıyor.
Benim en büyük derdim bu katillerin ceza almamış olması. O gün o adamın yanında üç kişi daha vardı. Çarpan kişi şu anda hapiste olsa bile o üç kişi yanına başkalarını alıp yine birilerini öldürebilir. Tek bir kişinin değil, dördünün de en ağır ceza ile yargılanmasını istiyorum. Çünkü katil bir kişi değil, dört kişi. Hatta bu kişileri kaçıranlar.” ifadelerine yer verdi.
Matematik öğretmeniydi...
Eşinin koyu bir Fenerbahçe taraftarı olduğunu dile getiren Sert, “En son ders programımız hakkında konuşmuştuk. Yürüyüşe çıkmıştı. Eve gelince bize yemek yapacaktı. Dünyanın en dikkatli insanıydı. Ben bile bazen kaldırımda yürürken, karşıya geçerken dikkat etmem ama o beni her seferinde uyarırdı. O da benim gibi matematik öğretmeniydi. Meslekteki 13’üncü yılıydı. Yetiştirdiği çok güzel öğrencileri vardı. Sürekli güler yüzlü ve keyifliydi. Ne kadar çalışırsa çalışsın bir gün bile ‘yoruldum’ demezdi.
Fanatik bir Fenerbahçeliydi. En büyük hayali Fenerbahçe’nin şampiyon olmasıydı. Onun dışında da kız çocuğu olsun istiyordu. Fenerbahçeli taraftarlardan ve Başkan Ali Koç’tan eşime destek olmalarını istiyorum. Eşimin daha giyemediği formaları vardı. Bize destek olurlarsa bu davayı biraz daha gündeme getirir diye düşünüyorum.” dedi.
"Yaptıkları insanlık değil"
Umut Can’ın yakın arkadaşı Berkay Gümüşay, kazanın hala etkisinde olduğunu söyleyerek, “Umut’un yakın arkadaşıyım. Vefat etmeden çok kısa bir süre önce yemek yemiştik. Ertesi gün yine buluşacaktık, planlarımız vardı. Tüm gün beraberdik. Yanından ayrıldıktan 5 dakika sonra böyle bir olay olduğunu duydum. Hiç tahmin etmemiştim. Hala da inanamıyorum, hala etkisindeyim.
Umut, melek gibi bir insandı ve melek oldu. Hakkında bir kişi bile kötü konuşamaz. Herkes tarafından sevilip sayılan neşeli biriydi. Bu olaya kaza demek çok doğru değil. Bu bir cinayet. Hak ettikleri cezayı alsınlar. Yaptıkları insanlık değil. Bırakıp kaçtılar. İki kişi hayatını kaybetti. Bazı insanların alkol ve hız sevdası yüzünden ailelerin hayatı karardı.” şeklinde konuştu.
"Bizim isteğimiz toplanmayan delillerin bir araya getirilip, sanığın yargılama sonucunda en ağır cezayı alması"
Davanın avukatı Akın Er Tosun ise delillerin henüz tam anlamıyla toplanmadığını belirtti. Mahkeme aşamasına delillerin hepsinin bir araya getirilmesinin ardından geçilmesi gerektiğini kaydeden Avukat Tosun, şöyle konuştu:
“Umut ve Ekin, trafik canavarının kaldırıma çıkması sonucu hayattan koparıldı. Bu olay sadece iki aileyi değil, tüm toplumu etkileyen bir olaydır. Bu olayın tarafı kamudur. Herkesin bu olayın üzerine düşmesi gerekiyor. En büyük endişemiz, sürücünün olay yerinden kaçmasının kendisine fayda sağlaması. Alkollü olarak direksiyonun başına geçiyor, yanındakilerin beyanları bu şekilde. Bu beyanlar olmasına rağmen kendisi olaydan 2 gün sonra teslim olup alkolsüz olduğunu iddia etti. İddianamemiz biz delilleri toplamadan hızlıca düzenlendi ve mahkeme aşamasına geçmek üzere. Bizim isteğimiz toplanmayan delillerin bir araya getirilip, sanığın yargılama sonucunda en ağır cezayı alması.
Şu an iddianamenin kabulü gerçekleşmedi fakat bizim taleplerimiz de savcılık tarafından kabul edilmedi. Gerekli araştırmalar derinleştirilmeden bir anda iddianame düzenlendi. Bizim endişemiz sanığın gerekli cezayı alamayacak olması. Sanık hem alkollü hem hız sınırlarına uymuyor hem de kaza öncesinde ‘drift’ atma, kırmızı ışıkta geçme gibi birçok kural ihlali gerçekleştiriyor. Burada ‘olası kast’ durumu söz konusu ama savcılık bizimle aynı düşüncede değil. ‘Bilinçli taksir’den iddianame düzenlendi. Bizim yine de adaletin yerine getirileceği inancımız devam ediyor.”
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış