İHA

Son olarak, Beyoğlu'nda bulunan İstiklal Caddesi üzerinde polise yönelik bıçaklı saldırı Türkiye'nin gündemine oturmuştu...

12 Ekim günü Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde sabit nokta görevini yapan polis memurunu bıçakla yaralayan Oytun I.'nın annesi, oğlunun iyi bir eğitim hayatı olduğunu ancak kullandığı maddelerin etkisiyle hastalandığını belirtti.

MAHKEMECE TUTUKLANARAK CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ

Olayda Oytun I., saldırı sonrası polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alınmıştı.

Emniyetteki işlemleri tamamlanan saldırgan sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Saldırganın psikolojik sorunları olduğu ve hakkında birden fazla suç kaydı olduğu belirlenmişti.

"DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ'NDE PSİKOLOJİ BÖLÜMÜNÜ OKUDU"

Anne B. I., oğlunun iyi bir eğitim hayatı olduğunu ancak kullandığı maddelerin etkisiyle hastalandığını belirterek şu açıklamalarda bulundu:

Oğlum 17 yaşlarındayken madde kullanmaya başladı. Bu durumu öğrendiğimizde hemen tedaviye başladık. Hatta okuluna ara vermişti sonrasında okulunu bitirdi toparladı ama hep geriye döndü.

Doğuş Üniversitesi'nde psikoloji bölümünü okudu. Eğitimi de var ama hep geriye gitti. Kendini kurtarıp geri düştü hep. En son bali içmeye kadar düştü.

En son mahkeme kararıyla 2 kere hastaneye yatırdım. İlkinde Kaymakamlık kararı vardı ikincisinde de mahkeme kararı vardı elimde. Ama hep 2 hafta yatırıp çıkardılar.

"BÜYÜK KORKULAR YAŞADIK, BENİ HEDEF ALDI"

Çok korkular yaşadık diyen anne B.I., “Oğlumu hep alttan alıp mülayim davrandık. Evde yatağın üzerinde bir elinde bali poşeti bir elinde de tiner poşeti vardı. Hepsini bir arada götürüyordu. Büyük korkular yaşadık. Beni hedef aldı. Kızımı hedef aldı.” ifadesinde bulundu.

"ÖLÜMÜ DENEYİMLEMEK İSTİYORDU BENİMLE"

Anne B.I., oğlunun ölümü kendisiyle deneyimlemek istediğini kendisine söylediğini açıklayarak şu sözleri sarf etti:

Hastaneye ikinci yatışında durumu çok ciddi ve vahimdi ve benimle doktoru görüşmedi. Benden bilgi almadı. Hemşire miydi hasta bakıcı mıydı bilmiyorum ama bir kağıtla gelip bana sorular yönettiler. Ben cevap verdim.

Hep anlatmaya çalıştım ölümü deneyimlemek istiyordu benimle birlikte öyle hayalleri vardı. Üst benlik kontrolü ölümden geri dönülüyor hadi beraber gidelim gelelim diyordu. Ben bunları doktoruna anlatamadım iki haftada bıraktılar onu.

"ONUN BAKIŞINDAN DURUŞUNDAN BELLİYDİ"

Oğlunun suç kayıtlarının genellikle kendilerinin şikayetlerinden oluştuğunu belirten anne B.I., “Bir komşumuzun kapısına dayandı korkuttu onu o şikayet etti diğerleri benim şikayetlerimdi. Bu zamana kadar bu suçu işleyebileceğini hep anlatmaya çalıştım. Onun bakışından duruşundan belliydi. Çünkü beyni tamamen yandı. İyice kaybetti aklını şuurunu tehlikeli bir insan oldu. O artık tehlikeli bir hasta.” dedi.

"EVDE GECE BİRİMİZ UYUMUYORDUK"

Anne B.I., oğullarının kendisine zarar vermesinden korktukları için evde nöbetleşe uyuduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:

Evde gece birimiz uyumuyorduk. Nöbet tutuyoruz. Annemi ailemi korumaya çalıştım. Hiçbir şey yapamadık.

Ben mahkemeye gittim onayı aldım ama bir şey yapamadık. O kadar uğraştım mahkeme kararıyla hastaneye gittim bu sefer tamam dedim ama iki haftada çıktı.

"TEHLİKELİ BİR İNSAN, BUNU BIRAKMAMALARI GEREKİYOR"

Oğlunun tedavi görmeden serbest bırakılmamasını isteyen anne B.I., son olarak şöyle dedi:

Tedavi görmesi lazım onu istiyorum. Ama bu artık tehlikeli bir insan bunu bırakmamaları gerekiyor.

Benim bu işteki en büyük tesellim can kaybı olmaması. Polis memuru hayatını kaybetti bu noktadan sonra aslında gerisi çok da umurumda değil. Ama o artık tehlikeli biri. Uzun bir tedaviye ihtiyacı var bunun öyle bir hafta veya 3-5 ay olduğuna inanmıyorum.

Lütfen bizi duyun hastanelerde doktorlarla uğraşmak problem. Bir şey anlatma fırsatı vermiyorlar. Ben doktorun 6 saat kapısında bekledim. Ama benimle konuşmadılar. Bunları anlatacaktım bu artık tehlikeli ölümle oynuyor diyecektim ama dinlemediler. Bunun üzerine bıraktılar zaten onu.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA)