Edirne'de bulunan, Osmanlı padişahı 2'nci Murad döneminde 1450 yılında yapımına başlanan ve Fatih Sultan Mehmet döneminde yapımı tamamlanan 6 asırlık Osmanlı Sarayı Saray-ı Cedide-i Amire'nin (Edirne Sarayı) yıllar içinde gördüğü deprem ve yangınlar nedeniyle tahribata uğradı.
Sarayın günümüze ulaşabilen kısımları Cihannüma Kasrı, Adalet Kasrı, Kum Kasrı, Hamam ve Mutfağı ile saray giriş kapısının bir bölümü oldu.
Kültür Bakanlığı, Edirne Valiliği ve Trakya Üniversitesi’nin yaklaşık 13 yıl önce alanda başlattıkları ortak kazı ve restorasyon çalışmaları sonucunda mutfak ve hamam restore edilip ayağa kaldırıldı.
Kazılar ve diğer yapıların ihya edilmesi çalışmaları devam etti.
DHA’nın haberine göre; daha önce Trakya Üniversitesi tarafından yapılan kazı çalışmaları, 18 Ekim'de Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığı'na devredildi.
Sarayiçi'ndeki Tunca Nehri kenarında yer alan saray, Milli Saraylar'ın başta Topkapı, Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayları olmak üzere İstanbul'un kasır ve köşklerinde yürüttüğü örnek müzecilik faaliyetleriyle gelecek kuşaklara aktarılacak.
“Master plan çerçevesinde Edirne Sarayı’nı bütüncül bir yaklaşımla ihya etme azminde”
Milli Saraylar Başkanı Yasin Yıldız, beraberinde Milli Saraylar Bilim ve Değerlendirme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sadettin Ökten ve uzman ekiple, sarayın ihyası tamamlanan mutfak kısmında düzenlenen toplantıyla yapılacak çalışmaları aktardı.
Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve Trakya Üniversitesi Rektörü Erhan Tabakoğlu'nun da katıldığı toplantıda konuşan Milli Saraylar Başkanı Yıldız, alanda yaptıkları tespitler hakkında şu açıklamalarda bulundu:
"Milli Saraylar Bilim ve Değerlendirme Kurulu hocalarının gerek kurul olarak gerek münferit saha tespitleriyle altyapısını oluşturmuş durumdayız. Bunun sonucunda, bir rapor hazırladı değerli bilim insanlarımız.
Bu raporda şunu gördük ki; Edirne Sarayı bir bütün olarak ihya edilebilecek ve edildiği zaman da tarihi ve kültürel mirasımıza çok ciddi bir katkı sağlayabilecek bir yapılar bütünü orijinalinde. Burada yaptığımız çalışmaların en önemli sonucu da bu çalışmaların bütüncül bir anlayışla yürütülebilmesi.
O nedenle yol haritamızın birinci başlığı olarak bir master plan çerçevesinde Edirne Sarayı’nı bütüncül bir yaklaşımla ihya etme azminde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.”
“Oldukça kalabalık bir ekiple çalışmalarımızı yürüteceğiz”
Yıldız, alanda bugüne kadar ulaşmış yapıların yanı sıra yer altında kazılar vesilesiyle tespit edilen kültürel varlıkların da olduğunun altını çizdi.
Yıldız, "Bu da bizi şu noktaya getiriyor, uzun yıllar olduğu gibi alandaki kazı hizmetlerinin de bizim burada çalışacağımız süre içerisinde devam edeceğini ifade edebilirim. Buradaki çalışmalardaki yaklaşımımız Edirne sarayı ile ilgili yapılacak çalışma ve projelerin bir payitaht şehri olan Edirne'nin tarihi ve kültürel özelliklerinin anlaşılmasına yönelik bir tutumla olacaktır. Bu noktada yine bilim kurulumuzun yanı sıra Milli Saraylar'ın restoratörleri ve uzmanlarından oluşan oldukça kalabalık bir ekiple çalışmalarımızı yürüteceğiz.
“Bilimsel bir çalışma yürüteceğiz”
Devlet Arşivleri Başkanlığı, bizim gibi Cumhurbaşkanlığı'na bağlı kardeş bir kurum. Devlet arşivindeki Osmanlı arşivi bölümünde, gerek bizim uzmanlarımız, gerek de oradaki uzmanlarla yürüttüğümüz çalışmalarla bugüne kadar edindiğimiz belgelerin ışığında burada oldukça bilimsel bir çalışma yürüteceğiz. Burada gerek kazılar gerek ihya edilebilecek yeterli bilgi ve belgeye dayalı binalar etrafında bu 5 yıllık birincil bir çalışma ve yürütme azmindeyiz." diye konuştu.
“Hem Edirne'ye hem ülkemize ciddi katkı sağlayacaktır”
Edirne Sarayı'ndaki hedeflerini de aktaran Yıldız, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Buradaki hedefimiz şu; bu alan hem devletimizin aynı döneminde olduğu gibi bir temsil makamı olarak hizmet vermesi ama en önemlisi tarihi ve kültürel miras olarak burada yerli ve yabancı turistlerin, Edirne halkının geçmişini, tarihini öğrenebildiği bir tarih ve kültür künyesi olmasıdır. Yapacağımız çalışmalar, bütünlüklü olarak bu şekilde gerçekleşecektir. Bu çalışmaları tamamladığımızda inşallah Edirne Sarayı Hümayunu tarihi kültürel mirasın çok önemli bir vesikası olarak hem Edirne'ye hem ülkemize ciddi bir armağan olarak katkı sağlayacaktır. Milli Saraylar Enstitüsü'nün ve Milli Saraylar’ın kültür merkezlerinin, sanat merkezlerinin birer şubesini de bu proje kapsamında burada açacağımızı şimdiden müjdeleyebiliriz.
Buluntular, Mahmudiye Kışlası'nda sergilenecek
Buluntularla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlarla gerekli çalışmaları yaptık. Bunların Milli Saraylar'ın envanterine teslim, sayım ve tespit süreci şu an yürütülüyor. Bunları paylaşmak adına bir bütün halinde 19’uncu yüzyıldan kalmış olan Mahmudiye Kışlası'nda, diğer çalışmalar yürürken Edirnelilerle buluşturmayı hedefliyoruz. Bu noktada tespit çalışmalarımız çok önemli. Envanterin ne kadarının restorasyon ihtiyacı, ne kadarının direkt sergilenebilir olduğu bu çalışmayla ortaya çıkacak. Buradan çıkmış olan buluntuların öncelikle akademik bir heyet nezdinde tasnifinin yapılması lazım.
“Nehirden tarihi eser çıkarmaya kadar gidecek bir deneyim olacak”
Sarayın bulunduğu alandan geçen Tunca Nehri'nde de kanallar ve rıhtımların ihyasının da gündemlerinde olduğunu söyleyen Yıldız, "Buradan Tunca'ya, 2'nci Beyazıt ve diğer camilere sultanların nehir üzerinden gidişi tarihi bir vakadır. Bu nedenle özellikle bu nehrin bu kolu üzerinde son derece ciddi bir kanal sistemi vardır. Arkadaşlarımız burada yaptıkları çalışmalarda bunun bir kısmının ayakta olduğunu gördüler. Demek bu nehirden tarihi eser çıkarmaya kadar gidecek bir deneyim olacak. Bilim dünyasına anlatılacak çok değerli hikayelerin çıkacağını düşünüyorum. Nehir boyundaki kanalların ve rıhtımların da ihyası tabii ki gündemimizde var.”
“İnsanlar ölüyor ama mekanlar kalıyor”
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan da sarayın has bahçesi içerisinde kalan tarihi Kırkpınar Güreşleri'nin yapıldığı alanla ilgili önümüzdeki dönemde değerlendirmelerin olabileceğini, bunların bilim kurulunun çalışmaları sonucunda netlik kazanacağını aktardı.
Milli Saraylar Bilim ve Değerlendirme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sadettin Ökten de Edirne Sarayı'nın kültürel miras niteliğinde olduğunun altını çizdi.
Ökten, "Görüyoruz ki insanlar ölüyor ama mekanlar kalıyor. Edirne Sarayı Cedide-i Amire'yi anlamak istiyorsak o döneme de beraber bakacağız. Baktığımız zaman gördüğümüz şudur; büyük medeniyetlerin kültürel hinterlandı da var, sadece askeri değil. O kültürel hinterlant siyasal etki bittikten sonra da devam ediyor. Dolayısıyla Edirne Sarayı hem bize hem de dışarıya hitap eden bir kültürel miras niteliğindedir." dedi.
“18 Ekim Edirne Sarayı açısından bir milat”
Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık ise sarayın ihyasının Edirne ve Türkiye için büyük önem taşıdığının altını çizerek, "Bugün ilimiz açısından son derece müstesna bir gün. Ecdadın her noktasını ilmek ilmek işlediği bir şehir burası. Edirne Sarayı burada belki bir boyutuyla diğerlerinden farklı. Yönetim binası olarak fonksiyon üstlenmiş, padişahlarımız burada devlet işlerine ilişkin kararlar almışlar. İnşallah bu aşamadan sonra hızlı bir şekilde bu ihya çalışmalarının yürüyeceğini ve bu tarihi kopukluğun ortadan kaldırılarak tekrar o tarihi, görkemli ve önemli günlerine geri döneceğini umut ediyoruz. 18 Ekim Edirne Sarayı açısından bir milat. Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle, Milli Saraylar'a devredilmesiyle, bu çalışmaların çok daha hız kazanacağı, ivme kazanacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış