Osmanlı'da doğdu, Vatikanlı oldu: Rahibe Teresa'nın bilinmeyenleri

Bakkal kızı Gonca Boyacı'dan dünyaca ünlü Rahibe Teresa'ya dönüşen iyilik timsali bir kadının hikayesi... Herkes onu bir melek olarak nitelendirdi, ancak madalyonun öteki yüzü de vardı. Peki, Rahibe Teresa aslında kimdi? İşte baştan sona yaşamı ve şaşırtan iddialar...

Agnes Gonxha Bojaxhiu, yani Gonca Boyacı, 29 Ağustos 1910 yılında, o zamanda Osmanlı topraklarında olan Üsküp'te dünyaya geldi.

Kole Bojaxhiu ve Drane Bernai'nin üçüncü çocuğu olan Gonca Boyacı, kısa bir süre sonra bu ismi tarihin tozlu sayfalarına gömecek ve yeniden doğacaktı.

Nereli olduğu sorulduğunda ise kan bağına göre Arnavut, vatandaşlığına göre ise Hint olduğunu söyler, Osmanlı topraklarında doğduğundan hiç bahsetmezdi.

Bakkal işleten babası ve soylu bir aileden gelen annesi sayesinde oldukça varlıklı bir ortama doğmuştu. Evlerine sık sık misafirler gelir, fakirlerin karnı doyurulur, eğitime önem verilirdi.

Koyu Katolik bir aileye mensup olması, bakış açısını ve atacağı adımları da şekillendirdi.

Gonca Boyacı, 17 yaşında Rahibe Teresa olmanın sinyallerini verdi.

Rahibe Teresa'nın doğuşu

Tanrı tarafından Katolik bir misyoner rahibe olarak görevlendirildiğine ilişkin ilahi bir mesaj aldığını söyledi.

Gençlik yıllarında gelen bu çağrıdan emin olabilmek için Letnice Meryem'in mabedinde iki ay kadar tefekkür inzivasında bulundu.

''İlahi çağrıyı dinleyişim Letnice Meryemi'nin ayaklarında, Üsküp yakınlarında bulunan bir mabette oldu. Gayet iyi hatırlıyorum: Meryem'in göğe alınışı bayramının evvelsi akşamıydı. İçsel neşeyle dolu bir halde dua edip ilahiler söylüyordum... Beni tamamen O'na ait olmaya, O'na ve başkalarına hizmet etmeye adanmaya davet eden Tanrı'nın sesinidinleyişim orada oldu.'' (Lorenzo, 2009: 19).

Emin olmasının ardından Hindistan'daki misyonerlik çalışmalarıyla tanınan Loretto Hemşireleri'ne katıldı. Bu dönemde Teresa adını aldı.

Hindistan dönemi

Rahibe Teresa, St. Mary Manastırı'nda temel Hristiyanlık ve coğrafya dersleri vermek üzere aralarına katılarak ilk fedakarlığını resmen yapmış oldu.

Vereme yakalanınca iyileşmesi için Darjeeling'e gönderildi. Darjeeling treninde yoksullarla çalışmalı, onlarla yaşamalısın emrini içeren ikinci ilahi mesajı duyduğunu söyledi.

Rahibe Teresa fakirlere yardım edebilmek için onların arasına girmeyi, hasta olanlara evlerinde sağlık hizmeti vermeyi, ölmek üzere olanları Tanrı'yla huzura kavuşturmayı mutsuz insanları İsa ile mutluluğa kavuşturmayı istedi.

Hayırsever Misyonerler

1950 senesinde Vatikan’dan izin aldı ve “Hayırsever Misyonerler” cemiyetini kurdu.

Başlangıçta sadece 12 kişi ile birlikte kurduğu cemaat, yıllar içinde dünyanın 450 noktasında 4.000 rahibenin görev yaptığı bir kurum haline geldi.

Azize mertebesi

4 Eylül 2016’da Vatikan’ın Aziz Petrus Meydanı’nda düzenlenen tören ile Papa Franciscus tarafından azize mertebesine yükseltildi.

Kilisenin birisini azize ilan edebilmesi için o kişinin kutsal bir yaşam sürmesi ve Tanrı'nın aracılığıyla en az iki mucize gerçekleştirmesi gerekmekteydi.

Rahibe Teresa’nın iki hastayı iyileştirmesi, azize olabilmek için gerekli olan iki mucize olarak kabul edildi.

Vefatı

Rahibe Teresa, 5 Eylül 1997'de kalp yetmezliğinden Kalküta'daki Sevgi Görevlileri'nin ana merkezinde, seksen yedi yaşında vefat etti.

Rahibe Teresa hakkındaki iddialar

Yardım için gittiği fakir bölgelerdeki ebeveynler Teresa'nın çocukların beynini yıkayıp Hristiyan yapacağını düşündüğü için onun gitmesini istediği iddia edildi.

Öte yandan misyonerlik faaliyetlerini yayması için Vatikan'dan destek aldığı öne sürüldü.

Bazılarına göre, Rahibe Teresa'nın topladığı bağışlar yerine hiçbir zaman ulaşmadı. İyilik adı altında, aslında kötülüğün timsaliydi.

Nobel Barış Ödülü başta olmak üzere Özgürlük Madalyası gibi birçok prestijli ödüle layık görülerek gerçeklerin üstü süslendi.

"Vatikan maşası"

Katolik Kilisesi tarafından "Azize" ilan edilmesinin altında hep bir çıkar arandı.

Teresa’nın inancıyla ilgili birçok yorum yapıldı.

The Guardian gazetesinde, Andrew Brown’ın makalesinde haber: (24 Ağustos 2007) "Rahibe Teresa ateist miydi?" başlığıyla verildi. Gazete, Rahibe Teresa'nın yazdığı gizli mektupları da yayımladı. Rahibe Teresa'nın bu mektuplarda, "Dua etmeyi bıraktım" dediği dikkat çekiyor deniliyordu.

Germaine Greer tarafından "din emperyalisti" olarak ifade edilmiştir.

"Bağışlar yerine ulaşmadı"

Mother Theresa kitabının yazarı olan Chatterjee kitabında Rahibe Teresa’nın yoksullar ve hastalar için yaptıklarının son derece abartıldığını ve bu amaçla toplanan bağışların bu amaca uygun biçimde kullanılmadığını iddia etti.

70 yıllık geçmişlerinde bir kez bile topladıkları bağışı nasıl kullandıklarını bildirmediler. Öte yandan tıbbi yardım kabul etmedikleri, yalnızca nakit bağış aldıkları öne sürüldü.

"Manipülatif"

Teresa'nın manipülasyonu, birçok psikiyatrist ve psikolog tarafından Rahibe Teresa Etkisi ya da Rahibe Teresa Kişiliği olarak tanımlanmaktadır.

Bilgi Haberleri

  1. Netanyahu'nun özel konutuna işaret fişeği atıldı
  2. İran, Elon Musk ile görüşme iddialarını yalanladı
  3. Craig Bellamy: Benim ve oyuncularımın gelişmesi gerekiyor
Sonraki Haber