Politico'nun 14 Mayıs yorumu: 2023'ün en önemli seçimi
Dergi, Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi halinde, dış politikada yaşanabilecek çarpıcı değişikliklere dikkati çekti.
ABD merkezli Politico, 14 Mayıs seçimleri için analiz yayınladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın politikalarına karşılık, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sandıktan birinci çıkması halinde nasıl bir küresel politika izleyebileceğine dair tespitlere yer verildi.
"Avrupa ve Orta Doğu'da güvenlik açısından çok önemli"
"2023'ün en önemli seçimi" başlıklı analizde, "14 Mayıs seçimleri, Avrupa ve Orta Doğu'da güvenlik açısından çok önemli bir an." ifadesi kullanıldı.
"Erdoğan kazanırsa..."
Önümüzdeki ay yapılacak seçimlerin, Erdoğan için "çok büyük bir tarihi öneme sahip" olduğu belirtildi. Buna ilişkin, ayrıntılar paylaşıldı:
Mustafa Kemal Atatürk'ün laik cumhuriyetinin kuruluşunun 100 yıl sonrasına denk geliyor. Erdoğan kazanırsa, 85 milyonluk jeostratejik bir nüfuzun yörüngesine daha da fazla damgasını vurma yetkisine sahip olacak.
NATO, ABD, Rusya, Ukrayna, Doğu Akdeniz...
Seçimin, Avrupa ve Orta Doğu'da güvenlik üzerinde büyük bir baskı oluşturacağı ifade edildi.
Türkiye'nin NATO ittifakındaki rolünün; ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Rusya ile ilişkilerinin; göç politikasının; Ukrayna'daki savaşta Ankara'nın rolünün ve Doğu Akdeniz'deki gerilimlerin ele alınış biçiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve olası Kılıçdaroğlu yönetiminde farklılık göstereceğine dikkat çekildi.
Politico: Demirtaş ve Kavala'yı serbest bırakma sözü verdiler
AB'ye üyelik müzakerelerini çözebileceğinden "emin" olan muhalefetin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala hakkındaki kararlarını uygulama sözü verdiği belirtildi.
Kılıçdaroğlu'nun Dış Politika Başdanışmanı Ünal Çeviköz, Politico'ya yaptığı açıklamada, "Bu, tüm müttefiklerimize ve tüm Avrupa ülkelerine Türkiye'nin yeniden demokrasi yolunda olduğu mesajını verecektir." dedi.
Çeviköz: Göç politikamız, AB ile koordine edilmeli
Çeviköz, muhalefetin AB ile 2016 göç anlaşmasını yeniden gözden geçirmeye çalışacağını da söyledi, Avrupa ile "uyumlu" hareket edilmesi gerektiğini belirtti:
Göç politikamız, AB ile koordine edilmeli. Avrupa'daki pek çok ülke Türkiye'yi doğudan gelen göçmenlerin kontrol altına alınabileceği bir tür havuz olarak görüyor. Bu, Türkiye'nin elbette kabul edemeyeceği bir şey.
Bu, Türkiye'nin sınırlarını açması ve göçmenleri Avrupa'ya akıtması gerektiği anlamına gelmiyor. Ancak koordine etmemiz ve ortak bir göç politikası geliştirmemiz gerekiyor.
İsveç yorumu: Muhalefet vetoyu kaldıracak
NATO ve ABD ile ilişkilere ilişkin bölümde ise başlangıçta veto uygulayan Ankara'nın, 30 Mart'ta Finlandiya'nın NATO üyeliğine yeşil ışık yaktığı anımsatıldı.
Ancak muhalefetin, daha da ileri giderek Türkiye'nin şüphelilerin iadesini istediği İsveç üzerindeki vetosunu sona erdirme sözü de verdiğine işaret edildi. Çeviköz, konuya ilişkin şöyle dedi:
İkili sorunlarınızı NATO gibi çok taraflı bir örgüte taşırsanız, ülkenizle diğer tüm NATO üyeleri arasında bir tür kutuplaşma yaratırsınız.
Suriye'deki durum
Çeviköz ayrıca, "Yaklaşımımız, Suriye ekonomisini rehabilite etmek ve gönüllü geri dönüşlerin koşullarını oluşturmak olacaktır." ifadesini kullandı.
Yunanistan ile ilişkiler: Yeni bir ufuk açılacak
Derginin söz konusu analizinde, Türkiye'nin, Yunanistan ile gerilim yaşadığı dönemde Erdoğan'ın "Atina'yı bir füzenin vurabileceği" uyarısında bulunduğunu hatırlattı.
CHP'li Çeviköz ise verdiği demeçte, "İki ülke de seçime gidiyor. Dolayısıyla bu her iki ülkenin önünde yeni bir ufuk açacaktır." diye konuştu.
Kıbrıs meselesi: İç siyasete karışmayalım
Ünal Çeviköz, Kıbrıs konusunda Atina ve Ankara'nın "Kıbrıs'ın iç siyasetine karışmamasının" önemli olduğunu ve "Ada'daki iki halkın sorunlarına ikili bakma fırsatı verilmesi gerektiğini" sözlerine ekledi.
"Rusya'ya Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu hatırlatacağız"
Öte yandan Çeviköz, Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde Türkiye'nin arabuluculuk yapmaya ve tahıl anlaşmasını uzatmaya istekli olacağını ancak Ankara'nın NATO üyesi statüsüne daha fazla vurgu yapacağını söyledi:
Yalnızca Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu vurgulayacağız. Rusya ile görüşmelerimizde mutlaka eşitler arasında bir ilişki arayacağız. Ama Rusya'ya Türkiye'nin bir NATO üyesi olduğunu da hatırlatacağız.