Suudi Arabistan Prensi Selman'dan İsrail'e çağrı: Saldırıları durdurun
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonların derhal durdurulması ve ablukanın kaldırılması yönündeki taleplerini yineledi.
Dünya tam 36 gündür Gazze'de olanları seyrediyor.
İsrail ordusu, gece-gündüz demeden Gazze halkına saldırıyor.
11 bini aşkın can kaybının yaşandığı bölgede kadınlar ve çocuklar ilk hedef oluyor.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da başlayan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nin açılış konuşmasında, Gazze’deki İsrail saldırılarına değindi.
"Savaşı kabul etmiyor ve kesinlikle reddediyoruz"
"Bu zirve, acı ve olağanüstü bir dönemde yapılıyor." diyen Bin Selman, "Filistinli kardeşlerimizden çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere binlerce sivilin kurbanı olduğu, ibadet yerleri, hastaneler ve alt yapıyı da hedef alan bu şiddetli savaşı kabul etmiyor ve kesinlikle reddediyoruz." dedi.
"İnsani koridorların açılması talebimizi yineliyoruz"
Suudi Arabistan’ın Gazze’deki sivillerin korunması için başından beri tüm taraflarla ve uluslararası toplumla çalışma yürüttüğünü kaydeden Bin Selman şunları söyledi:
Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonların derhal durdurulması, ablukanın kaldırılması ve insani koridorların açılması talebimizi yineliyoruz. Rehinelerin serbest bırakılması ve suçsuz insanların korunmasının önemini vurguluyoruz. İsrail’in saldırıları sonucu yaşanan insani krizin durdurulması için Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun çabaları başarısız kaldı.
"Filistin halkına karşı işlenen suçlardan işgal yetkililerini sorumlu tutuyoruz"
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman, yaşanan talihsiz durumla yüzleşmek için koordineli ve kolektif bir çaba gösterilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
Gazze sakinlerine yönelik devam eden saldırganlığı ve zorla yerinden edilme politikalarını reddediyoruz. Filistin halkına karşı işlenen suçlardan işgal yetkililerini sorumlu tutuyoruz. Bölgede güvenlik, barış ve istikrarın sağlanmasının tek yolunun işgalin, kuşatmanın ve yerleşimin sona ermesi, Filistin halkının meşru haklarını elde etmesi ve başkenti Kudüs olan bağımsız devletini kurmasından geçeceğinden eminiz.