Cevdet Yılmaz Meclis'te 12. Kalkınma Planı'ndaki hedefleri sundu

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 12. Kalkınma Planı'nı sunarken, imalat sanayiinin milli gelirdeki payının yüzde 30'un üzerine çıkarmanın, küresel mal ticaretinden de yüzde 2'nin üzerinde pay almanın hedeflendiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 12. Kalkınma Planı'nı her yönü ile anlattı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 12. Kalkınma Planı'nı sunan Cevdet Yılmaz, küresel ölçekte belirsizliklerin arttığı bir ortamda planların ileriye dönük karar alma süreçlerine yardımcı olma işlevinin daha da önemli hale geldiğini söyledi.

Yılmaz, sunumunda kalkınma planlarının daha yüksek refah seviyesine ulaşılmasında topluma yol gösterdiğini, kısa vadeli yaklaşımların ötesine geçerek uzun vadeli temel amaç ve öncelikleri ortaya koyduğunu söyledi.

Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin en yüksek insani gelişmişlik seviyesindeki ülkeler arasında sıralamasını ileri taşımaya ve üst gelir grubu ülkeler arasına girmesine yönelik hukuktan ekonomiye, eğitimden sağlığa, çevreden uluslararası iş birliklerine kadar birçok konuyu içeren kapsamlı bir politika çerçevesinin oluşturulduğunu belirtti.

Yılmaz, aynı zamanda Cumhuriyet'in birikimlerini temel alarak yeni yüzyılın kalkınma alt yapısını oluşturan eser ve hizmetlerin, 21 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde birer birer hayata geçirildiğini ifade etti.

12. Kalkınma Planı'nı hazırlayanlar

Yılmaz, 12. Kalkınma Planı'nın, Strateji ve Bütçe Başkanlığının koordinasyonunda katılımcı bir yaklaşımla kamu kesimi, özel kesim, sivil toplum temsilcileri ile akademik çevrelerin katkılarıyla hazırlandığını dile getirerek, 2053 perspektifinde dünyada gelişmiş ekonomilerin oluşturduğu güç merkezlerinin göreli ağırlığının azalmasının, uluslararası sisteme yeni oyuncuların katılımı ve stratejik ittifakların dahil olmasıyla küresel düzenin daha kapsayıcı ve çok kutuplu bir çerçeveyle yeniden şekillenmesinin beklendiğini kaydetti.

Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin gelecekteki 30 yılın fırsatlarını iyi değerlendirip risklerini azaltarak, güçlü altyapısı, zengin kaynakları, genç ve dinamik nüfusu, tarihi ve kültürel birikimi ve eşsiz jeopolitik konumuyla hızlı bir kalkınma sürecine gireceğini dile getirdi.

Gelecek 30 yıla odaklanıldı

Yılmaz, gelecek 30 yılda dünyayı şekillendirmesi beklenen gelişmeleri dikkate alarak ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefi doğrultusunda, kapsamlı ve uzun vadeli bir yol haritasını, 12. Kalkınma Planı'yla TBMM'ye sunduklarını anlatarak, Türkiye Yüzyılı'nda, dünyadaki başlıca bilim, teknoloji, üretim, ticaret, kültür ve sanat merkezlerinden biri olarak insanlığa katkı sunan, milli ve manevi değerlerini koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refahı için küresel gelişmelere yön veren etkili, güçlü, müreffeh bir Türkiye'yi hedeflediklerini vurguladı.

"2053 hedefleri belirlendi"

Bu vizyona ulaşma yolunda 2053 hedeflerini belirlediklerini aktaran Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu kapsamda, üst gelir grubu ülkelerinden biri olarak dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz. İmalat sanayiinin milli gelirdeki payını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı, küresel mal ticaretinden yüzde 2’nin üzerinde pay almayı, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayii ihracatından yüzde 17 pay almayı ve kalkınma önceliklerimize halel getirmeden net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz. İnsani Gelişme Endeksi'nde ilk 20 ülke arasına girmeyi, ailenin güçlendirilmesini, gelir dağılımında adaleti sağlamayı, çalışma çağındaki her bireyin üretkenliğinden faydalanarak işsizlik oranını yüzde 5’in altına düşürmeyi hedefliyoruz.

"Dünyanın en değerli 100 markası arasında en az 5 markamız yer alacak"

Bunun yanı sıra dünyanın en değerli 100 markası arasında en az beş markamızın yer almasını, en az beş üniversitemiz dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında olmasını, ülkemizin Küresel Yenilik Endeksi'nde ilk 10 ülkeden biri olmasını ve Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payının yüzde 4 düzeyine çıkmasını öngörüyoruz. Ayrıca, İstanbul’un bilim, teknoloji, kültür, sanat, turizm, ticaret ve finansta küresel bir merkez olmasını, ülkemizin turizm gelirlerinde dünyada ilk üç ülkeden biri ve sağlık turizminde dünyanın merkezi konumunda olmasını da hedeflemekteyiz.

Küresel gelişmeler dikkate alınacak

12. Kalkınma Planı hazırlık sürecinde uzun dönemli perspektifle birlikte, küresel gelişmeleri de dikkate aldıklarını ifade eden Yılmaz, planın, küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmaların yanı sıra salgın hastalıkların, doğal afetlerin, su, gıda ve enerji krizlerinin yeni risk ve belirsizlikleri meydana çıkardığı bir ortamda hazırlandığını anlattı.

Dünya ekonomisinin büyüme beklentileri

2020 yılında yaşanan ciddi daralmaya rağmen, 2019-2023 döneminde yıllık ortalama yüzde 2,5 oranında büyüyen dünya ekonomisinin, 2023 yılında yüzde 3 oranında büyümesinin öngörüldüğünü belirten Yılmaz, 2019-2023 döneminde yıllık ortalama yüzde 1,4 oranında büyüyen gelişmiş ekonomiler ve yüzde 3,3 oranında büyüyen yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerin 2023 yılında sırasıyla, yüzde 1,5 ve yüzde 4 oranında büyümelerinin beklendiğini, salgın sonrası dönemde toparlanma eğilimine giren ve baz etkisiyle 2021 yılında yüzde 10,9; 2022 yılında ise yüzde 5,1 artan dünya ticaret hacminin 2023 yılında yüzde 0,8 artmasının öngörüldüğünü bildirdi.

2019-2023 döneminde yıllık ortalama yüzde 1,9 oranında artan dünya ticaret hacminin, küresel finansal ve ekonomik koşullardaki beklenen normalleşme eğilimine uygun olarak 2024-2028 döneminde yıllık ortalama yüzde 3,5 oranında artmasının beklendiğini kaydeden Yılmaz, gelişmiş ekonomilerde istihdam odaklı politikaların etkisiyle, 2014-2018 döneminde ortalama yüzde 6,2 olan işsizlik oranlarının, 2019-2023 döneminde ortalama yüzde 5,4 seviyesine gerilediğini söyledi.

İşsizlik oranı hedefi: Yüzde 4,4

Yılmaz, söz konusu ekonomilerde ortalama işsizlik oranının 2023 yılında yüzde 4,4 olarak gerçekleşeceğinin ve 2024-2028 döneminde yüzde 4,5’ler seviyesindeki seyrini sürdüreceğinin tahmin edildiğini dile getirerek, genel işsizlik düzeyinde iyileşme görülmekle birlikte, dünya genelinde işsizlerin yüzde 35’ini oluşturan genç işsizliğin, yaygın bir küresel sorun olmaya devam ettiğine dikkati çekti.

Borçlanma eğilimi

Salgın sonrası göreli olarak azalmasına karşın, borçlanma eğiliminin gelecek dönemde de devam etmesi ve 2024-2028 döneminde genel devlet brüt borç stokunun GSYH’ye oranının gelişmiş ekonomilerde yüzde 113,1’e; yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomilerde ise yüzde 68,5 seviyesine yükselmesinin öngörüldüğünü anlatan Yılmaz, birçok ülkede yüksek borç seviyeleri, artan finansman maliyetleri, yavaşlayan büyüme ve devlete yönelik artan talepler ile mevcut mali kaynaklar arasında artan uyumsuzluğun yaygınlaştığını kaydetti.

Süregelen ticaret savaşları, jeopolitik gerilimler, savaşlar ve doğal afetlerin bu dönemdeki en yüksek küresel ekonomik risk unsurları olduğuna dikkati çeken Yılmaz, petrol üreticisi ülkelerin üretim kararlarından destek alan petrol fiyatlarının, yakın zamanda yükselerek 90 dolar civarında seyrini sürdürdüğüne işaret etti.

Jeopolitik gerilimler petrol fiyatlarında etkili

Cevdet Yılmaz, gelecek dönemde petrol fiyatlarında, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin devamının, Orta Doğu'daki jeopolitik gelişmelerin, ABD’deki üretim miktarının, OPEC’in üretim kesintilerinin, küresel talebi belirleyen ekonomik aktivite ve ticaret gerilimlerinin seyrinin belirleyici olacağını anlatarak, gelişmiş ekonomilerde, uygulanan sert tedbirlere rağmen çekirdek enflasyonun halen katılığını koruduğunu ve sektörel fiyat katılıkları ile piyasa aksaklıklarının, küresel toparlanma üzerinde baskı yarattığını dile getirdi.

"Emtia fiyatları oynak hale geldi"

Emtia fiyatlarının, yenilenen jeopolitik gerilimler ve iklim değişikliğine bağlı aksaklıklar nedeniyle daha oynak hale geldiğine işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

Gelişmiş ekonomilere ek olarak Çin ekonomisindeki süregelen kırılganlıklar nedeniyle sanayi ürünlerine olan talepteki zayıflama, beklentileri de olumsuz etkilemektedir. Buna ilaveten dijitalleşme ve teknoloji alanında izlenen dönüşümler, ülkelerin küresel ticaret içindeki paylarının yeniden şekillenmesine yol açabilecektir. Bu gelişmeler bazı ülkeler için risk iken, bu alana hazırlıklı olan ülkeler için fırsatlar barındırmaktadır."

"İstikrarlı bir büyüme modeli uygulanacak"

Yılmaz, 12. Kalkınma Planı'nın, ülkenin sürdürülebilir kalkınma sürecinin stratejik bir yaklaşımla yönetilmesini teminen mevcut kaynakların ekonomik ve sosyal açıdan en fazla katma değer üreten alanlara yönlendirilmesi için yol gösterici bir işlev üstleneceğini vurgulayarak, şunları paylaştı:

Kalkınma Planı, toplumun tüm kesimleri için uzun vadeli bir perspektif ve hedef birliği sağlamaya hizmet edecektir. Kalkınma sürecinde insan odaklılık, katılımcılık, kapsayıcılık, hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkelerini esas alan bütüncül bir yaklaşım izlenecektir. 12. Kalkınma Planı, milletimizin temel değerlerini ve beklentilerini esas alarak kalkınma hedeflerimize ulaşılmasını sağlayacak kapsamlı bir yol haritası olacak, ülkemizin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarılması, temel hedefimiz olmaya devam edecektir. Bu kapsamda yeşil ve dijital dönüşümü odağa alan, sanayi sektörünün tarım ve hizmetler sektörleriyle bütünleşik olarak başat rol üstlendiği, ülkemizin dünya ticaretindeki konumunun güçlendiği, kaliteli finansman imkanlarının sağlandığı, nitelikli beşeri sermayeyle azami istihdam oluşturan istikrarlı bir büyüme modeli uygulanacaktır.

Yılmaz, Plan çerçevesinde atılacak somut adımları sıraladı

Yılmaz, 12. Kalkınma Planı'na ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki sunumunda, Planın genel çerçevesinde atılacak somut adımları, şu şekilde sıraladı:

Hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güçlendirmek; iyi yönetişim anlayışını kurumsallaştırmak; beşeri ve sosyal yapıyı geliştirmek; afete dirençli yaşam alanları, akıllı ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliği sağlamak; her alanda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabetçiliği tesis etmek; ihracata dayalı nitelikli büyümeyi sağlamak; enerji ve gıda arz güvenliğini tesis etmek ve uluslararası işbirlikleri ile stratejik ortaklıkları güçlendirmek.

Beş ana eksen

12. Kalkınma Planı'nın "istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi", "yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim", "nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum", "afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre" ve "adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim" olmak üzere beş ana eksenden oluştuğunu belirten Yılmaz, istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi ekseni kapsamında refah seviyesinin artmasını sağlayacak temel unsur olan milli gelirin istikrarlı biçimde büyümesine her dönemde olduğu gibi öncelik verdiklerini kaydetti.

“Kişi başına gelirin 41 bin dolara çıkmasını bekliyoruz”

Bu yıl hedeflenen büyüme artışıyla Satın Alma Gücü Paritesi'ne göre kişi başına gelirin yaklaşık 41 bin dolar seviyesine çıkmasını beklediklerini dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu.

2022 yılı itibarıyla Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden GSYH büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11’inci ekonomisi olarak konumlanan Türkiye ekonomisi yaklaşık 906 milyar dolar cari GSYH büyüklüğü ile dünyada 19’uncu sırada yer almakta, 2023 yılında ise IMF tahminlerine göre 17'nci sıraya yükselmesi beklenmektedir.

"Vatandaşlarımızın refah seviyelerini artıracak politikalar önceliklendirilecek"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Plan döneminde sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla başat rol üstlendiği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitlendirildiği ve tarım sektöründe gıda arz güvenliğinin sağlandığı bir yapı tesis edileceğini belirterek, şöyle devam etti:

Bu çerçevede, Plan döneminde büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 5 oranında gerçekleşmesi ve dönem sonunda kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir. Büyümenin Plan döneminde dengeli bir yapıda gerçekleşmesi, üretim faktörleri yönüyle verimlilik, üretim sektörleri yönüyle sanayi sektörü ve harcamalar yönüyle ise yatırımların ve ihracatın artırılmasına yönelik politikalar hayata geçirilecektir.

Yılmaz, imalat sanayi kapasitesinin geliştirilmesine odaklanılarak sanayi sektörünün GSYH içerisindeki payının Plan dönemi sonunda yüzde 26,9'a ulaşmasının sağlanacağını söyledi.

Yeşil dönüşüm ve dijitalleşme

Küresel ticarette yeşil dönüşüm ve dijitalleşmenin, dünya genelinde önemli bir odak noktası haline geldiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

Bu bağlamda, Türkiye'nin değer zincirlerindeki konumunun daha ileri seviyelere taşınması yoluyla katma değeri yüksek ihracat potansiyelinin artırılması, enerji ve imalat sanayinde ithalat bağımlılığının düşük seviyelere indirilmesi, turizmin yanı sıra yazılım gibi alanlarda hizmet gelirlerinin çeşitlendirilmesi ve böylece cari işlemler dengesinde sürdürülebilir bir iyileşme sağlanması amaçlanmaktadır. Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik AB kurumları ve üye ülkeler nezdinde çalışmalara devam edilecektir. Plan döneminde uygulamaya konulacak politika ve tedbirlerle ihracatın 375,4 milyar dolara, ithalatın ise 481,4 milyar dolara ulaşması ve turizmde hedeflenen gelir artışıyla cari işlemler açığının milli gelire oranının dönem sonunda yüzde 0,2 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir.

“Enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edilecek”

Bütüncül bir anlayış içinde para ve maliye politikası araçlarının etkin şekilde kullanımıyla enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edilerek enflasyonun orta vadede tek haneli rakamlara düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanmasının birincil öncelikleri olduğunu anlatan Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:

Bu doğrultuda parasal aktarım mekanizmasının etkin işleyişi için tüm politika araçları kararlı ve bağımsız bir şekilde kullanılmaya devam edilecek, dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülürken belirlenen hedefin gerektirdiği fiyat istikrarının sağlanması için gerekli ön koşullar tesis edilecektir. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken hayat pahalılığının yol açtığı zorlukları telafi edecek gerekli politikalar da hayata geçirilecektir. Memurumuzu, işçimizi ve emeklimizi hiçbir şekilde enflasyona ezdirmeyecek, vatandaşlarımızın refah seviyelerini artıracak politikalar önceliklendirilecektir. Dezenflasyon sürecinin başarıyla hayata geçirilmesi ile kalıcı sosyal refahın zemini güçlendirilecektir.

"5 milyon ilave istihdam"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çalışma çağında olup iş gücünün dışında yer alan bireylerin iş gücüne dahil olma imkanlarının genişletileceğini belirterek, şöyle konuştu:

Plan dönemi boyunca iş gücüne katılım oranlarındaki artışa rağmen 5 milyon ilave istihdam sağlanarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7,5'e gerilemesi hedeflenmektedir.

"BES daha cazip hale getirilecek"

12. Kalkınma Planı döneminde yüksek oranlı ve istikrarlı büyümenin sağlanmasında finansmanın sürdürülebilir ve sağlıklı kaynaklardan temin edilmesinin önem arz ettiğini dile getiren Yılmaz, şu bilgileri paylaştı:

Plan dönemi sonunda yurt içi tasarrufların milli gelire oranının yüzde 32'nin üzerine çıkarılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, BES daha cazip hale getirilecek, sürdürülebilir tüketim davranışlarının toplumda yaygınlaştırılması desteklenecek, finansal okuryazarlığın artırılması amacıyla hanehalkı ve firmalarda tasarruf yapma farkındalığı geliştirilecektir.

"Reel sektörün finansman ihtiyacını düşük maliyetle karşılanacak"

Cevdet Yılmaz, Plan döneminde ulaşılması öngörülen büyüme hedefleri doğrultusunda finansal piyasaların reel sektörün finansman ihtiyacını düşük maliyetle karşılayacak ve çeşitli finansal araçları kullanıma sunacak bir yapıya kavuşmasının amaçlandığını söyleyerek, şöyle konuştu:

Sanayide yapısal dönüşümün hedeflendiği bu dönemde hem finansal piyasaların ortaya konulan politikaların hayata geçirilmesinde etkili olması hem de ülkemizin küresel bir finans merkezi olma yönünde kararlı adımlarla ilerlemesi sağlanacaktır. Bu kapsamda sermaye piyasaları geliştirilecek, finansal teknoloji ekosistemi güçlendirilecek ve faizsiz finansın sektör içerisindeki ağırlığı artırılacaktır.

"KİT yönetişim reformu hayata geçirilecek"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, kamu maliyesinde öngörülebilir yaklaşımla istikrarlı ve sürdürülebilir yapının güçlendirilmesinin, 12. Kalkınma Planı döneminin temel amacı olduğunu kaydederek, şöyle dedi:

Maliye politikası, enflasyon hedefi ve cari işlemler dengesiyle uyumlu büyüme ortamını destekleyecek şekilde uygulanacaktır.

“Kamu açığı, mali konsolidasyon uygulamalarıyla kontrol altında tutulacak”

Afet sonrası iyileştirmeye ve risklerin azaltılmasına yönelik harcamalar hariç kamu açığının, mali konsolidasyon uygulamalarıyla kontrol altında tutulacağını, mali disiplinin Plan döneminde makroekonomik istikrarın önemli bir çıpası olmaya devam edeceğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

Harcama programları gözden geçirilerek rasyonelleştirilmeye devam edilecek, vergi tahsilatında etkinlik artırılacak, vergi adaletini güçlendirici ve vergi tabanını genişletici reformlar yapılacaktır. Kamu maliyesi, para politikasıyla uyumu da gözetilerek fiyat istikrarının sağlanması, yeşil ve dijital dönüşümü yakalayan sürdürülebilir kalkınma ve büyüme ortamının tesisi, cari işlemler açığının kontrol altında tutulması ve gelir dağılımında adaletin sağlanmasında etkin bir araç olarak kullanılmaya devam edilecektir. Bu çerçevede Plan dönemi sonunda, GSYH'ye oranla, 2023 yılında yüzde 6,4 olarak öngördüğümüz kamu kesimi borçlanma gereğinin yüzde 1,8'e, 2023'te yüzde 6,4 olarak öngördüğümüz merkezi yönetim bütçe açığının ise yüzde 2'ye gerileyeceği öngörülmektedir.

Sosyal güvenlik sistemi

Yılmaz, Plan döneminde sosyal güvenlik sisteminin uzun dönemli mali sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla sosyal güvenlik kapsamının artırılacağını ve sistemin daha adil ve etkin bir yapıya kavuşturulacağını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

Mali sürdürülebilirlik amacı doğrultusunda prim tabanı genişletilecek aynı zamanda kayıt dışılıkla mücadele edilerek prim tahsilatlarının etkinliği artırılacak ve kişilerin istihdamda kalmasını sağlayıcı düzenlemeler yapılacaktır.

"KİT yönetişim reformu hayata geçirilecek"

Kamu işletmelerinin etkin ve verimli çalışarak ekonominin rekabet gücünü artıracağını ve kamu maliyesi üzerinde daha az yük oluşturacağını dile getiren Yılmaz, şu ifadeyi kullandı:

Bu kapsamda KİT yönetişim reformu hayata geçirilecek, KİT'lerin nitelikli personel istihdam etmesi sağlanacak, kurumsal kapasiteleri geliştirilecek, organizasyonel yapıları güçlendirilecek ve aralarındaki koordinasyon artırılacaktır.

Sunumda öne çıkan hedefler

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın 12. Kalkınma Planı'nda öne çıkar konular ve hedefler şöyle sıralandı:

Yerli imkanlarla üretilecek yangın söndürme helikopterleri envantere katılacak.

Savunma sanayi ihracatının 6 milyar dolardan 11 milyar dolara çıkarılması sağlanacak.

Savunma sanayi yerlilik oranı yüzde 80'den 85'e yükseltilecek.

Milli gelir 2003-2022 döneminde yüzde 5,4'lük reel ortalama büyüme hızına karşın aynı dönemde imalat sanayinin yüzde 6,1 büyüyerek refaha daha fazla katkıda bulundu. Plan dönemi boyunca başta öncelikli sektörler olmak üzere sanayide teknoloji, yenilikçilik, ürün kalitesi, verimlilik ve ihracat kapasitesi artışı, endüstriyel kapasitenin dönüştürülmesi, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve rekabetçiliğin artırılmasını hedeflenecek.

Savunma alanındaki teknolojik kabiliyetlerin sivil alanda kullanımının sağlanacak.

2,5 milyon hektar tarım arazisinin toplulaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek.

Tarımsal altyapının güçlendirilmesi amacıyla 750 bin hektar alan sulamaya açılacak ve böylece sulamaya açılan brüt tarımsal alan kümülatif olarak 7,85 milyon hektara ulaşacak, ekonomik olarak sulanabilecek alan miktarı olan 8,5 milyon hektarın yüzde 92,4'ü sulanabilecek.

2,5 milyon hektar tarım arazisinin toplulaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek.

Sera gazı salınımının azaltılması için çevre dostu tarımsal uygulamaların desteklenerek yaygınlaştırılacak.

Orman yangınlarını önleyici tedbirlerin artırılacak.

Yurt dışında maden, petrol ve doğalgaz arama ve yatırım işbirlikleri geliştirilecek.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali bütün üniteleri ile devreye alınacak ve ilave nükleer santral kurulumlarına yönelik çalışmalara devam edilecek.

Tuz Gölü Doğalgaz Yeraltı Depolama Tesisi'nin kapasitesi artırılacak ve Sakarya Doğalgaz Sahası'ndan üretilecek doğalgazın ekonomiye kazandırılmasına yönelik faaliyetler sürdürülecek. Madencilik alanında yerli kaynaklara yönelik arama, üretim ve AR-GE faaliyetleri artırılacak. Madencilik ürünlerinin yurt içinde işlenmesine ve uç ürün geliştirilmesine öncelik verilecek, denizlerde petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri kapsamında sismik ve sondaj çalışmaları yoğunlaştırılacak. Yurt dışında uygun yatırım ve üretim imkanları belirlenerek maden, petrol ve doğalgaz arama ve yatırım konularında işbirlikleri geliştirilecek.

2028 yılında 82,3 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm geliri hedeflendi.

Kişi başına ortalama harcama 905 dolardan 1.215 dolara çıkarılacak.

Savunma sanayi ihracatının 6 milyar dolardan 11 milyar dolara çıkarılması sağlanacak, savunma sanayi yerlilik oranı yüzde 80'den 85'e yükseltilecek.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yerli katma değerin artırılması amaçlanıyor.

AR-GE harcamasının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'ya oranının yüzde 2,05'e yükseltilmesi, AR-GE harcamalarında özel sektörün payının yüzde 61'den yüzde 67'ye çıkarılması hedeflendi.

KOBİ'lerin yenilikçilik kapasitelerinin ve ölçeklerinin büyütülerek tedarik zincirlerinde daha güçlü bir biçimde yer almalarını, daha etkin ve verimli olarak büyümeye ve istihdama katkılarının artırılmasını sağlayacaklar.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yerli katma değerin artırılması ve orta vadede ülkenin teknolojide dışa bağımlılığının azaltılmasını amaçlandı.

Siber güvenliğe mevzuat bütünlüğü ve kurumsal yapılanma ile birlikte kapsamlı bir çerçeve oluşturulacak ve teknik altyapı bütünleştirilerek anlık takip mekanizması oluşturulacak.

Plan döneminde, karasal yük taşımacılığında demiryolunun payı yüzde 5,76'dan 7,60'a çıkarılacak, devam eden demiryolu projeleri tamamlanacak ve mevcutlar modernize edilecek, demiryollarında elektrikli hat oranı yüzde 52'den yüzde 72'ye, sinyalli hat oranı ise yüzde 58'den yüzde 80'e çıkarılacak.

e-İhracatın ihracat içindeki payının yüzde 10'a çıkarılması hedefleniyor. e-İhracatın ihracat içindeki payının 2022 yılındaki yüzde 0,86 seviyesinden yüzde 10'a çıkarılması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, Türkiye e-İhracat Platformu ve e-İhracat konsorsiyumları hayata geçirilecek, şirketlerin, pazaryerlerinin ve perakende e-ticaret sitelerinin yurt dışında satış yapabilmeleri desteklenecek, e-ihracat gümrük işlemleri sadeleştirilecek, e-ticaret hacminin düşük olduğu illerin e-ticarete katılım oranı artırılacak.

Tüketici hakem heyetlerinin 81 il merkezinde olacak şekilde yeniden yapılandırılacak. "Tüketici Şikayet Platformu" oluşturulacak.

Devlet yardımlarının etkinliği analiz edilecek.

2028 itibarıyla en az 10 üniversitenin ilk 500'e girmesi sağlanacak.

Aile hekimlerince sunulan sağlık hizmetlerini nitelik ve nicelik olarak iyileştirmek suretiyle aile hekimi başına nüfusun 3 bin 40'tan 2 bin 700'e düşürülmesinin hedeflendi. Sağlık tesislerine yönelik yatırım planlanmalarıyla fiziki altyapının dengeli dağılımı sağlanacak, mevcut hastane yataklarının kullanım etkinliği yükseltilerek fiziki altyapının dengeli dağılım oranı 1,42'den 1,38'e düşürülecek.

Yurt dışında çalışan nitelikli vatandaşlarımızın Türkiye ile bağları güçlendirilecek.

Kayıt dışılığın azaltılmasına yönelik bilinçlendirme ve denetim faaliyetler artırılacak.

Sağlıklı nesillerin yetişmesi öncelik verilecek. Kadınların ve kız çocuklarının eğitime erişimleri, sosyal, kültürel, sportif ve ekonomik hayata katılımlarının artırılması, kaynaklara erişimlerinin kolaylaştırılması, kadının toplum içindeki statüsünün geliştirilmesinin sağlanacağına işaret ederek, Plan döneminde kadınların her alanda ve her seviyede temsil edilmesine ve güçlenmesine yönelik çalışmalar yoğunlaşacak.

Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve erken yaşta evliliklerle mücadeleye ilişkin yasal düzenlemelerin etkin uygulanmasına ve şiddete sıfır tolerans anlayışına titizlikle devam edilecek.

Erken dönem çocuk bakım imkanları artırılacak. Başta sokakta, ağır ve tehlikeli işlerde, aile işleri dışında ücret karşılığı, gezici ve geçici tarım işlerinde olmak üzere çocuk işçiliğiyle mücadele edilecek. Koruma ve bakım altındaki çocukların öncelikle aile odaklı hizmetlerden yararlanmaları için çalışmalar yürütülecek.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)

Ekonomi Haberleri

  1. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan öğretmen atama programında açıklamalar
  2. Dışişleri Bakanı Fidan, Rus mevkidaşı Lavrov ile görüştü
  3. Pakistan'da aşiretler arasında çatışma çıktı
Sonraki Haber