Mehmet Fatih Kacır: Türkiye artık küresel bir teknoloji üssüdür
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Arap-İslam Bilimler Tarihi" isimli eserin Türkçeye çevirisi ile ilgili İstanbul'da düzenlenen programa katılarak Türkiye'nin teknoloji çalışmalarında geldiği aşamayı gözler önüne serdi.
Bilimler tarihi alanında tanınan Prof. Dr. Fuat Sezgin'in "Arap-İslam Bilimler Tarihi" isimli 17 ciltlik eserinin Almancadan Türkçeye çevirisi, İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı tarafından yapıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen eserin tanıtım etkinliğine katıldı.
Bakan Kacır, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin küresel bir teknoloji üssü olduğunu savunarak bilimin ve teknolojinin ülkenin dört bir yanında 7'den 70'e adeta toplumsal bir seferberlik ruhuyla benimsenmesi amacıyla "Milli Teknoloji Hamlesi" vizyonunun paylaşıldığını belirtti.
Prof. Dr. Fuat Sezgin'in, paha biçilemez eserleri ömrüne nasıl sığdırdığını soranlara, "Eğer arkanızda inancınız varsa, o sizi yapıcı olmaya itiyorsa çok şeyler başarırsınız. Benim hayatımın sırrı budur." diyerek, şöyle konuştu:
İlim yolunda gayretten vazgeçmeyen, inançlı ve dosdoğru bir hayat. Fuat Sezgin Hoca gibi bir ilim denizinin, ülkemizin ilerleyişine engel olan askeri yönetimler sebebiyle yurdunu terk etmek zorunda kalması, bu topraklar açısından büyük kayıp teşkil etmişti. Hocamızın değerini ancak geç zamanlarda idrak edebildik. Ülkemizin vesayetle, darbelerle boğuştuğu bir dönemde ülkesinden uzak yaşamak zorunda bırakılan hocamız, İslam bilim ve teknoloji tarihi bakımından eşi bulunmaz eserlerini, çalışmalarını yürüttüğü ülkenin diliyle yani Almanca olarak yayınlamak zorunda kalmıştı.
"Postmodern darbenin yıl dönümündeyiz"
Bakan Kacır, bu günün 28 Şubat olduğuna işaret ederek şu bilgileri verdi:
Bu milletin evlatlarını eğitim hakkından, ilim çabasından, devletine hizmet etme gayretinden mahrum bırakmak isteyenlerin gerçekleştirdiği ve 1.000 yıl sürecek zannettikleri postmodern darbenin yıl dönümündeyiz. Hocamızı andığımız bu günde burada buluşuyor olmak enteresan bir tevafuk oldu. Allah'a hamdolsun 28 Şubat 1.000 yıl sürmedi çünkü o haklarından mahrum etmek istedikleri insanlar, bu ülkenin öz evlatları, bu toprakların ev sahipleriydi. Ev sahibinin üstüne kapıyı kapattığını zanneden kendisi dışarıda kalırmış.
"İslam kültür ve medeniyetinin zengin mirasını gelecek nesillere aktarıyoruz"
Fuat Sezgin'in, "Bunları geleceği değiştirmek, kıpırdatmak için yapıyorum. Ben bunu bütün insanlık için yapıyorum ama benim gizli ve esas hedefim memleketim, milletimdir." diyerek, gurbette geçen yıllara rağmen kalbinin her daim vatan sevgisiyle çarptığını, vatanına duyduğu bağlılığı her fırsatta dile getirdiğini anlatan Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ülkemizin bilim yolculuğunu en üst düzeyde himaye eden Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat takip ettiği çalışmayla; eserlerini, kitaplarını, birikimini ülkemize kazandırarak İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'ni kurduk. Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı ile de İslam kültür ve medeniyetinin zengin mirasını gelecek nesillere aktarıyoruz. Müslüman ilim insanlarının oluşturduğu bilgi birikiminin, insanlığın yolunu nasıl aydınlattığını hep birlikte keşfediyoruz. Önceki dönem yönetim kurulu üyesi olarak hizmet etmekten şeref duyduğum Vakfımız tarafından yürütülen titiz bir çalışmayla Fuat Sezgin Hocamızın İslam bilim tarihinde başvuru eser niteliğindeki Arap-İslam Bilimler Tarihi, Almancadan Türkçeye çevrilmiş oldu.
"Köklü bir medeniyetin varisi olduğumuz bilinciyle hareket ediyoruz"
Tarih boyunca Müslüman toplumlar için bilimin, sadece bilgi edinme aracı olmanın ötesinde derin bir medeniyet ve kültürün temel taşı olageldiğini vurgulayan Kacır, şu değerlendirmede bulundu:
Döneminin çok ötesinde mimariye ve tekniğe sahip camilerimiz, medreseler, rasathaneler, hanlar, kervansaraylar ve köprülerimiz, medeniyetimizin bilime ve tekniğe bakışı konusunda bize ışık tutmaya devam ediyor. Medeniyetler tarihini İslam medeniyetini görmezden gelerek yazmak asla mümkün değildir. Bilimde ve teknolojide çağ atlamış bir Türkiye inşa ederken köklü bir medeniyetin varisi olduğumuz bilinciyle hareket ediyoruz.
"Türkiye artık küresel bir teknoloji üssüdür"
Bakan Kacır, 2002'de 40 şehirde sadece 76 üniversite olduğunu belirterek, şu ifadeyi kullandı:
Bilimsel araştırmalar için kısıtlı imkanlara sahiptik. Bugün ise 81 şehrinde 208 üniversitesiyle milyonlarca genci yüksek öğrenimle buluşturan bir Türkiye'den söz ediyoruz. Bu adımları atarken hep karşı çıkanlar, üniversite sayısındaki artışın bilimde yükseliş anlamı taşımadığını söyleyenler oldu. Oysa aynı dönemde ülkemizdeki bilimsel yayın sayısını 9 bin 13'ten 48 bin 619'a yükselttik. Dünyada en fazla bilimsel yayın üreten ülkeler arasında 22. sıradan 16. sıraya çıktık.
Sıfırdan inşa ettiğimiz AR-GE ve inovasyon ekosistemiyle bilimin kalkınma yolculuğumuza hız vermesini sağladık. Bilimin ve teknolojinin ülkemizin dört bir yanında 7'den 70'e adeta toplumsal bir seferberlik ruhuyla benimsenmesi amacıyla Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuzu milletimizle paylaştık. Bugün 101 teknoparkı, 1600'ü aşan AR-GE ve Tasarım Merkezi, ülkemiz için stratejik projelere ev sahipliği yapan TÜBİTAK ve tüm üniversitelerdeki enstitülerimiz, 272 bin AR-GE personelimizle Türkiye artık küresel bir teknoloji üssüdür.
"İnsanlık tarihinde yeni ve keskin bir dönemeçten geçiyoruz"
Bayraktar TB2, Gökdoğan, Bozdoğan, Akıncı, Anka, Aksungur, Hürkuş, Hürjet, Togg, İmece, Kaan ve insanlı ilk uzay bilim misyonumuz işte bu altyapının eseridir. Tüm bu eserleri milletimize kazandırırken, ışığın bu topraklardan yükselmesini bekleyen, Türkiye'nin düşmemesi için yeryüzünün dört bir köşesinde dua eden masumların mesuliyetini taşıdığımız şuuruyla hareket ediyoruz. İnsanlık tarihinde yeni ve keskin bir dönemeçten geçmekte olduğumuz bir hakikat.
"Bilimde ve teknolojide lider Türkiye'yi inşa etmeye devam edeceğiz"
Yüzyıllar sonra yeniden bilim ve teknolojide iddia kazanmış, savunma teknolojilerinde mucize sayılabilecek başarılara imza atabilmiş ve yeryüzünde adalet ve merhameti hakim kılmayı amaç edinmiş bir Türkiye, tarihten bu yana taşıdığı medeniyet misyonuyla insanlık umudunun adeta kalesi gibi. Bu anlayışla bugün buradaki birlikteliğimizi çok kıymetli görüyorum. Bu umudu yükseltebilmek adına Türkiye Yüzyılı'nda hep birlikte daha çok çalışacağız ve bilimde ve teknolojide lider Türkiye'yi Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde inşa etmeye devam edeceğiz.