Cem Garipoğlu'nun davasında FETÖ ilişkisi iddiası tekrarlandı
Münevver Karabulut cinayetinin sürecinde yaşananların olayı örtbas edilmesi için FETÖ'nün devreye girdiği şüphesi, yaşanan son gelişmelerle tekrar gündeme geldi.
Yıllar önce işlenen ve kamuoyunu meşgul eden bir cinayet davasında geçmişte ortaya atılan iddialar, yeni gelişmelerle birlikte gün yüzüne çıktı.
İstanbul'da Münevver Karabulut cinayeti sanığı Cem Garipoğlu'nun mezarından açılması, hunharca işlenen cinayeti yeniden Türkiye gündemine oturdu.
Karabulut Ailesi tarafından yapılan “yeniden DNA testi yapılsın” başvurusu mahkeme tarafından onaylanınca Cem Garipoğlu'nun mezarı geçtiğimiz hafta yeniden açılıp, alınan DNA örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilmişti.
CİNAYET 15 YIL ÖNCE İŞLENDİ
Bu gelişme yaklaşık 15 yıl önce işlenen cinayeti yeniden Türkiye gündemine tekrar taşıdı.
Cinayetin işlendiği villada inceleme yapan 6 polis memurunun villada bulunan parayı zimmetlerine geçirdikleri iddiası ise bir başka gündem maddesi olmuştu.
FETÖ İDDİASI TEKRAR GÜNDEME GELDİ
Polislerin zimmetlerine geçirdikleri paranın FETÖ terör örgütüne gittiği iddiası ise uzun süre gündemi meşgul etmişti.
Garipoğlu Ailesi'nin oğulları Cem Garipoğlu, sevgilisi olan Münevver Karabulut'u 3 Mart 2009 tarihinde Bahçeşehir'de bir villada hunharca katledilmiş ve cesedi Etiler'de bir çöp konteynerine atmıştı.
Cem Garipoğlu cinayetten 197 gün sonra teslim olmuş ve cezaevindeyken intihar ederek hayatına son vermişti. Bir anda Türkiye'nin gündemine oturan bu cinayet, sonraki yıllarda her aşaması ile Türkiye gündeminden düşmedi.
Son olarak geçtiğimiz hafta ailenin başvurusu üzerine yeniden DNA testi istendi. Ailenin avukatı Rezzan Epözdemir'in başvurusunu yerinde bulan mahkeme, Garipoğlu'nun mezarının açılmasına ve yeniden DNA alınmasına karar verdi.
Geçtiğimiz hafta açılan mezardan alınan naaş, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na getirilerek incelendi. İncelenme sonucunda alınan DNA örneklerinin Cem Garipoğlu'na ait olduğu kararı çıktı.
FETÖ İDDİALARI TEKRAR GÜNDEMDE
Bu gelişme üzerine neredeyse her gelişmesi Türkiye gündemine oturan vahşi cinayetle ilgili olarak ortaya atılan FETÖ iddiaları yeniden gündeme geldi.
POLİSLER 700 EUROYU ALDI MI?
Cinayetin ortaya çıkması ile Bahçeşehir'de bulunan villaya inceleme için gelen polislerin 700 bin euroyu zimmetlerine geçirdikleri iddiası, bir anda Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Villada inceleme yapan polislerden 6'sı, 700 bin euroyu kayıtlara geçirmeyerek zimmetlerine geçirmişlerdi.
GÖRÜNTÜLERİ SİLEN SİTE GÖREVLİLERİ YARGILANDI
Zimmet olayının ortaya çıkmasının ardından 6 polis memuru ve güvenlik kamera görüntülerini sildikleri öne sürülen 3 site görevlisi, yargılanmaya başlamıştı.
KARABULUT AİLESİ'NDEN FETÖ İDDİASI
Zimmet olayının ortaya çıkmasının ardından peş peşe açıklamalar yapan ailenin avukatı Rezzan Epözdemir, zimmet olayının kişisel olmadığını, paranın FETÖ'ye gittiğini iddia etmişti.
Epözdemir, sanık polislerin avukatının daha sonra bir FETÖ kaçağı olduğunu da iddialarına ekledi.
Konunun yeniden gündem olmasıyla, 2018'de karara bağlanan ve evde bulunan 700 bin euroyu tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamera görüntülerini incelemedikleri iddiasıyla 6 polis ve 3 site görevlisinin yargılandığı dava yeniden akıllara geldi.
GÜVENLİK GÜÇLERİ CEZALANDIRILDI
16 Ocak 2018'de davayı karara bağlayan mahkeme, 6 polis memuruna "Görevi kötüye kullanmak" suçundan 6'şar bin TL adli para cezası verdi. İki site görevlisi de “Suç Delilerini yok etme gizleme veya değiştirme" suçundan da 6'şar bin TL adli para cezası aldı.
MAHKEMEYE ZAMANAŞIMI UYARISI
Karabulut Ailesi'nin avukatı Rezan Epözdemir, o günlerde iddianamenin bir türlü mahkeme tarafından kabul edilmediğine dikkat çekerek 26 Nisan 2010'da düzenlenen davanın 4 ay sonra zamanaşımına uğrayacağı konusunda uyarı yapmıştı.
MAHKEME HARİCİ DİSKİ İNCELEMEDİ
Epözdemir, dosyaya gelen raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için kurumlara yazılan yazılara ret cevabı geldiğini anlatarak, mahkemenin harici diski incelenmesi için TÜBİTAK, İTÜ ve Adli Tıp Kurumu'na gönderdiğini belirterek, bu kurumların personel ve kalifiye eleman olmamasını gerekçe göstererek harici diski incelemediklerini ileri sürmüştü.
"POLİSLERİ SAVUNAN AVUKAT FETÖ'CÜ"
Mahkemenin son olarak harici diski gönderdiği jandarmanın da diskin kendilerinde olmadığını ilettiğini anlatan Epözdemir, şöyle konuşmuştu:
Adeta gizli bir el bu dosyaya dokundu ve dosyadan harici diski kaybetti. Adeta dosyaya vebalı muamelesi yapıldı. Sonrasında bir baktık ki, dosyadaki polis olan 6 sanığın avukatı, MHP'deki kaset komplosundan şike kumpasına kadar birçok önemli dosyada FETÖ'nün yargı imamından bahisle hakkında tutuklamaya esas yakalama kararı olan bir avukat. Sanık polislerin avukatı Halil İbrahim Koca 17- 25 Aralık olaylarından sonra FETÖ'den aranan biri haline geldi. O zaman bütün parçaları birleştirdik. Hem aile de hem bizde makul şüphe uyandı. Buradan elde edilen 700 bin euronun dahi bu terör örgütüne aktarılmış olabileceği kanaatindeyiz.