Devlet Bahçeli: Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi farzdır
Ziya Gökalp Sempozyumu'nda konuşan Devlet Bahçeli, "Türk ile Kürtlerin birbirini sevmesi iki taraf için hem tarih hem dini hem de siyasi bir farzdır. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir" dedi.
Partisinin grup toplantısında yaptığı Öcalan çıkışı gündemden düşmezken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün Ziya Gökalp Sempozyumu'nda konuştu.
Vefatının Yüzüncü Yılında Ziya Gökalp Sempozyumu'nda konuşan Devlet Bahçeli, "23 Mart 1876'da Diyarbakır'da doğan Merhum Gökalp, Türklükten kaçanlar, korkanlar, sırt dönenler kervanına girmeyi özüyle, sözüyle, gönlüyle reddetmekle kalmayıp, bütün değerleri ile beraber kucaklamayı başarmış, nihayet milli kurtuluşun yegane ve yenilmez çaresi olarak göstermeyi bilmiş bir düşünce dağıdır." dedi.
Bahçeli sözlerinin devamında da Türklerin ve Kürtlerin birbirini sevmesinin farz olduğunu söyledi ve şöyle devam etti;
"BİN YILLIK ORTAK TARİH, ORTAK DİN"
Şu sözler merhum düşünürümüze aittir:
Türklerle Kürtler bin yıllık bir ortak din, ortak tarih ve ortak coğrafya sonucunda maddi ve manevi bakımlardan birleşmişlerdir.Bugün ise ortak düşmanlar ve ortak tehlikeler karşısında bulunuyorlar.Bu tehlikelerden ancak ortak bir kararlılıkla kurtulabilirler.
O halde büyük bir inançla diyebiliriz ki, Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi her iki taraf için hem dini hem de siyasi bir farzdır.Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir.
Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
"KANLI EYLEMLERİ PÜSKÜRTÜP YÜKSELDİKÇE YÜKSELMEK MİLLİ VAZİFEMİZDİR"
Sınır ihlali, sinir ihlali, sabır ihlali yapmaktan kötürüm emel sahiplerinin derhal ve ciddiyetle sakınması iç barış ve siyasi huzur adına temennim, hatta uyarımdır.
Dün müstevlilerin yapamadığını, bugün terör örgütlerini sahaya süren Siyonist azgınlık ve küresel emperyalist alçaklık asla başaramayacaktır.
Milli sanayimize, tetikçi katilleriyle saldıranların çabası boşunadır, bu hususta gece gündüz çalışıp düşman odakları deliye çevirmek, kanlı eylemleri püskürtüp yükseldikçe yükselmek milli vazifemizdir.
İSRAİL'İN SALDIRILARI
Soykırımcıların demir kubbeleri varsa bizim de iman dolu göğsümüz gibi serhaddimiz vardır.
Gece saatlerinde İsrail’in misilleme bahanesiyle, İran’ın Tahran, Huzistan ve İlam eyaletlerine düzenlediği hava saldırısı yalnızca taktik, stratejik ve nokta hedefli bir operasyondur.
Bunun yanı sıra Ortadoğu’daki muhtemel kanlı ve kesif boğuşmanın test safhası, deneme tahtasıdır.
İran’ın vurulması, bölgesel refleksleri, doğacak irili ufaklı tepkileri, tırmanan gerilim hatlarını kontrol edecek eylemsel simülasyondur.
"GÜÇLENİP AYRIK OTLARINI TEMİZLEMEMİZ GEREKİYOR"
Adım adım vatanımıza ulaşacak ve musallat olacak Davut Koridoru’nu aktife etmek için fırsat kollayanların ABD destekli İran saldırısı ara bir istasyondur.
İran’a yapılan saldırıyı kınıyorum. Milli güvenliğimizin pamuk ipliğine bağlı olmaması için birliğimizi ve dirliğimizi güçlendirip ayrık otlarını temizlememizi acilen zorunlu görüyorum.
Yedi düvel karşısında çözülmeyen, başını eğmeyen, teslim olmayan Türk milleti aynı iradeyi, aynı inancı, aynı ihtişamı, aynı iflahı, aynı ifhamı topluca yine ve yeni baştan gösterecektir.
"BÖLÜNMEYECEĞİZ"
Dağılmayacağız, şer odaklarını dağıtacağız.
Parçalanmayacağız, şirret terör yuvalarını paramparça edeceğiz.
Bölünmeyeceğiz, aksine hizmet edenleri ise affetmeyeceğiz.
Cihanşümul bir İmparatorluk kaybettik, milli ve üniter Türkiye Cumhuriyeti’ni kaybetmeyeceğiz.
Bunun için birbirimize canı gönülden sarılacağız.
Ayrışmayı dileyenleri sukutu hayale uğratacağız.
Düşmanı vatandan temizleyip Cumhuriyeti ilan etmiştik.
Şimdi terörün kökünü kazıyıp Türk ve Türkiye Yüzyılını barış, huzur, güvenlik, kalkınma, zenginleşme ve refah yüzyılı yapacağız.
Kaldı ki, Merhum Ziya Gökalp’in asıl gaye ve isteği de buydu.
"GAZZE'Yİ YURDUMUZA TAŞIMAK İSTİYORLAR"
Az evvel değindim üzere, Siyonist terör çetesi Anadolu’yu çevrelemek maksadıyla küresel cinayet ve rezalet mekanizmasında toplaşan diğer Türkiye düşmanlarını yedeğine alarak üzerimize gelmeyi planlıyor. Gazze’yi yurdumuza taşımak istiyorlar.
Bunun için istihbarat tezgahlarına, kapalı devre oyunlara ve işbirlikçi tahriklerine müracaat ediyorlar.Lütfen uyanık olalım, birbirimizden kopmamız projelendiriliyor.
Birbirimize yüz çevirmemiz, surat asmamız, el uzatmak yerine yumruk sıkmamız dayatılıyor.
TUSAŞ'A HAİN SALDIRI
23 Ekim 2024 Çarşamba günü, Kahramankazan’daki TUSAŞ tesislerine yapılan terör saldırısı PKK/YPG/PYD’nin kimlerin maşası olduğunu açıklıkla gözler önüne sermiştir.
PKK, Türk’ün de, Kürt’ün de, hatta yaşayan her canlının da düşmanıdır.
Bölücü terör örgütü PKK’nın efendileri, Sayın Cumhurbaşkanımızın BRİCS toplantısına katıldığı gün, bizim de Salı günkü tarihi çıkışımızın hemen ardından Türkiye’ye terör baronlarının talimatıyla kanlı mesaj vermişlerdir.
Bu kanlı mesaj ayaklarımızın altında çiğnenmiştir.
Suriye’den sızan hainler imha edilmişler, şehitlerimizin acısıyla sızlayan gönüller teröre karşı tek ses olmuşlardır.
Teröristler ile onları üzerimize salan muhasım unsurlar sonuç alamayacaklar, Türkiye’yi geçemeyecekler, yolumuzdan ve mücadele kararlılığımızdan geri çeviremeyeceklerdir.
Kaderimiz, bin yıllık kardeşliğimizdir.
Kavlimiz milli varlığımızın mukavemeti, Türkiye ve Türk milleti ortak paydasında inanç ve iman birliğiyle kenetlenme muktedirliğidir.
"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN TERÖRÜ KAYNAĞINDA YOK ETME, TERÖR DEVLETİNİN KURULMASINI ENGELLEME MÜCADELESİNDE YANINDAYIZ"
TUSAŞ’taki hunhar terör eyleminde yaralanan ve hala tedavi altında bulunan kardeşlerimize şifalar diliyorum.
Yeni yüzyılda terörsüz Türkiye’ye, huzurlu Türkiye’ye, müreffeh ve muasır Türkiye’ye hep beraber ve el ele ulaşacağımıza inanıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, terörü kaynağında yok etme, terör devletinin kurulmasını engelleme mücadelesinde sonuna kadar yanında olacağımızın bir kez daha ve kararlı şekilde ilanını yapıyorum.