Fatma Şahin Gaziantep Modeli'ni anlattı: Sokak köpekleri sorununa karşı örnek çözüm
Başıboş köpek sorunuyla ilgili yapılacak düzenleme üzerinde çalışmalar sürerken, Gaziantep Modeli ile bu soruna öncü çözüm üreten Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin nasıl mücadele edildiğini Ensonhaber YouTube yayınında anlattı.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan başıboş sokak köpekleri sorununa karşı Gaziantep Modeli'ni geliştirerek Türkiye'deki tüm büyükşehirlere örnek oluyor.
Gaziantep modeli, Erdoğan'ın masasında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulan çözüm formülleri arasına giren Gaziantep Modeli'nin detayları oldukça merak ediliyordu.
Fatma Şahin, Ensonhaber YouTube kanalına konuk olarak çözüm formülünü anlattı.
"Asiye vakasından ders çıkarmamız gerektiğini düşündük"
Ensonhaber Genel Yayın Yönetmeni İlyas Efe Ünal'ın sorularını yanıtlayan Fatma Şahin, konuyla ilgili şunları söyledi:
Biz şehrül-eminleriz, bu ne demek insanların canı, malı bizlere emanet. Sadece insanlar değil doğanın tamamı bize emanet. Yaşam hakkı en temel hak, kedinin de köpeğin de en temel hakkı. Bu ekolojik sistemde bizim insanı korumamız için doğayı korumamız lazım. İlk Gaziantep’te bir Asiye vakası meydana geldi. Bir sokak hayvanı Asiye’nin yüzünü parçaladı. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Antalya’dan Ömer Hoca, Gaziantep’e geldi ve benim bildiğim 5 ameliyat gerçekleştirdi. Bu olaydan sonra bize bir ders çıkarmak kaldı. Ben Asiye’yi de korumam lazım, küçük çocukları da korumam lazım, bunun yanında da o hayvanın haklarını da korumam lazım, bu köpek bunları yaparken neden bunları yapıyor diye düşündüm ve bunu görevim olarak gördüm.
"15 dönümlük alanda rehabilitasyon merkezi kurduk"
Üniversitelerden hocalarla bir araya geldik, veterinerlerle bir araya geldik, elimizdeki insan kaynağını kullanarak ekolojik sistemi nasıl toparlayabiliriz buna baktık. Çıkan yasaya baktığımız zaman canları koruyacağız bundan hiçbir geri adım yok. Ama Asiye’yi de koruyacağız. Eşimle yürüdüğüm zaman çocuklar benim yanıma geliyor, ‘başkanım köpeklerden korkuyoruz’ diyor. Bunun üzerine biz bu sorunun kendi yönetemlerimizle çözmeliyiz diye düşündük. Bize çok iyi bir rehabilitasyon merkezi yapman lazım dediler ve 15 dönümlük bir alanda bu merkezi yaptık. Bu merkezde trafik kazasına uğrayan kedinin tedavi edildiği alanlarda var, kısırlaştırılma alanları var, aşılaştırma alanları var. Yani bütün hayvanların gelebileceği bir hastane inşa ettik.
"100 dönümlük ormanı hayvanlara ayırdık"
Oraya ayrıca bir mama merkezi kurduk. Gastronomi şehri olan bir yer olduğumuz için lokantalardan çok sayıda atık çıkıyor. Bu yemek atıklarını topladık ve hemen o hayvanların mamasını ürettik. Biz orada bir ekolojik sistem kurduk. 15 tane veterinerimiz var, bu konuda tecrübeli uzman arkadaşlarımız var. Hayvanlar rehabilitasyon merkezinde alması gereken tüm hizmetleri aldıktan sonra biz bu hayvanlara Gaziantep’te bulunan Burç Ormanları’nda 100 dönümlük bir alan ayırdık. Bu hayvanların sahiplendirilmesi için bu alanı onlara ayırdık. Bu hayvana yaşaması için ne lazım kafesi yok, birbirine zarar vermiyor, farklı olan cinslere özel olarak çalıştık o rehabilitasyon merkezlerinde. İşte o bölümde sahiplenme başlıyor. Eğer biri hayvan sahiplenmek istiyorsa geliyor oraya her çeşit hayvan var.
"Toplumsal bilinci yükseltmemiz gerekiyor"
Gaziantep Modeli’nin en büyük farkı herkes rehabilitasyon merkezini açıyor ama hayvanlarını sokağa bırakıyor. Bizim modelimizde yeniden sokağa bırakmıyoruz, hayvanları uyutmuyoruz, hayvanların canını koruyoruz. 100 dönümlük alanda muhabbet içerisindeler, arkadaşlıkları devam ediyor. Hayvanlar o alanda mutlu, girdiğin zaman istediğin hayvanı sahiplendiriyoruz. Toplumsal bilinçte hayvan sevgisi çok önemli. Hayvanın canını korumamız lazım, sağlığını korumamız lazım. Toplumsal bilinci yükselterek ya o ya o değil, hem o hem o bilincini sağlamamız gerekiyor. Şimdi bakıyorum tartışmalara, bazı hayvanseverler var onlara farklı şekilde mücadele ediyor, bir de çocuk zarar gördüğü zaman o hayvanseverlere karşı çıkanlar var. Hayat siyah ya da beyaz değil, ekolojik sistem denge üzerine devam ediyor. İki tarafı da korumamız gerekiyor.
"Bilimsel yaklaşıp, doğru yönettiğiniz zaman böyle bir model oluşuyor"
Aslında bu bir bakış açısı. Eğer derdin buysa ve böyle bakıyorsan model buradan kaynaklanıyor. Şimdi hukuki düzenlemeler üzerinde çalışılıyor, Meclis’te herkes kendi açısından bakıyor meseleye ama bizim en önemli duygu yönetimimiz empati. O Asiye’nin annesi de siz olabilirsiniz bizim neye ihtiyacımız var empati duygusuna. Kimse empati yapmıyor, kimse karşıya hak vermiyor ve her şey siyahla beyaz üzerinde devam ediyor. Toplumda temel sorun biz bilimsel tartışmayı bilmiyoruz. Bilimsel yaklaşıp, doğru yönettiğiniz zaman böyle bir model oluşuyor. Bu modelin eksiği olabilir, daha iyi yapılabilir ama sonuçta büyükşehirlerin içerisinde rehabilitasyon merkezini yapmış, 100 dönümlük alanı açmış bir model var. Biz dedik ki gelin bu modeli inceleyin daha ilerisine birlikte götürelim. Eğer benim hayvan haklarıyla ilgili bir endişem varsa sahipleneceğim. O köpeği seviyorsan o zaman o hayvanı sahipleneceksin. Hiçbir hayvanı uyutmuyoruz da, hiçbir canlının yaşam hakkını da elinden de almıyoruz ama bu süreci bilimsel bir anlayışla yönetmeye çalışıyoruz.
"Bu modelin geliştirilmesi için gelecek her türlü desteğe ihtiyacımız var"
Eksiği olabilir, yanlışı olabilir çünkü bu iş kimsede dört dörtlük değil. Yönetilmeye ve iyileştirilmeye muhtaç bir süreç. Bu modelin geliştirilmesi için gelecek her türlü desteğe de ihtiyacımız var. Biz küçük İstanbul’uz. Her belediyenin, yasaya göre şu an nüfusu 25 binin üzerinde olan her belediyenin rehabilitasyon merkezi açması lazım, açmak zorunda. Bakanlık tarafından bunun denetlenilmesi lazım. Onu yapmayıp bunu yapmayıp her şeyi birbirinin üzerine atınca ortaya kakofoni çıkıyor. Buradan bir harmoni çıkarmak istiyorsak bizim modelimiz taslak olarak alıp, üzerine koyup götürülmesi gerekiyor.