Fikirci Bey yazdı: ALTI OK, ALTILI MASA
Hiçbir ortak noktaları olmamasına rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında birleşen muhalefet partilerinin durumunu yorumlayan Fikirci Bey, "Türkiye Cumhuriyeti 100 yıllık tarihinde hiçbir zaman böyle bir siyasi omurgasızlık görmedi." dedi. İşte Fikirci Bey'in yeni yazısı...
Siyasetimizin duayenlerinden rahmetli Demirel, bir seçimde yüzde 20 aldığında; “Ama geri kalan yüzde 80 sizi istemiyor” diyenlere, “Onların cemi kabil değil” derdi. Yani onları/muhalefeti öyle toplayamazsınız derdi.
Bu seçimde işte muhalefet bunu yapmaya çalışıyor. Matematikteki söylenişi ile “elmalarla armutları toplamaya çalışıyor”. Farklı birimlere tek bir nicelik veriyor.
Toplam rakam/nicelik bir yere varıyor tabii ama birim olarak adlandıramıyorsunuz, çünkü nitelikleri değişik.
Yani şimdi muhalefet “solcu” mu? Bilmiyoruz
“Muhafazakâr” mı? Bilmiyoruz.
“Milliyetçi” mi? Bilmiyoruz.
Tamam, öyle olsun, toplayalım. De ki muhalefet yüzde 45 etsin. İyi de bunun yüzde 20’si CHP’li olmayanlardan oluşuyor. Oy olarak değil ama Meclis'teki olası temsiliyete bakarsak bu yüzde 45’in 15’i AK Parti safrası. Bir yüzde 10’u da MHP safrası olacak. Yeni Meclis'te yuvarlak hesap eski-yeni AK Parti ve MHP toplamı yine yüzde 75 ediyor. Bu da zaten Türk sağının 100 yıllık sabiti.
Elbette eski ve yeni AK Partililerin ve MHP’lilerin taban tabana zıt olduklarını bilmiyor değilim ama şimdi muhalefet yüzde 50+1 alırsa CHP seçim kazanmış mı olacak?
İttifakta görünen 6 vektör var, her biri farklı yöne çekiyor. Yani masanın mutlak toplamı ile tek bir yöne doğru gitmeyeceği açık. Hatta öyle ki bunların vektörel toplamı sıfır bile olabilir.
Seçimde bu önemli mi? Belki düz toplama olarak önemli değil ama Allah göstermesin ya kazanırlarsa seçimden sonra kimin ne tarafa çekeceğini biliyor muyuz? Memleketi sıfırlamayacaklarını nerden biliyoruz?
Malum ülkemizde klişeleşmiş bir CHP’li yarı-aydın tipi vardır.
Bunlar CHP’nin altı “umde”sini (ilke) ezberlerler ve bununla kendilerini dünya görüşü sahibi sanmaları yetmezmiş gibi geri kalan kitleyi de cahil cühela sayarlar.
Devletçilik, devrimcilik, milliyetçilik, cumhuriyetçilik, laiklik, halkçılık…
Böyle ancak bir kitaba büyük harfle bölüm başlığı olabilecek genel geçer birkaç kavramla dünya görüşü mü olur?
İran’dakiler de kendine “Devrim Muhafızı” diyorlar.
İngiltere’de cumhuriyet yok.
Öte yandan İran, Irak, Suriye cumhuriyet…
İsrail’de laiklik yok.
ABD’de devletçilik yok.
En milliyetçi ülke de Kuzey Kore…
Yani bir araya getirildiğinde boş beleş laflar.
Peki, madem bunlar CHP’nin umdeleri de, altılı masanın umdeleri ne.
Karamollaoğlu mu laik, Babacan mı devletçi, Davutoğlu mu devrimci?
HDP ile zımni ittifaka hayır diyemeyen Akşener mi milliyetçi?
Yoksa “Yüzüncü yılında cumhuriyetle hesaplaşacağız” diyen masanın gizli ortağı HDP mi cumhuriyetçi?
Türkiye Cumhuriyeti 100 yıllık tarihinde hiçbir zaman böyle bir siyasi omurgasızlık görmedi.
İttifakın 5 ortağı, CHP’nin altı okunu birer birer kırıp Kılıçdaroğlu’nun eline vermiştir.
Bundan en fazla rahatsız olan da CHP tabanının kendisidir. Sadullah Ergin’le ilgili “Ali Dibo” rahatsızlığı da hayli zirve konulardan CHP tabanında..
Siyasetin okunu çıkaran CHP kazandıkça gerçek CHP’liler kaybedecektir.