İzmir depreminin 4. yılında düzenlenen törende duygusal anlar yaşandı
İzmir’de, 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen ve 117 kişinin öldüğü depremin 4. yılı sebebiyle anma töreni düzenlendi. Saatler 14.51’i gösterdiğinde sirenler çalınırken, depremde yakınını kaybeden vatandaşlar gözyaşlarına boğuldu.
Türkiye, İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem ile sarsılmıştı.
117 vatandaşın hayatını kaybettiği depremin üzerinden 4 yıl geçti.
SAATLER 14.51'İ GÖSTERDİĞİNDE SİRENLER ÇALDI
Bayraklı’daki 30 Ekim Deprem Anıtı önünde düzenlenen törende ise duygu dolu anlar yaşandı.
Programda Kur’an-ı Kerim okundu, anıta vatandaşlar tarafından karanfiller bırakıldı.
Depremde yakınını kaybeden vatandaşlar, saatler 14.51’i gösterdiğinde çalan sirenlerle birlikte gözyaşlarına boğuldu.
ACILARI DÜN GİBİ TAZE
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, depremin üzerinden 4 yıl geçse de acıların hala taze olduğunu belirtti.
Tugay, “Gerçekten unutmak istediğimiz bir acı yaşadık; çünkü çok sevdiğimiz, birbirinden masum küçücük çocukları, kardeşlerimizi, büyüklerimizi kaybettik burada. Çok acı bir şekilde kaybettik. Hiç beklemediğimiz zamanda, beklemediğimiz bir şekilde kaybettik.” ifadesinde bulundu.
"BURADA HATANIN NEREDE OLDUĞUNU, KİMDE OLDUĞUNU YİNE TARTIŞMAMIZ LAZIM"
İzmir’in deprem bölgesi olduğunu ifade eden Cemil Tugay, şöyle konuştu:
Biz İzmir'in deprem bölgesi olduğunu biliyoruz. İzmir'in ve ülkemizin büyük bir kısmının, deprem riskli alanlar olduğunu hepimiz biliyoruz. İçinde bulunduğumuz bölgenin yapısından dolayı depremler doğal olarak olacak. Kaçınılmaz bir şekilde olacak, durduramayacağız.
Olayın görülmesi gereken bir başka boyutu da şu; deprem yönetmeliği son senelerde olması gerektiği şeklini aldı. Ondan önceki yıllarda, özellikle 1999'dan önceki yapılarda, bugünkü standartlardan çok uzak bir deprem yönetmeliği vardı, o deprem yönetmeliğine göre yapılıyordu. Burada hatanın nerede olduğunu, kimde olduğunu yine tartışmamız lazım. Bina envanteri çalışması; yani yapıların incelenmesi sonucunda, muhtemelen dayanıksız olduğu belirlenen yapılarla ilgili samimi olarak bir karar almamız lazım. Hepimizin bunu acilen yapması lazım.
"NEREDE VE NE KADAR ACELE EDECEĞİMİZİ DE KONUŞMAMIZ LAZIM"
Bayraklı ve Bornova bölgesinde 95 bin civarında binanın incelendiğini aktaran Başkan Tugay, bu binalarla ilgili raporların önümüzdeki günlerde çıkacağını belirtti.
Tugay, devamında şu ifadelere yer verdi:
95 bin civarında bina, Bayraklı-Bornova bölgesinde incelendi. Bunlarla ilgili raporlar hazırlanıyor ve sonuç çıkmak üzere. Orada bazı yapıların dayanıksız olduğuna dair bir bulgu bulunursa ki bulunacak, onlarla ilgili de neyi ne kadar riske edeceğimizi, nerede ve ne kadar acele edeceğimizi de konuşmamız lazım. Bunlar bugün İzmir'in yerel yöneticileri olarak bizlerin; ama aynı zamanda bu ülkenin sorumluluk taşıması gereken bakanlığının da görevi; çünkü problemin ne olduğunu tanımlayabildiğiniz, çözüm için kaynak oluşturamadığınız pek çok durum yaşıyorsunuz.
"DEPREM MASTER PLANINA İHTİYACIMIZ OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
Tugay, son olarak konuya ilişkin şöyle dedi:
Yıkılabilecek yapıların bir an önce eğer mümkünse yeniden yapılması, değilse hiç olmazsa güçlendirilmesi için bir şeyler yapmak zorundayız. Kolonları, kirişleri, bu karbon liflerle sarıp, binaların, çökmesine engel olabiliyorsunuz böyle teknik var. Bu şekilde insanlar binalar hasar görse de, arada can kaybı yaşamadan kurtulabiliyorlar. Bunu çok hızlı bir şekilde çalışmayı tartışıyoruz. Bir deprem durumunda; ulaşımı, altyapısı, şehrin bütün sosyal donatı alanlarını gözden geçirdiğimiz bir acil afet eylem planını da tariflediğimiz bir deprem master planına ihtiyacımız olduğunu biliyoruz, onunla ilgili de çalışmaya başladık. Bunu da en kısa zamanda bitirmemiz gerektiğini biliyoruz. Bunları bir taraftan yaparken, bir taraftan vatandaşlarımıza bu konuda bilinçli olmayı anlatabilmek, öğretebilmek zorundayız.
İMAR AFFI VE BARIŞINA DEĞİNDİ
Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal da, “Bayraklı, 60 kilometre ötesinde yaşanılan bir depremde en fazla etkilenen ilçemiz oldu. Daha öncesinde onlarca deprem yaşayıp, deprem sonrasında biz bu depremlerden ders aldığımızı, buna hazırlıklı olacağımızı defalarca söyledik. Maalesef bu uygulamada bunların hiçbiri bugüne kadar gerçekleşmedi. 4 yıl önce yaşadığımız depremin hemen akabinde, yine depreme dayanıklı evlerin olması, depreme dayanıksız yerlerin tahliye edilmesiyle ilgili birçok yerde, birçok konuşma yapıldı." diyerek devamında imar affına ilişkin şu sözleri sarf etti:
6 Şubat'ta yaşadığımız depremde yine on binlerce canımızı yitirdik. Bizim yitirdiğimiz sadece 117 can değildi; bunların aileleri, hayalleri, umutları, yaşayacakları birçok şey varken maalesef yine kusuru insanda olan, yapımı hatalı olan yapılar yüzünden 117 canımızla birlikte geriye kalanların halen acısını yaşıyoruz. Bizim bunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor; ama bir yandan depreme dayanıksız bu kadar konut varken, depremde yıkılacağı belli olan onlarca, binlerce yapı bulunurken; imar barışlarıyla, imar aflarıyla, yeni gelecek kaçakların önüne geçmedikçe ya da onları teşvik edici durumları yasallaştırdığımız müddetçe de bunların hiçbir zaman çözülemeyeceğini her birimizin bilmesi gerekiyor.