Marmara Denizi'nde müsilaj kabusu geri döndü
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilaj konusunda uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Sarı, müsilajın geri döndüğünü, 10 metreden başlayarak 24 metreye kadar yayıldığını söyledi.
Marmara Denizi'nde 2021 yılında görülen müsilaj geri döndü.
Balıkesir'de Erdek Körfezi'nde dalış gerçekleştiren Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, 10 metreden başlayarak 24 metreye kadar müsilajın yayıldığını gözlemledi.
DENİZ SUYU NORMALDEN 2 DERECE SICAK
Dalışlarda, deniz suyu sıcaklığının da ekim ayı ortalamasının iki derece üzerinde olduğu tespit edildi.
Yazılı basın açıklaması yapan Sarı, müsilaj hakkında bilgi vererek şu görüşleri paylaştı:
Aslında soluduğumuz havanın içindeki oksijeni üreten çoğu tek hücreli alglerin kirlilik sonucu artan azot ve fosforu kullanarak aşırı çoğalması sonucu suya salgıladıkları polisakkaritlerden oluşuyor.
"ÖRÜMCEK AĞI GİBİ UZANIP GİDİYOR"
Prof. Dr. Sarı, "Sümüksü, şeffaf ve kıvamlı bir yapıda olan bu salgı, sudaki bütün mikroorganizmalar için çok uygun bir gelişme ortamı sunuyor. Mikroorganizmaların da sürece dahil olmasıyla denizde kilometrelerce uzanan tül benzeri yapılar örümcek ağı gibi uzanıp gidiyor." diyerek müsilajı tanımladı.
Açıklamasında, deniz yüzey sıcaklığı ve artan kirliliğin müsilaj oluşumunu tetiklediğini belirten Sarı, yeni müsilaj oluşumunun önüne geçmenin tek yolunun Marmara Denizi'nin atık yükünün azaltılmasıyla mümkün olduğuna dikkat çekti.
"HAREKETE GEÇİLMESİ ŞARTTIR"
Müsilajın yeniden Marmara Denizi'ni tehdit ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Sarı, şunları kaydetti:
2021 yılında hazırlanarak uygulamaya konulan 22 eylemden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı'nın (MDEP) 14 maddesi denizin kirlilik yükünü azaltmakla ilgiliydi. Üzülerek belirtmek gerekir ki MDEP etkin şekilde uygulanamadığı için denizin kirlilik yükü azaltılamamış ve müsilaj yeniden Marmara Denizi’ni tehdit eder hale gelmiştir. Müsilajın deniz ekosistemine vereceği zararları azaltmak, balıkçılık ve turizm başta olmak üzere ekonomik kayıpları sınırlandırmak için acilen merkezi ve yerel yönetimlerin harekete geçmesi şarttır.