Muş’ta evlat nöbetindeki ailelerin sayısı 45 oldu
20 yıl önce dağa kaçırılan oğlu ve 6 yıl önce de terör örgütünün kandırdığı kızı için eyleme katılan gözü yaşlı baba, "Çocuklarımı istiyorum, perişan durumdayız" dedi.
Diyarbakır'da 3 Eylül 2019'da başlayan evlat nöbeti çok sayıda aileye umut oldu.
Çocukları, terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan anne ve babalar, HDP il binaları önünde direniş başlattı.
Kararlılıkla yapılan eylem bugün Muş'ta da devam etti.
Ailelerin oturma eylemi 110’uncu haftaya girerken aile sayısı ise 45’e yükseldi.
Pankart açtılar
Çocuklarına kavuşma ümidiyle Diyarbakır annelerinin başlattığı eyleme destek veren aileler, her hafta çarşamba günü yaptıkları eylemi sürdürdü.
HDP İl Başkanlığı binası önünde bir araya gelen aileler, "Halk düşmanı parti", "Evlatlarımızı vereceksiniz", "Ha HDP ha PKK", "Türk-Kürt kardeştir, HDP kalleştir", "Halkı dolandıran parti", "Anneler direniyor", "Artık yeter yakamızdan düşün" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" yazılı pankartlar açtı.
20 yıllık evlat hasreti için geldi
Malazgirt’in Bahçe köyünde, yaklaşık 20 yıl önce kaçırılan oğlu Muhittin Vural ve 6 yıl önce kaçırılan kızı Elif Vural için eyleme katılan baba Reşit Vural, her hafta HDP il binası önünde bir araya gelen ailelere destek vermeye başladı.
"Oğlumu ve kızımı istiyorum"
Vural, şu ifadeleri kullandı:
Ben çocuklarımı istiyorum. Biz perişan durumdayız. Oğlumu ve kızımı istiyorum. Ben çocuklarımı çok seviyorum. Kızım okul okuyordu. O zaman cebimde 10 liram varsa onun 5 lirasını kızıma veriyordum, 5 lirası bana kalıyordu. Eve aç gidiyordum ama gocunmuyordum. Allah kabul etmesin. Gelip kızımı kandırıp dağa kaçırdılar. Kızım götürüldüğünde 14 yaşındaydı. Şimdi 20 yaşlarında var. Ben buraya gelmişim ve çocuklarımı istiyorum.
"Benim çocuğumun yeri dağ değil, devlet kapısında görev yapmak"
Çocuğunun fotoğraflarıyla eyleme katılan acılı baba Yılmaz Direk ise oğlunu HDP’den alacağını ifade ederek, şöyle konuştu:
Ben çocuğumu HDP’den alacağım. Benim çocuğum yeter ki bana bir ‘alo’ desin, ben onu alırım. Çocuğumu onlara yem etmem. Benim çocuğumun yeri dağ değil, devlet kapısında görev yapmaktır, güzel bir hayat yaşamaktır. Allah devlete zeval vermesin. Adem, sen çık gel. Bizim tek varlığımız sensin ona göre bizi düşün ve çık gel.