Savunma sanayiinde devam eden dev projeler
Türkiye'nin, yer aldığı tehditlerle dolu coğrafi konumunda kendisini koruyabilmesi için savunma sanayii alanındaki ataklara hız verildi.
Türkiye, yerli ve milli savunma sanayiinde her geçen gün önemli adımlar atmaya devam ediyor.
Özellikle son 20 yılda doğru yatırımlarla modern bir ulusal savunma altyapısının oluşturulması için yoğun çaba harcanılıp, hayati alanlarda oldukça başarılı sonuçlar alındı.Bölgesel olarak Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konum ise bu yatırımların daha da fazlasına ihtiyaç duyulmasına sebep oluyor.
Hal böyle olunca savunma sanayii projeleri de hız kesmeden devam ediyor...
Çelik Kubbe'den Kaan'a,Hürjet'ten MİLGEM'e kadar yaklaşık 1200 adet devam eden projeden öne çıkanlar şöyle;
KAAN
Hava Kuvvetleri'nden kademeli olarak devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alabilecek, TUSAŞ tarafından milli imkanlarla tasarlanan ve geliştirilen milli muharip uçağıdır.
Projede yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük görünürlük, dahili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu gibi teknoloji alanlarındaki kazanılacak kabiliyetlerle Türkiye; dünyada ABD, Rusya, Çin gibi 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki ülkeler arasında yerini alacak.
Gelişmiş özellikleri
-Yüksek durumsal farkındalık
-Diğer unsurlarla müşterek çalışılabilirlik
-Optimize edilmiş pilot işi yükü
-Düşük görünürlük ve kızılötesi iz
-Dahili silah yuvası
Uçuş performans kriterleri
-14 m, 46 ft kanat açıklığı
-6 m yükseklik
-21 m uzunluk
-1,8 mach azami hız
-55 bin ft servis tabanı
HÜRJET
Hürjet projesi, Jet Tekamül Eğitimi kapsamında kullanılan T-38 uçakları ile Akrotim gösterilerinde kullanılan F-5 uçaklarının yerine Türk Hava Kuvvetleri envanterine dahil edilmek üzere başlatılmıştır.
Tek motorlu, tandem ve modern aviyonik suite sahip kokpiti ile üstün performans özelliklerini kullanarak kritik rol oynamak üzere tasarlanan Hürjet, silahlı varyantı, geniş görev yelpazesi ve üstün faydalı yük kapasitesi ile muharebe alanlarında önemli bir güç unsurudur.
Genel özellikleri
-Mürettebat: 2 (Pilot ve yardımcı pilot)
-Uzunluk: 13,6 metre
-Kanat Açıklığı: 9,8 metre
-Yükseklik: 4,2 metre
-Azami Kalkış Ağırlığı: 13,500 kg
-Maksimum Hız: Mach 1.2 (1,482 km/s)
-Servis Tavanı: 45,000 feet (yaklaşık 13,700 metre)
-Maksimum G Kuvveti: +8g / -3g
-Menzil: 2,222 km (Dış yakıt tankları ile)
-İtki Sistemi: Tek motorlu
Silahlar
-Hava-hava füzeleri (örneğin AIM-9 Sidewinder)
-Hava-yer füzeleri ve bombalar
-Güdümsüz roketler
-Akıllı mühimmatlar (örneğin, Lazer güdümlü bombalar)
-Top podları ve elektronik harp podları
MİLGEM
Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi (MiLGEM) Projesi kapsamında TSK'nın envanterine sunulan MİLGEM, bugün gelinen durum itibarıyla gemi inşa ve donatımında kullanılan malzeme ve cihazlarla yüzde 80 oranında yerlilik sunmaktadır.
Projenin amacı, denizaltı savunma harbi ve açık deniz devriye görevlerini icra edebilen yerli Türk savaş gemisi geliştirmektir.
MİLGEM ile şu ile şu ana kadar 8 savaş gemisi üretilirken 4 geminin daha yapımı için karar alındı.
Bu gemiler de tamamlandığında MİLGEM Projesi kapsamında toplamda 12 gemi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na kazandırılmış olacak.
ÇELİK KUBBE
Devam eden projeler arasından en çok önem arz eden proje olarak görülüyor.
Türkiye'ye havadan gelecek tehditlerin bertaraf edilmesi amacıyla başlatılan Çelik Kubbe Projesi, Türk şirketlerinin son dönemde geliştirdikleri yerli ve milli sistemlerle eşsiz bir kalkan oluşturulmasını sağlayacak.
Çok farklı nitelik ve güçteki silahları bir araya getireceği için sistemler sistemi olarak nitelendirilen Çelik Kubbe Projesi için ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK SAGE ile MKE firmaları iş birliğine odaklanıldı.
Bu firmaların geliştirdiği yerli ve milli sistemler, yapay zekadan da yararlanılarak birbirine entegre edilecek.
Kritik rol oynayacak parçalar
Esasen Çelik Kubbe bir silah sisteminin değil, bir silah topluluğunun adıdır. Projenin içinde tahmini olarak 200 alt proje bulunuyor
Çelik Kubbe’yi tarif ederken KORKUT ve SİPER'in öneminden bahsetmemek olmaz...
Silah kümesinin en alt ucunda görev yapan KORKUT, ASELSAN yapımı, 35 milimetre çift namluya sahip çok alçak irtifa hava savunma sistemidir.
Bu sistem yüksek atım hızı ve parçacıklı mühimmat konfigürasyonuyla özellikle kamikaze insansız hava aracı tehdidine karşı giderek daha kritik bir rol oynayacaktır.
Geniş bir hava sahasını koruyacak
Çelik Kubbe'den bahsederken, KORKUT’u özellikle belirtmemizin bir nedeni daha var. KORKUT sadece bir hava savunma yeteneği değil, aynı zamanda bir C-RAM sistemidir.
Daha açık bir anlatımla bu sistem düşmanın roket ve topçu unsurlarına karşı etkili olması amacıyla da geliştirildi. Dolayısıyla Çelik Kubbe, hava ve füze savunmadan C-RAM görevlerine uzanan, geniş bir profilde hava sahasını koruyacak.
Silah kümesinde en yüksek irtifa, en uzun menzil ucunda bulunan SİPER ise Türkiye’nin ilk stratejik karadan havaya füze (SAM) sistemidir.
150 kilometreden fazla menzili olan SİPER’in ikinci varyantı kapsamında atış testleri geçtiğimiz yıl icra edildi.
HİSAR-A, HİSAR-O ve GÖKDEMİR
HİSAR-A ve HİSAR-O alçak/orta irtifa hava savunma sistemleri bahse konu yeteneklerden en önemlileridir. Hava savunma sistemlerinden dikkati çeken bir diğer kabiliyet de GÖKDEMİR'dir.
ABD-Norveç yapımı NASAMS’la benzer bir operasyonel konsepte dayanan GÖKDEMİR, hava-hava füzelerinin hava savunma lançerlerinden ateşlenerek karadan-havaya konfigürasyonda kullanılmasını da beraberinde getirecektir.
Bunun için de TÜBİTAK SAGE yapımı GÖKDOĞAN füze ailesi kullanılıyor. GÖKDEMİR ve NASAMS gibi sistemler önemli, zira stratejik SAM sistemlerine kıyasla daha maliyet etkin bir çözüm anlamına geliyor. Özellikle uzun takvimlere yayılan çatışma ortamlarında mühimmat konusu en kritik gereksinim haline dönüşüyor.