Tekirdağ'da cinsel istismara uğrayan Sıla Bebek'in teyzesi: Kız kardeşim demeye dilim varmıyor
Malkara'da götürüldüğü hastanede şiddete ve cinsel istismara uğradığı öğrenilen 2 yaşındaki Sıla Bebek'in teyzesi Aslı Tatar, 'Kız kardeşim de olsa suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyorum' dedi.
Tüm Türkiye Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde büyük umutlarla aranan Narin Güran'ın cinayetinin yasını tutarken, Tekirdağ'da yaşanan olay ile milyonların yüreğine bir kez daha ateş düştü.
Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde annesinin birlikte yaşadığı kişi ile, 13 ve 14 yaşındaki iki çocuk tarafından cinsel saldırı ve şiddete uğrayan Sıla Bebek'in haberi, tüm ülkeyi ayağa kaldırdı.
'Üzerine televizyon düştüğü' iddiası ile götürüldüğü hastanede cinsel istismara uğradığı öğrenildikten sonra entübe edilen 2 yaşındaki Sıla Bebek'in tedavisi sürerken durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.
Olayda anne Bakiye Y. ve diğer 4 şüphelinin tutukluluğu sürüyor.
"BU OLAYLARDAN ÖNCE SILA'YI ALMAK İÇİN VASİLİK DAVASI AÇMIŞTIK"
Sıla Bebek'in teyzesi Aslı Tatar, ortaya çıkan istismar gerçeğinin ardından açıklamalarda bulundu.
Tatar, olaylardan önce çocukları yanlarına almak için çabaladıklarını mahkeme sürecinin devam ettiğini belirtti.
Sıla bebeğin teyzesi Aslı Tatar, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Bakiye aileden sürekli babamdan ve kardeşimden şikayetçi oldu. Evde gayet güzel bakılıyordu bebekler. Bakiye’nin cezaevine girdiği süreçte teyzeleri olan Elif ve diğer kız kardeşimiz, bebeklere gayet güzel bakıyordu. Daha bu olaylar olmadan önce kız kardeşim vasi davası açmıştı. Çocukları bize alabilmek için. Hatta vasilik davası ile ilgili bildiğim kadarıyla bu ayın 19'unda mahkemesi var. Biz zaten bu olaylar olmadan önce vasilik davası açmıştık.
"BENİ VE SILA'YI DÖVDÜLER DEDİ"
Tatar, "Bakiye cezaevine girdiğinde, biz uyuşturucu kullandığını öğrendiğimizde, kendisi karakola giderek, 'Ben bunu kullanıyorum ve satıyorum' diyerek biz ondan sonra Bakiye’nin çocuklara iyi bir annelik yapamayacağını, iyi bir birey olamayacağını düşünerek, vasilik davası açtı kız kardeşim.
Ancak Sanlı dediğimiz şahıs kız kardeşimi götürerek bizden kopardı. Onun yanına gittiğinden beridir son olay olana kadar bizleri arayıp ‘Beni ve Sıla’yı dövdüler. Sıla yoğun bakımda’ diyene kadar bizim bu olaylardan haberimiz olmadı.
"KIZ KARDEŞİM DEMEYE DİLİM VARMIYOR"
Kız kardeşim demeye dilim varmıyor. Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Narin olayı ile ilgilendiği kadar bu olayla da ilgileniyor. Suçluların cezalandırılması için elinden geleni yapacağını söyledi. Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Bey’e de teşekkür ediyorum.” diyerek suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ettiğini belirtti.
"SUÇLULARIN EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ"
Ailenin Avukatı Ahmet Berksoy, ailenin konunun en başından bu yana takipçisi olduğunu ifade ederek, ailenin kolluk görevlilerine konuyla alakalı soruşturmanın en başından bu yana adil, etkili ve süratli bir şekilde yürütülmesi adına katkıda bulunmaya çalıştığını belirtti.
Berksoy ayrıca aile yakınlarının Sıla Y. bebeğin annesi dahil suçluların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istediğini ifade etti.
"SILA BEBEK'TE RASTLANAN DİŞ İZLERİNİN ESKİ TARİHLERE AİT OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
Berksoy, açıklamasında, "Bu durumun meşrulaştırılması ve kabul edilebilir bir kalıba sokulmasını mümkün ve muteber olmadığını belirtmekte fayda vardır. Aile, çocuğun geçmişten bu yana bakım ve gözetimini, ahlaki yönden, hukuki yönden sorumluluğu olmamasına rağmen kız kardeşlerinin ve kızlarını bu noktada eksik ve hatalı olabileceği ihtimaline binaen cezaevine girdiği süreçte, bu aşamada ve önceki durumlarda üzerine düşen tüm her şeyi yerine getirmeye çalışmıştır.
Kız kardeşlerinin ciddi manada hukuki yönden sorumluluğunu ihmal ettiği her ne kadar dosya kapsamında vücuttaki işte meydana gelen yaralanmaların koltuktan düştüğü tarzı bu suçu ve suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, tartışmaya mahal vermeksizin bu durum zaten aşikar. Konuyla alakalı zaten savcılık, kolluk birimleri hassasiyet ve titizlikle bu süreci yürütüyor.” diyerek bebeğin vücudunda bulunan diş izlerinin eski tarihlere ait olduğunu da bildiklerini söyledi.