Vakanüvis yazdı: Kartal Tibet'in hatırlattığı kahramanlar
Çoklu organ yetmezliğinden 83 yaşında yaşama veda eden Türk sinemasının usta ismi Kartal Tibet, canlandırdığı tarihi karakterler ile ardında toplumsal bir hafıza bıraktı.
Kartal Tibet’in vefatıyla “Karaoğlan” ve “Tarkan” imajları bir kez daha toplumsal hafızada canlandı.
“Eski Türkiye”den bir isim olan Kartal Tibet, bu dünyadan ayrılırken, Yeşilçam’ın “tarihi avantür” filmleriyle iç içe geçmiş eski çizgi roman kahramanlarını da bizlere yeniden hatırlattı.
Vakanüvis Dünyada çizgi roman, çok uzun yıllar vazgeçilmez “medyatik alışkanlıklar”dan birisiydi.
Uzun romanlardan, hikâye seçkilerinden pek de hazetmeyen ama belli ölçüde okumaktan da hoşlanan kitleler için çizgi roman bir ara çözüm oluyordu.
Bir dönem, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çizgi romanlar büyük tirajlara, yüzbinlerce kişiye ulaştı.
KARAOĞLAN, İLK OLARAK “KAAN” ADIYLA PİYASAYA ÇIKMIŞTI
1960’larda, popüler kültürün en yaygın mecraları gazeteler, haftalık dergiler ve Yeşilçam filmleriydi.
Gazete ve dergilerdeki bant çizgi romanlar ile Yeşilçam’daki kimi prodüksüyonlar bir etkileşim içerisindeydi.
Çizerinin kalem ve fırçasıyla kâğıt üzerinde şekillenen “kahramanlar”, Yeşilçam filmleriyle de beyazperdeye taşınıyordu.
Bu çalışmaların ilk örneklerinden birisi Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun Kızıltuğ isimli kahramanıydı.
Kozanoğlu, bu çizgi romanı 1956 yılında Resimli Mecmua’da yayınlamaya başlamıştı.
1959’da Akşam gazetesi, Kızıltuğ’u sayfalarına taşımak isteyince, çizim işi genç ressam Suat Yalaz’a verilmişti.
Ancak bir süre sonra Abdullah Ziya Kozanoğlu, karakterle ilgili yeni hikâyeler yazmayınca Suat Yalaz yeni bir karakteri hem yazıp hem çizmek durumuyla karşı karşıya kalmıştı.
İşte, ilk adıyla Kaan, sonrasında da Karaoğlan böyle ortaya çıkmıştı. Karaoğlan, cesur, atletik bir Uygur silahşörüydü.
Göçebe bir hayat yaşayan, ailesi küçük yaşlarda öldürülen Karaoğlan, tüm Asya coğrafyasında başı sıkışan kim varsa yardımına koşan bir karakterdi. Karaoğlan’ı yazan ve çizen Suat Yalaz, bu karakteri önce Akşam gazetesinde bant çizgi roman olarak 3 Ocak 1962’de yayınlamıştı.
Karaoğlan karakteri büyük bir ilgi görünce de Yalaz, çizimlerini gazeteden çekerek çalışmalarını haftalık dergiye taşımıştı.
Karaoğlan dergisi ilk kez 1 Nisan 1963 tarihinde Türk okuruyla buluşmuştu. Haftalık Karaoğlan dergisi halk arasında o kadar tutulmuştu ki, kısa sürede bu ilgiyi farkeden Yeşilçam yapımcıları hemen film çekimine soyunmuşlardı.
Suat Yalaz, Karaoğlan karakteri için yarışma ve kampanyalarla oyuncu adayı arayışına girse de bir dizi tesadüf sonucu Kartal Tibet’i bulmuştu.
Böylece Kartal Tibet’in başrolünü üstlendiği “Altay’dan Gelen Yiğit” çekilmiş, film büyük bir gişe başarısı gösterince de , “Baybora’nın Oğlu” ve “Camoka’nın İntikamı” devam filmleri gelmişti. Bu arada Karaoğlan dergisi, Suat Yalaz’ın 1970’lerin başında yerleştiği Fransa ve geçmişte sömürgesi olan Kuzey Afrika ülkelerinde de yayınlanmıştı.
“HÜRRİYET GAZETESİ’NİN KAHRAMANI” DA TARKAN OLDU
1960’ların Türkiye’sinin büyük gazetelerden olan Akşam ve Hürriyet arasındaki rekabet, çizgi roman piyasasına yeni bir karakterin çıkmasına neden olacaktı.
Bu türden kahraman tiplemelerin gördüğü büyük ilgi üzerine Hürriyet gazetesi de Sezgin Burak’ın Tarkan’ıyla yarışa katılmıştı.
Tarkan ilk olarak, 14 Nisan 1967’de Hürriyet’in bant çizgi romanı olarak okurların karşısına çıkmıştı.
Bir Hun savaşçısı olan Tarkan, birbirinden değişik maceralara atılıyordu.
Tarkan’ın çizeri Sezgin Burak, uzun yıllar İtalya’da yaşamış, çalışmalarının büyük bir bölümünü burada sürdürmüştü.
Tarkan; İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak farklı ülkelerde de basılmıştı.
Bir süre bağımsız dergi olarak da yayınlanan Tarkan, peşi sıra Günaydın gazetesiyle ücretsiz olarak okura ulaştırılmıştı.
Tarkan da, tıpkı Karaoğlan gibi Yeşilçam’ın dikkatini çekmiş ve Tarkan filmleri çekilmişti.
Kartal Tibet’in Karaoğlan filmlerindeki başarısı Tarkan filmlerinin başrolünün de kendisine teklif edilmesine neden olmuştu.
Böylece 1969 yılında ilk Tarkan filmi olan “Mars’ın Kılıcı” çekilmiş, onu devam filmleri “Gümüş Eyer”, “Viking Kanı”, “Altın Madalyon” ve “Güçlü Kahraman” takip etmişti.
SÖZCÜ’NÜN RAHMİ TURAN’I “KARA MURAT’IN BABASI”YDI
1960’lardan bu yana basında çeşitli görevlerde bulunan günümüz Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan, – Erotik fotoğrafları ve “sakallı bebek” gibi asparagas haberleriyle “ünlü” Tan gazetesini de Rahmi Turan kurmuş ve uzun yıllar çıkarmıştı - Babıali’de çizgi roman çalışmalarıyla da bilinen bir isimdi.
Karaoğlan ve Tarkan’ın ardından çizgi karakter rekabetinde Turan da “Kara Murat” isimli tiplemeyle yerini almıştı.
Kara Murat’ın hikâyelerini Rahmi Turan yazıyor, çizimlerini ise Abdullah Turhan yapıyordu.
Rahmi Turan, Kara Murat hikâyelerinde “Rahmi Muratoğlu” takma adını kullanmayı tercih etmişti. - Sözcü gazetesinde sert bir üslupla ve sık sık yalanlanan ekonomi yazıları kaleme alan Rahmi Turan’ın oğlu Murat Turan da babası gibi takma isim kullanarak, “Murat Muratoğlu” ismini tercih ediyor. - Rahmi Turan’ın karakteri, Osmanlı döneminde yaşatılan bir tiplemeydi.
İlk olarak Günaydın’da bant çizgi roman halinde yayınlanan Kara Murat bir süre sonra haftalık dergi haline getirilmişti.
Derginin büyük ilgi görmesi üzerine de Tarkan - halen Kanal D’de yayınlanmakta olan Arka Sokaklar dizisinin yapımcısı - Türker İnanoğlu tarafından Yeşilçam’a taşınmıştı.
Kara Murat’ı sinemada Cüneyt Arkın canlandırmış, toplamda 8 ayrı filmde bu karakterin maceraları işlenmişti.
EROTİZM UCUZLUĞUNA DÜŞMEYEN İKİ KARAKTER: DELİ BALTA VE YÜZBAŞI VOLKAN
Abdullah Ziya Kozanoğlu, Suat Yalaz, Sezgin Burak ve Rahmi Turan’ın “kahramanları”nın hikâyelerinde hiç eksik olmayan “erotizm ve bol bol şarap tüketme çizgisinde” yer almayan bir tipleme ise Gürbüz Azak’ın “Deli Balta” isimli kahramanı olmuştu.
Deli Balta, bir Osmanlı delikanlısı kimliğiyle değişik maceralara atılıyordu.
Gürbüz Azak’ın Deli Baltası, uzun yıllar Türkiye gazetesinin çocuk dergisi Türkiye Çocuk’ta yayınlanmış, sonrasında da TGRT FM’de radyo oyunu, TGRT TV’de ise dizi olarak takipçileriyle buluşmuştu.
Erotizm ucuzluğuna kaçmayan bir başka çizgi roman da “Yüzbaşı Volkan”dı.
Değişik gazetelerde ressam olarak çalışan Ali Recan tarafından canlandırılan “kahraman Türk pilotu Yüzbaşı Volkan”, 1971 yılından itibaren 1980’lerin sonlarına kadar haftalık olarak yayınlanmıştı.
Yüzbaşı Volkan, Hava Kuvvetleri’ndeki bir pilot olarak okurların karşısına çıkmıştı.
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol