Yargıtay'dan kiracılar için emsal karar

Bir kiracı, mülkü kiralamadan önce imzaladığı tahliye taahhüdünün geçersiz olmasını talep etti ancak son kararı veren mahkeme, bu imzadan kiracıyı sorumlu tutarak talebi reddetti.

Giriş: 13.06.2022 - 14:26 Güncelleme:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kiracıları yakından ilgilendiren bir karara imza attı.

İHA'nın haberine göre; kiracısına tahliye taahhütname imzalatan mülk sahibi, dükkanı boşaltılmayınca mahkemeye başvurdu.

İş yerini tam 4 sene boyunca kullanan kiracının son kira dönemi başında verdiği taahhütname, dükkanı boşaltacağını kayıtsız ve şartsız olarak kabul ettiğini hatırlattı.

Davalının, noter kanalıyla yapılan ihtar ve uyarılara rağmen yazılı taahhüdüne uymadığını ileri sürerek taahhüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep ettti.

Dava reddedildi

Davalı esnaf ise davaya dayanak yapılan tahliye taahhüdünün davacı tarafça kira sözleşmesinin imza edildiği tarihten önce alındığını, davacının taşınmazın kiracı sıfatıyla kullanılabilmesinin ön şartı olarak ileri sürdüğü taahhütnameyi manevi cebir altında imzalattığını öne sürdü. 2. Sulh Hukuk Mahkemesi, davanın reddine hükmetti.

Mülk sahibi kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, mahkeme hükmünü bozdu. Yeniden yapılan yargılamada Sulh Hukuk Mahkemesi, ilk kararında direndi.

Mülk sahibi haklı bulundu

Davacı mülk sahibi bu kararı da temyiz edince bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. Kurul, oy çokluğu ile mülk sahibini haklı buldu.

"Kiracı iddiasını ispat etmekle hükümlüdür"

Milyonlarca kiracıyı yakından ilgilendiren kararda şu ifadelere yer aldı:

"Davacı, davalının yazılı taahhüdüne uymadığını ileri sürerek taahhüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı avukatı, davaya dayanak yapılan tahliye taahhüdünün davacı tarafça kira sözleşmesinin imza edildiği tarihten önce alındığını, davacının, taşınmazın kiracı sıfatıyla kullanılabilmesinin ön şartı olarak ileri sürdüğü taahhütnameyi müvekkiline manevi cebir altında imzalattığını öne sürmüştür. Bu şekilde imza edilen taahhüt tarafların gerçek iradelerini yansıtmaktan uzak olduğundan geçerli olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Ancak; yasalarda ispat yükü, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesinden önce imzalatıldığını iddia eden davalı kiracı, bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda mahkemece ispat yükümlülüğü ters çevrilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Mahkemenin direnme kararının bozulmasına oy çokluğu ile hükmedilmiştir."


Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol
Copyright © 2024 Ensonhaber Medya AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.