Serviks kanseri nedir

Kanser çeşitleri arasında en sık görülen 14. kanser türü olan serviks kanseri, kadınlarda tespit edilen en sık kanser türlerinde ise 4. sıradadır ve nedeni tamamen aydınlatılmış bir kanser olup önlenebilir bir hastalıktır.

Rahim ağzı kanseri, ‘serviks’ denilen rahmin vajinaya bağlanan boyun şeklindeki kısmında gelişen bir kanser türüdür. Rahim ağzı kanserine en sık neden olan biyolojik etken, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara neden olan insan papilloma virüsünün (HPV) çeşitli türleridir.

Rahim ağzı kanseri genellikle orta ve ileri yaş kadınlarda görülse de herhangi bir yaşta da ortaya çıkabilmektedir.

RAHİM AĞZI (SERVİKS) KANSERİ BELİRTİLERİ

Rahim ağzı kanseri, erken dönemde hiçbir belirti vermeyebilir. Ancak vajinal kanamalar, vajende doluluk veya kitle hissi, vajinal akıntılar ve ağrılı cinsel ilişki sık görülen belirtiler arasında yer almaktadır.

Kanamalar cinsel ilişkisi esnasında olabileceği gibi sonrasında damla şeklinde ve kötü kokulu bir akıntıyla görülmektedir.

Tümör, yukarı doğru rahim içi boşluğa, aşağıda vajinaya ve yanlarda pelvik duvara yayılabilmektedir. Mesane ve rektumu doğrudan işgal edebilmektedir. Buna bağlı olarak kabızlık, kanlı idrar, vajenden idrar veya dışkı gelmesi ile idrar borusu genişlemesi veya böbreğin genişlemesi görülebilmektedir.

Ayrıca bacak ağrısı, şiddetli bel ve kasık ağrıları da görülürken ödem ortaya çıkabilmektedir.

RAHİM AĞZI (SERVİKS) KANSERİ TEDAVİSİ

Rahim ağzı kanserlerinin tedavisinde kullanılan yöntemler, cerrahi ve radyoterapi olarak 2 ana grup altında toplanmaktadır.

Radyoterapi, rahim ağzı kanserinde her evrede kullanılabilen bir tedavi yöntemiyken cerrahi tedavi, erken evre kanserlerde hastalığın yayılımı çok daha az olduğunda ön plana çıkmaktadır. İleri evrelerde ise öncelikli tedavi biçimi, radyoterapidir.

Cerrahi tedavide, yerleşimi rahim ağzı bölgesinde olan primer tümör ve muhtemel yayılım bölgelerinin temizlenmesi hedeflenmektedir. Cerrahi tedavi tümörün boyutuna göre değişen küçük cerrahi tekniklerden; tüm rahim, rahim ağzı ve lenf bezlerinin alındığı büyük cerrahi tekniklere kadar değişebilmektedir.