Ağlama krizlerini tetikleyen 5 durum

Bir düğünde ilk dans ya da o yürek burkan hayvan refahı reklamı, bunların hepsi ağlamak için tamamen mantıklı sebeplerdir. Ama eğer trafikte oturup ışığın yeşile dönmesini bekliyorsanız ve aniden ağlamaya başladıysanız, bu sarsıcı olabilir. Muhtemelen "neden sebepsiz ağlıyorum?" diye telaşlanabilirsiniz.

Sık ağlama nöbetleri, hayatınıza devam ederken aniden ortaya çıkan, birdenbire (bazen kaygıyla tetiklenen) gözyaşlarının kısa patlamaları olabilir. Her şeyden önce, muhtemelen hamile değilsin ve hayır, sende bir sorun yok. Ağlama büyülerinin fiziksel bir nedeni olabilir, ancak aynı zamanda işlemediğiniz pek çok bilinçaltı duyguyu bir araya getirdiğinizi de gösterirler.

Kendinizi belirgin bir neden olmaksızın oldukça sık bir ağlama nöbetinde bulursanız, bu liste, arkasındaki olası sağlık nedenini çözmenize yardımcı olabilir. Bunun hiçbir şekilde kapsamlı bir liste olmadığını ve sevilen bir kişiden, sırdaştan, terapistten veya doktordan yardım istemek, bireysel tetikleyicileriniz, duygularınız veya olası altta yatan sorunlarınızla ilgilenmeniz için teşvik edici olduğunu unutmayın!

1. HORMONLAR

Döneminize yaklaşan günler, bir duygularınızda dalgalanmalara neden olabilir. Östrojen ve progesteron seviyeleri yukarı ve aşağı salındıkça, ruh halinden sorumlu beyin kimyasalları etkilenir ve bu da sinirlilik, huysuzluk ve evet, ağlama nöbetlerini tetikleyebilir. Zaten stresli veya endişeliyseniz, PMS bu duyguları büyütebilir ve ağlama bölümlerinizi daha da kötüleştirebilir. Döngünüz ilerledikçe PMS semptomları ortadan kalkacaktır; ağlama nöbetleri yaşam kalitenizi düşürüyorsa, doktorunuzdan sizi adet öncesi disforik bozukluk için taramasını isteyin.

Şunu da belirtmekte fayda var: Ayın hangi zamanı olursa olsun, kadınlık hormonlarına sahip olmak, ağlama nöbetleriyle daha fazla uğraştığınız anlamına gelir. Testosteron (normalde erkeklerde daha yüksek seviyelerde bulunan bir hormon) gözyaşlarını evcilleştirme eğilimindeyken, prolaktin (genellikle kadınlarda daha fazla miktarda bulunur) onları tetikleyebilir.

2. DEPRESYON

Üzüntünün neden olduğu ağlama nöbetleri biraz zahmetsizdir, değil mi? Bununla birlikte, kötü duygular haftalarca veya aylarca zihninizde oyalandığında, bu klinik depresyonda görülen daha derin bir umutsuzluğa işaret edebilir. Depresyon genellikle şiddetli yorgunluk, eskiden sevdiğiniz şeylerden zevk alamama ve bazen de fiziksel ağrı ve sızılar gibi birçok başka semptomla birlikte gelir.

Birçok kadın depresyonu hayal kırıklığı, öfke veya sinirlilik olarak gösteriyor. Bu duyguların her biri ağlamaya neden olabilir, bu yüzden bunları yaşarsanız, kendinizi kötü hissetmeseniz bile, bir depresyon taraması için doktorunuza görünebilirsiniz.

3. AŞIRI STRES

Tamam, hepimiz strese giriyoruz, ancak bu iş ve yaşam baskılarıyla doğrudan karşı karşıya değilseniz ve bunun yerine halının altındaki gerilimi süpürüyorsanız, aniden gözyaşlarınız akabilir. Biraz zaman ayırın ve gerçekten sizi neyin bu kadar strese soktuğunu kendinize sorun ve bununla başa çıkmak için bir plan oluşturun. Stresli olmak resmi bir tıbbi durum olmasa da neden ağladığınıza kesinlikle bir cevap olabilir. Aşırı stres, fiziksel semptomları daha da kötüleştirebilir ve hatta ilk etapta onları tetikleyebilir; sindirim sıkıntısından kalp hastalığına kadar her şey.

Ağlamanızın nedeni buysa, kendinize biraz lütuf gösterin; bunu stresliyken yapmak aslında iyi bir şey olabilir. Yapılan bir araştırma, stresliyken ağlamanın kendi kendini yatıştırma şekli olabileceğini ve sakinleşmenize ve kalp atış hızınızı düzenlemenize yardımcı olabileceğini buldu.

4. KAYGI

Kendinizi çoğu zaman panik modunda, kalp atışlarınız, midenizde kelebekler uçuşması ve günlük hayata katılımınızı sınırlayan aşırı özgüveninizle mi buluyorsunuz? Ağlama nöbetlerinizin sebebi bu olabilir. Anksiyete bozuklukları kadınlar arasında nadir görülen bir durum değildir ve neden oldukları tüm duygular, panik hissetmeseniz bile sık sık gözyaşı patlamasına neden olabilir. İlaç tedavisi veya bilişsel terapi yardımcı olabilir, bu nedenle ağlama nöbetlerinizin altta yatan bir kaygı bozukluğuyla bağlantılı olabileceğini düşünüyorsanız, doktorunuzdan yardım istemenizde fayda var.

5.YORGUNLUK

Yeni doğanlar uykulu olduklarında ağlar, bu nedenle yetişkin insanların bazen aynı şeyi yapması mantıklıdır. Yayınlanan bir araştırmada ağlama nöbetleri, sinirlilik ve üzüntü uyku yoksunluğuyla bağlantılıydı. Ayrıca, kaygı ve stres yorgunluk hissini artırabilir, ancak aynı zamanda bir veya iki gece ortalamanın altında bir uyku ile sıkışıp kalabilirsiniz.

Her kişinin uyku ihtiyacı değişir, ancak çoğu gece yedi veya sekiz saat için yeterli zaman ayırana kadar her gece yatma saatinizi 15 dakika artırarak başlayın.