Göz problemleri çocukların okul başarısını etkiliyor

Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yaran Koban, çocuklarda okul döneminde daha çok ortaya çıkan göz hastalıkları konusunda bilgi verdi.

Giriş:
İHA

Eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kaldı. Bu dönemde veliler, çocukların kıyafetleri ve okul malzemelerini hazırlamakla meşgul. Unutulmaması gereken bir diğer önemli şey ise rutin göz muayenesi.

Görme azlığı çocuğun gelişimini, okul başarısını ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkiler. Okulda dikkat eksikliği, derslere karşı isteksizlik, yorgunluk, okumayı geç öğrenme, derslerde algılama bozuklukları, düşük karne notları ve davranış bozuklukları görme bozukluğuna bağlı gelişebilir. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yaran Koban, çocuklarda yaygın olarak görünen göz kusurları hakkında açıklamalarda bulundu.

“DİKKAT EKSİKLİĞİ OLUŞABİLİR”

Çocuklarda görme azlığına değinen Doç. Dr. Yaran Koban, ''Görme azlığı çocuğun gelişimini, okul başarısını ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkiler. Okulda dikkat eksikliği, derslere karşı isteksizlik, yorgunluk, okumayı geç öğrenme, derslerde algılama bozuklukları, düşük karne notları ve davranış bozuklukları görme bozukluğuna bağlı gelişebilir. Görme bozukluklarının erken teşhis ve tedavi edilmesi, çocukların hem okul başarısının artmasını hem de çevrelerindeki bireylerle sosyal iletişimlerinin daha iyi olmasını sağlar.'' şeklinde konuştu.

Okula başlamadan önce çocuklarda göz muayenesinin yaptırılmasını vurgulayan Doç. Dr. Koban, ''Birçok göz rahatsızlığı çocukluk döneminde oluşur. Okul çağı çocuklarında en sık görülen görme kusurları miyopi, hipermetropi ve astigmatizma olarak sıralanabilir. Miyop çocuklar yakını net görürler ancak uzaktaki objeleri, örneğin okulda tahtayı bulanık görürler. Miyopide göz ön-arka çapının normalden uzun olması ya da kornea ve lensin kırıcılığının fazla olması nedeniyle görüntü retinaya ulaşamamakta ve retinanın önünde odaklanmaktadır. Uzaktaki cisimlere karşı ilgisizlik, okulda tahtayı görememe, evde televizyonu yakından seyretme, uzağa bakarken gözlerini kısma ve ovuşturma miyopinin belirtileridir.'' diye konuştu.

“BAŞ AĞRISI VE YORGUNLUK YAPABİLİR”

Doç. Dr. Koban sözlerine şöyle devam etti: ''Hipermetropi halk arasında yakını görememe olarak bilinir. Sonsuzdan gelen ışınlar, göz küresi normalden küçük olduğu için ya da kornea ve lensin kırıcılığı az olduğu için retinanın arkasında odaklanır. Görme net değildir, gözlük takmak gerekir. Yakın görüntüyü netleştirebilmek için gözler gereğinden fazla uyum yapmak zorunda kalır. Bu durum, yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon eksikliği, kitap okumaktan kaçınma ve göz ovalama gibi belirtiler verir. Bazı ileri durumlarda şaşılık tabloya eşlik edebilir. Hipermetropi tedavisinde, ince kenarlı yakınsak merceklerle görüntünün retinaya odaklanması sağlanır. Hipermetropi, miyopinin aksine genellikle bebeklik çağından itibaren bulunur.

Astigmatizma korneada değişik eksenlerde değişik kırıcılık olmasına bağlı görüntünün bulanık algılanması durumudur. Hem uzak hem de yakın görmeyi etkilediği için çocukluk çağında yüksek astigmatizma değerlerinin gözden kaçması derin göz tembelliklerine yol açabilir. Ayrıca astigmatizma baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, derslere isteksizlik ve ilgisizlik gibi problemlere de yol açabilir.''

MAVİ IŞIK KULLANIMINA DİKKAT

Son 20 yılda ışık kaynakları ve teknoloji büyük bir evrim geçirdiği hatırlatan Doç. Dr. Koban, ''Ampuller ve floresan lambalar, yerini LED (light emitting diod) ışıklandırmaya bıraktı. Beyaz ışıklı LED, içinde mavi-ışık ve fosfor barındırmaktadır. LED’in boyutlarının küçük olması akıllı telefonlar, tabletler ve tv ekranlarında tercih edilmesini sağladı. Bu da on yıl önce maruz kalmadığımız mavi ışığa fazlaca maruz kalmamız sonucunu doğurdu. Sürekli mavi ışığa maruz kalan çocuklarda dijital ekranlara çok bakmaktan kaynaklanan göz yorgunluğu, odaklama güçlüğü, göz kuruluğu, baş ağrısı; öğrenme ve üretkenliği olumsuz etkileyebilir. Bu problemleri bertaraf etmek içinse gerekli olduğu durumlarda mavi ışık engelleyici gözlük kullanılması gerekebilir.'' açıklamasında bulundu.

Bazı araştırmalara göre her dört çocuktan birinde henüz fark edilmemiş, tanı almamış görme kusurunun bulunduğunu belirten Doç. Dr. Koban, bu sorunların çoğunun, özellikle erken evrelerinde asemptomatik olabileceğini, bu nedenle çocuğunuzun gözlerinin rutin olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Doç. Dr. Koban, sözlerini şöyle tamamladı: ''Düzenli göz muayeneleri altta yatan görme sorunlarının erken saptanmasına yardımcı olur ve bu da onların hızlı yönetimi ve tedavisi için fırsatlar oluşturur. Erken müdahale sorunların daha karmaşık durumlara dönüşmesini önleyerek bize çocuklarınızın görme yeteneğini koruma konusunda yardımcı olacaktır. Bu sayede mükemmel bir görme ile oyun oynayabilir ve ders çalışabilir, yaşam kalitelerini koruyabilirler.''

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)

Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol
Copyright © 2024 Ensonhaber Medya AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.