Koronavirüs pandemisi yeni cilt hastalıkları yarattı
Pandemi sürecinin dermatolojik hastalıkları da tetiklediğini vurgulayan Uzm. Dr. Ayşe Pınarbaşı, kovid ile birlikte değişen yeni estetik trendleri konusunda bilgilendirmede bulundu.
Koronavirüs salgınıyla birlikte sağlığımızla ilgili konularda da değişiklikler oldu. Hayatımıza dahil olan maske ve dezenfektanlar cilt problemlerinin oluşumuna zemin hazırlıyor. Özellikle bu dönemde sağlıkla ilgili problemleri ertelemek sorunların daha da büyümesine neden oluyor. Deri Hastalıkları ve Estetik Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşe Pınarbaşı, kovid pandemisi başladıktan sonra dermatologlar olarak diğer uzmanlık alanındaki doktorlar gibi hastalarına tedavi vermeye devam ettiklerini söyleyerek uyarılarda bulundu.
MASKEDEN KORUNMA YOLLARI
Uzm. Dr. Ayşe Pınarbaşı, pandemiyle hayatımıza giren cilt hastalıkları ve tedavi yöntemlerini anlattı. Pandemi boyunca bazı deri hastalıklarının arttığını farkettiklerini aktaran Pınarbaşı, şöyle konuştu: "Hatta yeni isimlendirmeler bile gelişti. Bunlardan en önemlisi yeni ismiyle 'maskne' adı verilen maskenin yol açtığı akneydi. Bizim için tedavisi çok daha zor bir akne çeşidi, çünkü neden olan maskeyi hayatımızdan çıkarmamız şimdilik mümkün değil. Bu akne türünde özellikle maskenin altında kalan alanlarda 'okluzyon' dediğimiz tıkanma, havasız kalma ve terleme nedeniyle ortaya çıkan iltihaplı deri, bazen de kistik sivilceler mevcut. Bu bölgede tıkanma sonrası çoğalan bakteriler nedeniyle enfeksiyon ortaya çıkıyor. Bu uzun süreli sistemik, topikal antibiyotik ve asidik solusyonlarla tedavi edilebiliyor. Bu tip akneden korunmanın en önemli yolu iyi bir cilt temizliği, arada yapılan medikal cilt bakımları, komedonları temizleyen ve yağ bezlerinin aşırı çalışmasını düzenleyen karbon peeling gibi uygulamalardır. Ayrıca pamuklu bir maske üzerine cerrahi maske kullanmak, maskeyi sık değiştirmek de bir diğer önemli korunma yolu. Zaten akneye sebep olduğunu bildiğimiz yoğun nemlendirici ve fondotenleri maske altına kesinlikle uygulamamak gerekiyor."
Pandemi boyunca özellikle çocuklarda giderek artan sayıda el egzaması teşhisi koyduklarını aktaran Pınarbaşı, "Bunun en önemli sebebi sık el yıkamak ve dezenfektan kullanmak. Tabi ki bunları da hayatımızdan tamamen çıkaramasak da abartılmadan kullanılmasını öneriyoruz. Özellikle deri Ph'ını korumak adına uygun sabun kullanımı, el yıkama sonrası nemlendirici kullanmak da çok önemli uyarılarımız arasında bulunuyor." dedi.
ALIN ÇİZGİLERİ VE YÜZDEKİ SARKMALAR GÖZE BATTI
Pınarbaşı, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kovid pandemisi boyunca insanlar evlerinden çıkamadı, hareketsiz bir yaşam sık beslenme mutfakta fazla vakit geçirme kilo almaya, anksiyete bozukluklarına neden oldu. Bu dönemde insanlar, özellikle de kadınlar kendini daha bakımsız, yıpranmış hissetmeye başladılar ve bu anksiyeteyi daha da artırdı. Çocuklar online eğitimdeyken, erişkinler Zoom toplantılarda işlerini yürütmeye devam ettiler. Ama bir süre sonra toplantılardaki ekran görüntülerinden mutsuz olmaya başladılar. Eskiden işimizi yaparken kendinizi devamlı seyretmenin ne demek olduğunu düşünemezken bu gerçek başımıza geldi.
Kaş arası, alın çizgileri, yüzdeki sarkmalar, lekeler daha da gözümüze batmaya başladı. Hepimiz bu süreçte en çok şunu öğrendik. Biz estetik uygulamalarını aslında kendimizi mutlu etmek için yapıyorduk. Başkalarının ne dediği her zaman ikinci plandaydı. Bu nedenle zaten maske altında olan yüzler için botoks dolgu deri yenileyici uygulamalara ilgi aynen devam etti. Bu kadınları da, erkekleri de mutlu eden, yaşama bağlayan günlük hayatın normallerinden oldu.
Pandemi ilk başladığında 'Hastaneye gelmeyin' deniyordu, bunun ne kadar yanlış bir uygulama olduğunu sonra acı tecrübelerle anladık. Kronik hastalığı olanlar, kalp hastası, şeker ve romatizmal hastalığa sahip olanlar evlerinde öldü. Kovid'den ölenler dışında gereken tedavisini olmayıp, ameliyatını olmadığı için ölenlerin kaç kişi olduğunu ise bilemiyoruz. Herkesin maske taktığı bir ortamda bulaşın minimal olduğunu artık biliyoruz. Bu nedenle artık korunmayı öğrendiğimiz bu virüs yüzünden hastaneye ya da kiniğe gitmekte bir sakınca olmadığını da rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha ne kadar süreceğini bilmediğimiz bu yeni düzende her zamanki gibi insanlığın hızlı adaptasyonla, aklıyla, bilimin ışığında yine insan kazanacak ve Kovid belleklerde kötü bir anı olarak kalacaktır."
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol