Uyuz hastalığı 10 dakika içinde bulaşabiliyor

Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Oya Yeşim Hacımustafaoğlu Utkan, her yıl dünyada yüz milyonlarca insanı etkisi altına alan uyuz hastalığının bulaşıcı olduğuna dikkat çekti.

Giriş:
DHA

Uyuz, yakın fiziksel temas ile insanlar arasında kolayca yayılabilir. Klasik uyuz olgularında deri teması sonrası hastalığın geçişi yaklaşık olarak 10 dakika içerisinde gerçekleşebilir. Sarcoptes scabiei olarak isimlendirilen eklem bacaklı bir akar tarafından oluşturulan yaygın bir cilt hastalığı olan uyuz hakkında Medicana International İstanbul Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Oya Yeşim Hacımustafaoğlu Utkan, açıklamalarda bulundu.

ŞİKAYETLERİN ORTAYA ÇIKMASI 4-6 HAFTA

Hastalığın fiziksel temas ile bulaştığını hatırlatan Utkan, “Direkt temas dışında enfekte bireyin kıyafet, yatak örtüsü ve havlu gibi eşyaları ile uzamış temas da uyuz hastalığının bir diğer bulaş yoludur. Klasik uyuz olgularında deri teması sonrası hastalığın geçişi yaklaşık olarak 10 dakika içerisinde gerçekleşen bir durumdur” dedi.

Evcil hayvanlardan insanlara uyuz geçişinin söz konusu olmadığını ifade eden Utkan, “Evcil hayvanlar da başka tür bir akar ile uyuz hastalığına yakalanabilir. Bu hayvansal akarların insan vücuduna bulaşması ile bireyler birkaç gün kaşıntı şikayeti yaşayabilir. Bu durum insanlardaki uyuz hastalığı ile farklıdır. Uyuz hastalığının belirtilerinin ortaya çıkışı o kişinin daha önce bu akar türü canlı ile temas edip etmediğine göre değişebilir. İlk kez uyuz akarı ile karşılaşan bireylerde şikayetlerin ortaya çıkması yaklaşık olarak 4-6 haftayı bulur. Daha önce uyuz geçirmiş kişilerde  ise belirtilerin ortaya çıkış süresi 3-4 güne kadar kısalabilir.” ifadelerini kullandı.

BEBEKLERDE TÜM VÜCUTTA GÖRÜLEBİLİYOR

Uyuz hastalığının seyri sırasında oluşabilecek belirtileri Dr. Öğr. Üyesi Utkan şu şekilde özetledi: “Gece artan kaşıntı, spesifik cilt bölgelerinde kabartı ve kaşıntıya ait yaralar ve aynı evde yaşayan ya da yakın temasta bulunan kişilerde de kaşıntı varlığı. Normalde uyuz hastalığının bulaştığı bir kişide hastalığın aktif döneminde vücutta 10-15 adet akar bulunur. Bu canlıların sayısının yüzleri hatta binleri bulduğu Norveç uyuzunda (kabuklu uyuz) ise bu rahatsızlığın oldukça ağır bir formudur. Daha geniş alanda gözlenen döküntüler aynı zamanda kalın bir kabuğa sahiptir. Bu kabukların altında yaşayan uyuz akarı haftalar boyunca kabuktan beslenerek canlılığını koruyabilir.”

Uyuz tanısının genel olarak hastanın tıbbi öyküsü ve karakteristik deri bulguları sayesinde gerçekleştirilebilen bir tanı olduğunu dile getiren Utkan, “Spesifik tutulum bölgeleri; el parmak araları, kol iç yüzü, göbek, sırt bölgesi, bayanlarda meme uçları, erkeklerde genital bölge özellikle tutulur. Bebeklerde el- ayak tabanı, saçlı deri dahil olmak üzere tüm vücut cildi tutulabilir. Klinik olarak konulan tanıdan emin olunmadığı durumlarda biyopsi işlemine de başvurulabilir. Oldukça karakteristik özelliklere sahip olması nedeniyle bu tarz invaziv tanı metodları oldukça nadir uygulanır.” dedi.

KIYAFET VE HAVLU GİBİ EŞYALAR YÜKSEK ISI İLE YIKANMALI

Uyuz hastalığı tedavisi hakkında bilgi veren Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Oya Yeşim Hacımustafaoğlu Utkan, “Genellikle krem veya losyon şeklinde kullanılan ilaçların reçetelendirilmesi ile gerçekleştirilir. Bu zaman dilimi içerisinde kişinin yaşamını beraber sürdürdüğü kişilerin herhangi bir belirti göstermeseler de tedavi almaları oldukça önemlidir. Genellikle önerilen uygulama ılık bir lifli banyo sonrasında ilacın boyun hizasından ayaklara kadar her bölgeye sürülmesidir. Bazı kişilerde bu tedaviye ek olarak kaşıntı ve enfeksiyon halinin giderilmesi adına antihistaminik ve antibiyotik ilaçların reçetelendirilmesine de başvurulabilir. Cansız yüzeylerdeki akarların öldürülmesi uyuz hastalığına tedavi yaklaşımının bir diğer önemli basamağıdır. Kullanılan bütün kıyafet, yatak örtüsü ve havlu gibi kişisel eşyalar yüksek ısılarda yıkanmalı ve üzerindeki akarlardan arındırılmalıdır.” diye konuştu.

Tedavinin uygulanması ile birkaç gün içinde akarlar ölmeye başlayacağını belirten Dr. Öğr. Üyesi Oya Yeşim Hacımustafaoğlu Utkan, genellikle 3 günlük bir tedavi süresinin ardından bireylerin normal yaşantısına geri dönebileceğini sözlerine ekledi.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)

Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol
Copyright © 2024 Ensonhaber Medya AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.