Yaz aylarının korkulu rüyası: Güneş alerjisi

Yaz mevsiminin gelmesi ile güneş alerjisi olanlar için zorlu günler başladığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Oya Yeşim Hacımustafaoğlu Utkan, güneş alerjisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Giriş: 13.07.2021 - 15:55 Güncelleme:
DHA

Güneş ürtikeri veya solar ürtiker olarak da bilinen güneş alerjisinin cildin güneş ışınlarına maruz kalması dolayısıyla kurdeşen oluşturarak kaşıntı, kızarıklık gibi lezyonlar oluşturması şeklinde geliştiği belirtildi. Yaz aylarında güneşe bağlı olarak gelişen cilt problemleri hakkında konuşan Medicana International İstanbul Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Oya Yeşim Hacımustafaoğlu Utkan, güneş alerjisi hakkında bilgi verdi.

GENETİK YATKINLIK, BİLİNEN EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ

Güneş alerjisinin tıpkı diğer alerji türleri gibi ciltte alerjik reaksiyona neden olan proteinlerin üretimini tetikleyen bir bağışıklık reaksiyonundan kaynaklı olarak ortaya çıktığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Oya Yeşim Hacımustafaoğlu Utkan şunları söyledi: “Güneş alerjisinde tetikleyici faktör güneş ışınlarıdır ve vücut, bu alerjene karşı tepki olarak bağışıklık yanıtı oluşturuyor. Bunun sonucunda cilt üzerinde kurdeşen (ürtiker) olarak adlandırılan kızarıklık, kaşıntı ve iltihaplanma şeklinde alerji lezyonları görülüyor. Kullanılan bazı ilaçlar, hassas cilt, dermatit, kozmetik ürünler ve kimyasallar gibi birçok neden güneş alerjisini tetikleyebilen ve kötüleştirebilen faktörler arasında yer alıyor. Nedeni tam olarak bilinmeyen bu alerjik reaksiyonlarda genetik yatkınlık, bilinen en önemli risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor. Güneş alerjisi bulunan hastaların birçoğunda ise bahar alerjisi, toz ve evcil hayvan tüylerine karşı alerji gibi farklı alerjik reaksiyon türlerinin de var olduğunu görüyoruz.”

Dr. Öğr. Üyesi Hacımustafaoğlu Utkan, “Güneş alerjisinin en temel belirtisi olan kurdeşen; ciltte kırmızı lekeler, şeritler veya kabartılar şeklinde görülüyor. Vücudun sürekli olarak güneşle temas halinde olan eller ve yüz gibi kısımlara oranla güneşe daha nadir olarak maruz kalan cilt kısımlarında alerjik reaksiyonlar daha yaygın görülüyor. Kurdeşenin geniş bir alana yayılması ile mide bulantısı, tansiyon düşüklüğü, bel ağrısı ve nefes almada güçlük gibi problemler görebiliyoruz. Bu durumlarda alerjik şok riski oluşabildiğinden vakit kaybedilmeden sağlık kuruluşlarına başvurulması gerekiyor.” dedi.

TEDAVİYİ HASTANIN ÖYKÜSÜ VE SEMPTOMLARI BELİRLİYOR

Güneş alerjisi aslında nadir olarak görülse de cilt hastalıkları arasında önemli bir rahatsızlık olarak dikkat çektiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Oya Yeşim Hacımustafaoğlu Utkan şöyle konuştu: “Hastanın öyküsünün dinlenmesi, alerjik reaksiyon sırasında oluşan ürtikerlerin görüntüsü, vücutta kalma süresi gibi konularda bilgi alınarak güneş alerjisi hakkında bir ön teşhis koymak mümkün. Bununla alerji testlerinden de yararlanılabiliyor. Güneş alerjisi yaşayan kişilerde tedavi, semptomların ciddiyetine ve sıklığına bakılarak planlanıyor. Bazı kişilerde güneş alerjisi kendiliğinden ortadan kaybolabiliyor veya herhangi bir tedavi gerektirmeyecek kadar hafif şekilde seyredebiliyor. Güneş alerjilerinin bazı tiplerinde reaksiyon, mayıs- haziran gibi güneşin kendini gösterdiği aylarda ortaya çıkıp cildin bir süre sonra güneşe karşı tolerans geliştirmesiyle yazın ortalarından sonra gerileyebilmekte.”

Güneş ürtikerinden korunmak için alerjisi olan hastalarımıza güneş ışınlarına doğrudan maruz kalmaktan kaçınmalarını, yüksek faktörlü güneş koruyucu ürünleri düzenli olarak kullanmalarını öneren Hacımustafaoğlu Utkan, “Yaz aylarında alerjik reaksiyonlardan belirgin şekilde etkilenen hastalarda antihistaminik ilaçlar, kortikosteroidler, bazı losyonlar ve aloe vera gibi doğal ürünler ile semptomların ciddiyeti de göz önünde bulundurularak bir tedavi planının başlatılması gerekiyor. Bu yöntemler vücudun güneş ışınlarına karşı oluşturduğu alerjik yanıta neden olan proteinlerin üretimini baskıladığından kurdeşenlerin büyük ölçüde önüne geçmemizi sağlıyor. Bununla bazı hastalarda fototerapi gibi uygulamalarla bahar ve yaz ayları öncesinde cildin güneşe hazırlanmasını sağlayarak da koruyucu bir tedavi gerçekleştirilebiliyor.” diye konuştu.

Hacımustafaoğlu Utkan, “Tüm bu tedavi seçeneklerinden hangisi veya hangilerinin uygulanması gerektiğine tamamen hastanın öyküsü ve semptomların ciddiyeti doğrultusunda dermatologlar ve alerji uzmanları tarafından karar verilmesi gerekiyor.” dedi.

Güneş alerjisine bağlı ürtikerlerin muayene ve takip gerektirdiğinin altını çizen Hacımustafaoğlu Utkan, belirgin alerji lezyonlarında kalıcı lekeler gibi istenmeyen sorunların önlenmesi açısından güneşten mümkün olduğunca uzak durulmasını, şapka, gözlük gibi fiziksel koruyucuların kullanılmasını ve hekim tarafından önerilen ilaçların düzenli olarak kullanılmasını öneriyor.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)

Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol
Copyright © 2024 Ensonhaber Medya AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.