Beni Öp Sonra Doğur Beni diyen Cemal Süreya'nın Sevda Sözleri kitabı
Türk şiirinin unutulmaz isimlerinden olan Cemal Süreya'nın Sevda Sözleri adlı şiir kitabı, şairin bilinen eserlerinin başında geliyor. "Beni Öp Sonra Doğur Beni" satırı Cemal Süreya'nın aşka olan bakışını net olarak bize ifade ediyor.
Türk edebiyatının önde gelen şairlerinden olan, sözlerinde, satırlarından buram buram sevda ve aşk kokan Cemal Süreya'nın Sevda Sözleri adlı kitabı şairin aşk üzerine harika şiirlerinden oluşuyor. "Beni Öp Sonra Doğur Beni" Sözleri şairin aşka olan bakışını şiir severlere net olarak aktarıyor.
1984 senesinde gazeteci ve yazar Tuğrul Tanyol’la Gösteri Dergisi için gerçekleştirdiği söyleşide az yazan bir şair olduğu söylentilerine bu sözlerle cevap veren Cemal Süreya, dördüncü şiir kitabı Sevda Sözleri' ni söyleşiden hemen önce çıkartmıştı.
"Aslında çok yazmak isterdim"
"Baudelaire ne kadar yazmış? Yahya Kemal çok mu yazmış? Valéry’nin suskunluk (hatta vazgeçiş) dönemi kaç yıl? Şiirden korktum zaman zaman, onun benden, benim ondan kaçtığım dönemler oldu. Hiçbir zaman bugün şiir yazayım diye masaya oturmadım. Bu konuda başarı da aramadım. Şiir benim koşulumdu; yazgımdı; kabul ettim. Aslında daha çok yazmak isterdim. Ama Keşke daha az, ama daha nitelikli şeyler yazsaydım, dediğim günler de oldu. Kısacası, bugüne dek bizden bu kadar çıktı. Cahit Külebi şöyle dermiş: ‘Bizde kötü mal yok. Bir Cemal Süreya şiiri var mı bugün? Önemli olan, bu sorunun karşılığıdır. Benden önceki kuşaktan, kuşağımdan, daha sonrakilerden şairleri etkilemiş miyim? Şiirim şiirin kendisine olduğu kadar, gelişen şiir düşüncesine de şu kadarcık katkıda bulunmuş mu?”
Yarım bırakılmış şiirler
Sevda Sözleri, Cemal Süreya’nın öğrencilik yıllarında başlayan ve ölümüne kadar devam eden şiir hayatında yayımladığı tüm eserlerin yanı sıra, dergilerde ve mektuplarda kalmış, bazısı adsız ve yarım bırakılmış şiirleri de bir araya getiriyor.
Sayfa: 376
Sevda Sözleri'nde yer alan “Beni Öp Sonra Doğur Beni” ise şairin en sevilen şiirlerinden biri olmuştu. şiiri hatırlayalım;
Şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.
Ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.
Taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.
Sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.
Ve kuşlara doğru
fildişi: rüzgârın tavrı.
Dağ: güneş iskeleti.
Tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.
Kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
–uykusuzluğun sütlü inciri–
kovanlara sızmıyor.
Annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.
Kitap sayfası için iletişim:
ergul.tosun@ensonhaber.com