Didem Ünal Demir'den temposu hiç düşmeyen roman: Bu Cenazeyi Bana Lütfeder misiniz?

Didem Ünal Demir, edebiyat dünyasındaki otuz yıllık deneyimini hem dokunaklı hem eğlenceli bir roman ile taçlandırıyor. Roman ilk sayfalardan başlayarak artan ritmiyle okurları içine hapsediyor.

Didem Ünal Demir'den temposu hiç düşmeyen roman: Bu Cenazeyi Bana Lütfeder misiniz?

Bu Cenazeyi Bana Lütfeder Misiniz, pek çok kişinin hayalini gerçekleştirip İstanbul'dan küçük şirin bir Ege köyüne kaçan Esin’in başına gelenleri anlatıyor.

Mizah damarı güçlü, ilginç betimlerle örülü, temposu gittikçe yükselen ve satırların altını çizerek okuma isteği uyandıran bu sürükleyici roman, hem bir göç macerasına hem gizemli bir cinayetin çözümüne ortak olmaya davet ediyor.

Edebiyat dünyasına yön veren değerli isimlerle çalışan Didem Ünal Demir, sahip olduğu deneyimini romanına yansıtırken kitabın editörlüğünde ise yine yayınevimizin değerli isimlerinden, ödüllü yazar Fatih Gezer'in imzası bulunuyor. Büyük bir titizlikle okurla buluşturulan Bu Cenazeyi Bana Lütfeder misiniz? samimi dili ve güçlü anlatısıyla dikkat çekiyor.

Sayfa: 224

TEMPOSU YÜKSEK ROMAN

Edebiyatımızın değerli kalemlerinin editörü olarak tanınan Didem Ünal Demir, bu sefer kendi romanıyla okur karşısına çıkıyor. İncelikli dili, sürprizli kurgusu, capcanlı karakterleri ve gittikçe yükselen temposuyla bu muzip anlatı, üslubunu daha ilk kitaptan duyuran bir yazarı müjdeliyor. Demir, okurunu bir göç macerasına, ardından gizemli bir cinayete tanık ederken son satırına kadar şaşırmaya, düşünmeye ve eğlenmeye çağırıyor: Bu Cenazeyi Bana Lütfeder misiniz?

"HAKKINIZI HELAL EDİYOR MUSUNUZ"

İstanbul’un kalabalığından, gürültüsünden, fiyatlarından ve fay hatlarından kaçıp Ege’de küçük, şirin bir köye yerleşen Esin, hiçbir şeyin umduğu gibi olmadığını fark edecektir. Sakin bir hayat özlemiyle geldiği yerde meraklı komşulardan, karmaşık ilişkilerden ve beklenmedik bir cenaze töreninden kaçamayacaktır. Peki, sadece dedikoduların izini sürerek bir cinayeti çözmek mümkün müdür?

Hepimiz gibi ölümü hiç düşünmeyen, uzak ve belirsiz bir gelecekte, huzurlu ihtiyarlık günlerinde, sıcak yatağında belki de uykusunda yavaşçacık ölüme geçeceğini uman Ramazan Efendi’yi zehirleyen başka gerçekler de var mıydı?

Sikkeli Mezarlığı’nda “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” sorusuna ruhsuz bir koro gibi “Ediyoruz” diyenlerin kalbinden neler geçti? Dolanbaz Ramazan’ın, Ballıbok Ramazan’ın, Metelik Ramazan’ın başka ne gibi lakapları vardı da adam mezarında bile rahat edemedi, şu an morgda bir soğuk hava dolabında ayak başparmağında etiketle yatıyor?

Kitap Haberleri

  1. ABD'den Suudi Arabistan'a silah satışına onay
  2. Kocaeli Üniversitesi'nde İmamoğlu protestosu: 6 gözaltı
  3. Kanada'dan Gazze'ye yardım ulaştıran kuruluşlara destek