Ernest Hemingway'in silah merakı; avcılıkla uğraştı, aynı tüfekle yaşamına son verdi
Büyük Amerikalı yazar Ernest Hemingway, avcılık tutkusuyla biliniyordu. Pek çok önemli romanın yazarı, 1961 yılında aynı tüfekle intihar etti.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Amerikalı yazar Ernest Heminway, dünya edebiyatına kazandırdığı önemli eserlerle biliniyor. Ama aynı zamanda ava olan merakıyla da biliniyor. Kendisi için avcılığın büyük bir tutku olduğunu her fırsatta dile getiren yazarın aynı silahla intihar etmesi, kaderin cilvesi olsa gerek.
Çünkü gerçek budur. Bir avcının içindeki önlenemez öldürme dürtüsü, Afrika’nın Yeşil Tepeleri’nden önce hiçbir kitapta böylesine açık bir dille yazılmamıştır.
Hemingway, tanık olduğu anları, olduğu gibi aktarmak için, yaşamı boyunca savaşların, avların peşinde koşar.
Yazılabilecek en büyük gerçeklik budur:
Ölmek ve öldürmek...
Hemingway av sahnelerini anlatırken bir fotoğrafçı gibidir. Benzetmelere, göndermelere, imgelere değil canını kurtarmak için koşan hayvanlarla kendi bağırsaklarını yiyen sırtlanlara yer verir kitaplarında.
"ÖLDÜRMEK PAYLAŞILAN DUYGU DEĞİLDİR"
Usta yazar, Afrika'nın Yeşil Tepeleri adlı kitabında şöyle anlatıyor;
"Benim bu sazlıklarda duyduğum coşkuyu, bir uçakta duyamazsınız. Öldürmüş, hem de önemsiz bir yaban sığırını öldürmüş olmak, insanın içini azıcık dinginleştirir. Öldürmek başkalarıyla paylaşılan bir duygu değildir."
Hemingway avlanma sevdasını ise şöyle ifade ediyor;
"SIRTLANIN VURULUŞUNU İZLEMEK EĞLENCELİYDİ"
"Sımsıcak bir düzlükte sırtlanın uzaktan vuruluşunu görmek, daha da eğlenceliydi. Ters dönmesini, çılgınca daireler çizmesini, içine tohumlarını salan ölümle yarışırcasına hızlı hareketler yapmasını izlemek, çok ilginçti. Ama M’Cola’nın kahkahalar atmasına neden olan asıl olay başkaydı. Klasik bir sırtlanın koşarken uzaktan vurulmuşsa öfkeyle dönerek bağırsaklarını ortaya çıkarana dek kendini parçalaması, sırtlan şakasının doruğuydu. Hayvan, bağırsaklarını çıkardıktan sonra, durup bunları tadına vara vara yerdi."
İNTİHAR ETTİ
Yaşamı boyunca depresyon ve alkolizmden kurtulamayan yazar, 1961 yılında af tüfeğiyle yaşamına son verdi. Geride hepimize miras kalan kitapları kaldı.