Günümüzde yazarlar arasında kalem savaşları neden olmuyor sorusu üzerine

Cumhuriyet dönemi edebiyatı ve daha önceki dönemleri biraz kurcaladığınızda birbiriyle sürekli didişen, gazete köşelerinden eleştirilerde bulunan yazarların varlığını göreceksiniz. Peki ya günümüzde?

Türk edebiyatı pek çok kalem savaşına sahne oldu. Bunlardan en belirgini Necip Fazıl Kısakürek ve kendisi gibi şair olan Nazım Hikmet arasında yaşanan politik, dinsel ve edebi tartışmalardı.

Bunun yanında Mehmet Akif Ersoy ve Tevfik Fikret arasında cereyan eden birtakım tartışmalar da edebiyat tarihimizde özel bir yere sahip. Kimi yazarlar çalıştığı gazetenin kendisine ayrılan sütunda muhatabına ince ve mizahi eleştirilerde bulunurken kimi de şiirlerinde, satırlarında kendini savunuyordu.

Özellikle Cumhuriyet dönemi edebiyatından bunlara daha çok rastlıyoruz. Burada önemli olan yazarların birbirlerini eleştirirken kullandıkları seviyeli üsluptu. Hayranları ise tartışmaları uzaktan izler; yazarların, şairlerin atışmalarını gülerek izlerdi.

Peki bu tartışmalar günümüzde neden yok?

Bu soruya pek çok cevap verilir ama bence ne önemlisi yazarların içinde bulundukları ticari kaygı ve "Kitabım satmaz" endişesi.

Öte yandan eskiye nazaran fikri ve edebi tartışmaların toplumun ilgisini fazla çekmemesi. Nitekim her gün televizyon ekranlarında izlediğimiz isimlerin ortaya elle tutulur fikirlerine denk gelen var mı? Ya da aynı ekranlarda edebiyat ve kitabın konuşulduğu bir programı kaç kişi izliyor?

Dönemin kalem kavgalarını anlatan bir karikatür

Okuduğunu paylaşma

Cumhuriyet ve daha önceki dönemlerde yapılan fikri tartışmalar ilgi görüyordu; çünkü insanlar öğrenmeye ve okumaya meraklıydı. Kitaplar azdı ama okuyanlar çoktu. Çok okuyan bir toplumda da doğal olarak fikri tartışmalar meydana geliyordu. Bir insan ne denli okursa o kadar bildiklerini, okuduklarını paylaşma ihtiyacı hisseder.

İnsanların belli başı ihtiyaçları vardır. Birincisi insanlık tarihinden günümüze kadar gelen fizyolojik ihtiyaçlardır. Diğer ise sosyal gereksinimlerdir. Bireylerin fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamıyorsanız; sosyal ihtiyaçları da önemsemez.

Entelektüel seviye...

Elbette kimseyi birbirine kırdırma değildir amacımız. Fakat düşünsel tartışmalar bir toplumun entelektüel gelişimiyle eş değerdir. Hadi sıradan insanları anladık ama ya kitapları milyonlarca okur tarafından okunan yazarlara ne demeli?

Bizde bazı yazarlar yeni bir kitap yayınladıklarında ortaya çıkarlar ve sonra da kaybolurlar. Daha fazla nasıl satarım düşüncesinde oldukları için haliyle fikri ve edebi tartışmalara da zaman kalmıyor.

Neyi isterdim biliyor musunuz?

Çok okunan yazarların eserleri hakkında belli dojazda yapmasını istediğim sert ama tatlı eleştiriler. Bu eleştiriler ve kalem kavgaları sayesinde dikkatleri bazen farklı yönlere çekebiliriz.

Kitap sayfası için iletişim:

ergul.tosun@ensonhaber.com

Kitap Haberleri

  1. 18 yıllık çalışma: Sarıkamış'ta yaban hayatının 500.000 karelik arşivi
  2. Fahrettin Altun: Türkiye küresel alanda bir adalet ve hakikat mücadelesi veriyor
  3. Nijerya'da yolcu teknesi battı: 8 ölü
Sonraki Haber