Henrik İbsen'in en güçlü oyunlarından olan Yaban Ördeği'nde yazarın kendisi var

Henrik Ibsen’in en ünlü oyunlarından Yaban Ördeği, zengin bir iş adamının idealist oğlu olan Gregers Werle’nin ve hayatına girdiği Ekdal ailesinin hikâyesini anlatır.

Fotoğrafçı Hjalmar Ekdal, karısı, kızı ve babasıyla, kararlılıkla görmezden gelinen sırlar ve gerçekleşmesi imkânsız hayallere bağlı, mütevazı, mutlu bir hayat kurmuştur.

İdeallerin taleplerine ne olursa olsun kulak vermek gerektiğine inanan Gregers, eski arkadaşı Hjalmar’ı o zamana dek kaçtığı hakikatlerle yüzleşmeye zorlayınca, Ekdal ailesinin hassas dengeler üstüne kurulu dünyası sarsılmaya başlar.

Hakikat her durumda, ne pahasına olursa olsun açığa çıkarılmalı mıdır? Bir insanı hayatının hakikatiyle yüzleştirmek felaketle sonuçlanacaksa, felaketin sorumluluğu kime aittir?

Okurları bu sorularla karşı karşıya bırakan Yaban Ördeği ilk sahnelendiği 1885 yılından bu yana modern tiyatronun zirvelerinden biri olmakla kalmadı, Theodor Adorno’nun Ahlak Felsefesinin Sorunları adlı yapıtında bir bölüme konu oldu.

Thomas Bernhard’ın Odun Kesmek ve Dag Solstad’nın Mahcubiyet ve Haysiyet romanlarında okurların karşısına çıktı. Ibsen’in trajikomik başyapıtı, Norveççe aslından yapılmış ilk çevirisiyle Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar dizisinde.

YAZARIN KENDİSİYLE HESAPLAŞTIĞI KİTAP

Yazarlık yaşamı boyunca gerçeğin yılmaz savunucusu olmuş, gerçekliği deşerek yaşamdaki yalanları ortaya çıkarmaya kendini adamış olan Ibsen, bu oyununda kendisiyle çelişkiye düşme pahasına, bazen yaşam yalanları'nın yaşamda ayakta kalmak için gerekeceğini vurgulayarak gerçeklik aşkına yapılacak bağnazlıkların, masum insanların kurban edilmesine yol açabileceğini gösterir.

Yaban Ördeği, bu büyük yazarın, kendi özeleştirisini yaparak kendini yargıladığı ilginç bir çalışması olduğu gibi, tiyatro sanatında simgesel gerçekliğin en önemli örneklerinden biri olma özelliğine de sahiptir.

Sayfa: 120

YAZARA DAİR...

Henrik Ibsen, Norveç’in Skien kentinde doğdu. Tiyatro yazarlığına Catilina adlı oyunuyla adım attı. 1851 ve 1864 yılları arasında Bergen ve Kristiania (bugünkü Oslo) tiyatrolarında sanat yönetmeni ve danışman olarak görev aldı, Norveç’te tiyatronun modernleşmesine katkı sağladı. 1864 yılında eşiyle birlikte devlet bursuyla Roma’ya gitti; bu, İtalya ve Almanya’da geçireceği yirmi yedi yıllık gönüllü sürgünün başlangıcı oldu.

Brand ve Peer Gynt adlı manzum oyunlarıyla hem eleştirmenlerden övgü aldı hem de geniş bir okur kitlesine ulaştı. Daha sonra oyunlarını düzyazıyla kaleme almaya başladı ve İmparator ve Celileli adlı tarihsel oyununu yazdı.

ÖNEMLİ OYUNLAR YAZDI

Ibsen asıl ününü bundan sonra yazdığı on iki eserlik oyun dizisine borçludur. Bebek Evi, Hayaletler, Halk Düşmanı, Yaban Ördeği, Rosmersholm, Yapı Ustası Solness, Biz Ölüler Uyanınca gibi oyunlarını kapsayan ve yazarlık yaşamının sonuna dek süren bu döneminde çağdaş burjuva yaşamına odaklandı, tiyatro tekniğinde yenilikler yaptı.

1891 yılında Norveç’e, oyunları Avrupa çapında sahnelenen bir yazar olarak döndü. Modern tiyatronun kurucularından biri kabul edilen Henrik Ibsen, 1900 ve 1901 yıllarında peş peşe geçirdiği felçlerden sonra 1908 yılında yaşamını yitirdi.

Kitap Haberleri

  1. Antalya'nın 2025 beklentisi: 20 milyon turist
  2. Esad Ailesi'nin milyonlarca dolarlık lüks araçları
  3. Abdulkadir Uraloğlu: Kayseri'deki lojistik ve Niğde'deki yük merkezinde sona gelindi
Sonraki Haber