Murat Gülsoy: Yazmak benim için bir direniş biçimidir
Modern Türk edebiyatının usta yazarlarından olan Murat Gülsoy yeni kitabı Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün kitabını anlatırken, yazmanın kendisi için ne ifade ettiğini de anlattı. Gülsoy; "Yazmak benim için bir direniştir" dedi.
Günümüz edebiyatının ustalarından olan Murat Gülsoy, yazmaya üretmeye devam ediyor. Çok okunan romanların yazarı olan Gülsoy Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün romanını yeni yayınladı. Türler arasında salınan Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün’de Murat Gülsoy, geçmiş, şimdi ve geleceği insanla insan dışının belirsiz çizgisinde dolaşarak ince ince işliyor.
Yeni kitabını anlatırken yazarlığı hakkında da konuşan Murat Gülsoy, yazmanın kendisi için bir direniş biçimi olduğunu ifade etti.
Pandemideki kapanma döneminden esinle distopik bir hikâye yaratan Gülsoy, adından da anlaşılacağı üzere okuru kıyamet sonrası dünyada dolaştırıyor. Zamanın durduğu, anıların sahipsiz kaldığı, eşyaların, sınırların, düşman kavramının anlamını yitirdiği mekânlara götürüyor.
BİR YÜZLEŞME KİTABI
Yaşamın bitişi sonrasında kütüphaneye, müzeye, bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin bahçesine… Kitap bittiğinde “Nasıl bir hayat yaşadım, nasıl bir insan oldum?” diye sorgulatıyor okura. Bu yönüyle de bir yüzleşme kitabı demek yanlış olmaz.
KIYAMET SONRASI OLAĞAN BİR GÜN
Geleceğin yok olmasıymış kıyamet, bunu anladığım anda geçmişin de yok olduğunu fark ettim. Ne de olsa gelecek geçmişin intikamını alırken onu ayakta tutar. Oysa şimdi zaman akmıyor. Gelecek yok. Düşmanını kaybeden geçmiş de kendiliğinden solup gidiyor.
Sayfa: 128
AYNI GECEDE DEVAM EDEN HAYAT
Zamanın durduğu, hep aynı günde, belki de hep aynı gecede devam eden hayat. Kıyamet sonrası o günde anıların belirsizleştiği, yaşamla ölümün birbirine geçtiği, eşyanın anlamsızlaştığı bir dünya. Umudun belki de sadece zeytin ağacının dalında, zeytin yaprağını çiğneyen bir kadının göbek kordonunda saklandığı bulutsu bir evren.