Nobel ödüllü Olga Tokarczuk'un başyapıtı: Yakup'un Kitapları

Yakup’un Kitapları, yeni dünyanın tehlikelerle dolu eşiğinden hem kendi zamanına hem de geleceğe aynı kusursuz dikkat, ihtiyat, bilgelik ve mizahla bakıyor. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Olga Tokarczuk'tan okunası ve etkisinden uzun süre kalınacak bir roman: Yakup'un Kitapları...

Polonyalı yazar ve aktivist Olga Tokarczuk'un 2014 yılında orijinal adıyla Kesiği Jakuboweolarak yayınlanan romanı Yakup'un Kitapları, Neşe Taluy Yüce'nin özenli çevirisiyle Türkçeleştirildi ve Everest Yayınları aracılığıyla okurlarla buluştu. Yakup'un Kitapları, ciltli ve karton kapaklı olmak üzere iki farklı sürümle hazırlandı.

Musevi, Hıristiyan, Müslüman geleneklerinin tümünden beslenen, 18. yüzyılın ortalarında dinler sahnesine bütün esrarıyla adım atan, etrafında topladığı cemaatle bugüne kadar dini tartışmaların odağında yer almış tarihi bir figür olan Yakup Frank’ın hikâyesi, Yakup’un Kitapları'’nda Nobel ödüllü Olga Tokarczuk’un edebi dehasıyla unutulmaz bir romana dönüşüyor.

Nobel ödüllü romancı

Kuşağının başarılı temsilcilerinden Olga Tokarczuk, yazın yolculuğu boyunca pek çok akademik araştırmaya ve makaleye konu olurken birçok önemli ödüle layık görüldü. 2018 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi olan yazar bu ödülü, ansiklopedik tutkuyla sınırların bir yaşam biçimi olarak aşılmasını temsil eden bir anlatı hayal gücüyle kazandı.

Ödül komitesi, Tokarczuk'un eserleri arasından bilhassa, 18. yüzyılda geçen ve Avrupa tarihinde az bilinen bir bölümün zengin bir panoramasını sunan destansı tarihi romanıYakup'un Kitapları'ndan çok etkilendiğini belirtmiştir.

Tokarczuk'un altı yıldan fazla süren araştırmalarının sonucunda dünya edebiyatına kazandırdığı eseri Yakup'un Kitapları, 18. yüzyılda bazı Yahudilerin dinden dönerek Jacob Frank’ın dini önderliği altında yaşadıklarını konu alıyor.

Sayfa: 1024

Güçlü anlatımla öne çıkan kitap

Frankistlerin gerçek imana “Tevrat'ı ihlal ederek ulaşılacağı” düşüncesiyle içinde yaşadıkları toplumun ahlak anlayışına ve Tevrat'a aykırı bir yaşam benimsemeleri ve bu nedenle bulundukları yerde barınamadıklarından farklı yerlerde, farklı dinlerin çatısı altına sığınarak önce Müslümanlığa, sonra Hıristiyanlığa geçmeleri ve cemaattekilerin Yakup'la ve birbirleriyle ilişkilerini güçlü bir anlatıyla aktaran kitap; İncil, Tevrat ve Kabala içeriği üzerine tartışmalara da yer veriyor.

Ortaya çıkan bir Yahudi

18. yüzyılda, Polonya’da genç bir Yahudi ortaya çıkar, Yankiele ya da Jacob Frank ya da sadece Yakup ya da… isimlerinin sonu gelmez, ünvanlarının, hallerinin ve karakterlerinin de; ama o daima parlar.

Önce Müslüman, sonra Katolik olur. Dinden dine dönenleri de ışığa üşüşen kelebekler gibi etrafına toplar. Yakup kâh büyücü kâh efendi, baba, ağabey, kardeş, kâh sahte peygamber kâh Mesih olur. Bir aşağılanır bir göklere çıkarılır, bir durulur bir gürler, bir sevilir bir nefret edilir.

Kitaptan tadımlık bir bölüm sunuyoruz;

"Şimdi gördüğü her şeyin […] kendi zihninden kaynaklandığı düşüncesi hem ürkütücü hem de aynı ölçüde çekici. Ya bunların hepsini biz hayal ediyorsak? Ya her birimiz, her şeyi farklı görüyorsak? Herkes yeşil rengi aynı mı görüyor? Yoksa “yeşil”, gerçekte her birimiz farklı bir şeye bakarken sırf iletişim kuralım diye tamamen farklı deneyimleri kaplayan bir boyanın bizim kullandığımız isminden başka bir şey değil mi? Bunun doğrulanmasının bir yolu yok mudur? Peki, gerçekten gözlerimizi açarsak ne olur? Ya bizi çevreleyen gerçeği, mucize eseri görseydik? Neye benzerdi bu?"

Kitap sayfası için iletişim:

ergul.tosun@ensonhaber.com

Kitap Haberleri

  1. Salih Uçan: Yenildik çünkü kötü oynadık
  2. Komisyon'dan geçti: Genel Sağlık Sigortası prim borçları siliniyor
  3. Yılmaz Tunç'tan toplumdaki cezasızlık algısıyla ilgili açıklama
Sonraki Haber