Reşit Güngör Kalkan ile İsmet Özel biyografisi üzerine konuştuk
Reşit Güngör Kalkan ile İsmet Özel üzerine yazdığı, “Bir Portre Denemesi” diye takdim ettiği ilk biyografi kitabını konuştuk…
İsmet Özel üzerine yazdığı bu biyografi kitabı Reşit Bey’in ilk kitabı, ancak kendisiyle daha önce İlhami Çiçek'i yazdığı ikinci kitabı üzerine bir röportaj yapmıştık. Bir yandan İlkokul Müdürlüğü görevini yürüten Kalkan, bir yandan da yazarlığa devam ediyor. Kendini bu alanda geliştirmeye niyetli Kalkan, sonbaharda yayımlanmaya hazır bir Nuri Pakdil biyografisini de bitirmek üzere olduğunu söylüyor.
İşte İsmet Özel üzerine keyifli ve bilgi dolu sohbetimiz…
ÇÜNKÜ BEN DE BİR YALNIZIM BU ANLAMDA
- Bu ikinci röportajımız olduğundan klasik sorumu bir kenara bırakıp sadece, nasılsınız diye sormak istiyorum. Nasıl gidiyor hayat ve çalışmalarınız?
Hayat, düzeni içinde yorucu ve fakat umutlu olmak düşüncesinin ağırlığı altında sabırla akıp gidiyor. Her şeye rağmen her şeyden ve herkesten umutluyum.
- Nuri Pakdil biyografisi hazırlığındaydınız. Ne aşamadasınız?
Nuri Pakdil biyografisi bitmiş sayılır; son düzeltmeleri yapıyorum. Öyle sanıyorum ki, önümüzdeki sonbaharda yayınlanır inşallah.
- İsmet Özel ilk biyografi çalışmanız. “Bir Portre Denemesi” diye takdim ediyorsunuz. İsmet Özel’in hayatınızda nasıl bir yeri var?
İsmet Özel, bütün hayatıyla ve de hayatının bütününde yer edinmiş görev duygusu eşliğinde yaşadı ve yaşıyor aramızda. Bu açıdan onun bıkmaksızın sürdürdüğü mücadelenin tarafı olmaktan kıvanç duyuyorum. Belirginlik olarak söylüyorum; İsmet Özel, bu ülkede önemli ölçüde ‘ben kimdir?’ ‘Türkiye nedir?’ sorularıyla büyük bir kesimin hayatına orijinal tarafıyla dokunmuş ve herkesi ‘silah başına’ çağırmış bir ‘yalnız’dır. Bu yalnızlığı içinde İsmet Özel’le aramda oluşan hısımlığı inkâr edecek değilim. Çünkü ben de bir yalnızım bu anlamda.
"EN İYİ BEN YAZARIM" DÜŞÜNCESİ HİÇ EKSİK OLMADI
- Peki İsmet Özel biyografisi yazımı boyunca nelerle karşılaştınız? Nihayetinde ilkti, hiç vazgeçmeyi düşündünüz mü?
Çalışma boyunca, ‘asla pes etme’ duygusu eşliğinde oluşturdum metinlerimi. Öyle ki, tıkanmaya yüz tuttuğunu hissettiğim başlıklar etrafında tekrara düşmeksizin sürekli yazmaya devam ettim. Belgeleri oluştururken olsun, bibliyografya bölümüyle olsun, bir ‘ilk’ olması hasebiyle yaklaştım çalışmaya. Vazgeçmek bir tarafa, ‘en iyi ben yazarım’ düşüncesi hiç eksik olmadı yanı başımdan.
- Araştırma süreci nasıldı?
Çok uzun ve meşakkatli elbette…
- İsmet Özel de biliyordu bu çalışmanızı. Nasıl karşıladı? İlk röportajımızda da bir anınızı paylaşmıştınız bizimle, şimdi bugüne özel sizden bir anınızı daha paylaşmanızı istesem…
İsmet Özel, çalışmayı sadece iki cümleyle karşıladı; ‘Hayırlı olsun’ ve ‘Allah kolaylık versin’ bu kadar... Daha önce de ifade etmiştim, zor olanı sevmek benim kaderim, öyle hissediyorum. Kahramanmaraş’ta vermiş olduğu konferans arasında, okurlarıyla sohbet ederken ailesinden bahis açılınca, tıkandığı bir noktada araya girip düzeltme yapmıştım. Bana dönüp, ‘O çalıştı, benden iyi biliyor’ diyerek yaptığı espriye herkes gülmüş ve tabii o esnada bütün bakışlar üzerimde toplanmıştı.
- Pek çok çocukluk ve gençlik fotoğrafı var Özel’in. Size bu konuda bir yardımı oldu mu?
Hayır, hiçbir şekilde yardımı olmadı. Hepsini kendi imkânlarım ve istidadımla oluşturdum.
“EVET İSYAN” DİLİMDEN DÜŞMEYEN MISRALARIYLA HEP İÇİMDE GEZİNİP DURMUŞTUR
- Kitabınız 8 bölümden oluşuyor ve her bölüme bir vurucu cümle ile başlık atmışsınız.
Biyografi çalışmalarında kronolojiye dikkat ediyorum. Biliyorum, çok farklı yöntemleri denemek de mümkün. Ancak, bendeki bütünlük duygusu kronoloji doğrultusunda daha rahat yol almamı sağlıyor. Dolayısıyla çalışmanın iskeletini ve gövdesini tespit ve tahmin etme güçlüğü de bu şekilde ortadan kalkmış oluyor.
- Seçimleri neye göre yaptınız?
Bölüm başlıkları da İsmet Özel’in şiirleri ve mücadelesi boyunca uğrak yerlerini vurgulamak amacıyla oluşturuldu.
- Bir de İsmet Özel’in şiirle ilk buluşmasını sizden dinlemek isterim, anlatır mısınız?
Bu, klasiğin kıyısında kalan bir soru aslında. Yani biyolojik olarak İsmet Özel’in şiirle ilk buluşmasını bilmem mümkün değil. Ancak eserleri veya onu tanıyanların şahitlikleri üzerinden bir ayrımda bulunabilirim.
- Tabii, öyle yapalım o halde…
Waldo’da geçer, İsmet Özel Ankara’da bir mezarlığın serinliğine sığınmış piposunu yakmaya hazırlanırken, karşısında elinde bağlamasıyla oturan, sigara içen 12-13 yaşlarındaki çocuk sorar: ‘Dolu mu içiyorsun, abi?’ İsmet Özel soruyu anlamaz, bu yeni yetmenin, pipoyu doldurarak mı içtiğini sorduğunu zanneder. Devamında ise İsmet Özel’in cevabı, “Evet!” olur. Yine Waldo’da geçtiği şekliyle aktarmak gerekirse, “İnsan olarak budalalıklarımızın hepsi değilse bile çoğu karşımızdakini budala sanmaktan doğar. Pipomu yaktıktan sonra budalalığım kafama dank etti. Çocuk pipomu doldurup doldurmadığımı değil, içtiğim şeyin esrar (veya başka bir uyuşturucu) olup olmadığını sormuş ve ben de soruyu anlamadığım için ona evet demiştim. Şu anda onun gözünde esrar içen biriydim. Yüzümü mezarlığa çevirdim. Bütün varlığım sosyal, kültürel, ahlaki, fizik yoğunluğuyla dışa taşma basıncı altındaydı. Mısra zihnimde parladı: “Ölüler beni serinliğe yakıştıramaz”
- Siz İsmet Özel şiirlerini neden sevdiniz?
İçinde büyük bir yaşam coşkusunun, bu coşkuyla birlikte kavganın, umudun, var olmanın, mücadelenin insanı sarıp sarmaladığı şiirler bir başka şair tarafından ikame edilmiş değil Türkiye’de. Dolayısıyla İsmet Özel’in şiirlerine yaklaşırken andığım kavramlar çerçevesinde ve daha çok insan olmanın yüceltici hasletleri içinde bu şiirleri tekrar tekrar okuyup her tekrarda farklı hazlar, farklı anlam bütünlüğü duyumsamamak mümkün değil. Beni İsmet Özel şiirlerine götüren sürecin özeti bu aslında…
- Peki en çok hangisini?
Şiirleri arasında belirgin bir ayrım, tercih yapmamakla beraber, “Evet İsyan” dilimden düşmeyen mısralarıyla hep içimde gezinip durmuştur diyebilirim.
BİLGELİK, İSMET ÖZEL’İN KİMLİĞİNİ EN İYİ ÖZETLEYEN KAVRAM
- Kitaplarını da anlatıyorsunuz. Sizi en çok hangi kitabı etkiledi?
Tahrir Vazifeleri zihnimde berrak aynalar oluşturdu.
- Son bölüme “Bilgeliği bekleyen bir entelektüel olarak İsmet Özel” diye başlıyorsunuz. Neden böyle bir tanımlamada bulundunuz?
Bilgelik bilgisi aynı zamanda kendilik bilgisidir de ondan. ‘Kendini bilen rabbini bilir’ hükmünce, kim ki kendini bilmiştir, öyleyse bilgeliği bekleyen olması yadırganmaz elbette. İsmet Özel, yaşamı boyunca kirli, kirletilmiş, boğuk bir dünyanın hempası olmak bir tarafa, insanları şaşırtan görev duygusu eşliğindeki ‘değişimler’ eşliğinde ve Türkiye gerçeği karşısında sürekli temiz olana, berrak olana işaret etti. Dolayısıyla bilge bir şair olarak İsmet Özel, entelektüelliğin para değil maneviyat; zulüm değil adalet; insan aklı değil İslâm düşüncesi çerçevesinde oluşturduğu bilgi pratiğini. Bu açıdan bilgelik, İsmet Özel’in kimliğini en iyi özetleyen kavram diye düşünüyorum.
- İsmet Özel’i bir cümle ile özetleyecek olsanız ne dersiniz?
Umut ve imkân olmasa da umutlu bir imkâna davet eden mütefekkir!
: Teşekkür ederim.
Reşit Güngör Kalkan: Teşekkür ederim.
Ben İsmet Özel Şair
Reşit Güngör Kalkan
Okur Kitaplığı
S.: 432
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
*
Instagram: biyografivekitap
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol