Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı romanı operaya taşındı

Postmodern edebiyatın usta ismi, Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan ilk Türk yazar olan Orhan Pamuk'un önemli romanı Benim Adım Kırmızı opera sahnesinde. Benim Adım Kırmızı; Pamuk'un tarihi, felsefi öğelerle örülü romanı olması yanında, kurgusuyla da öne çıkıyor.

Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan ilk Türk yazar olarak bilinen, çok okunan romanların yazarı Orhan Pamuk'ın adıyla özdeşleşen Benim Adım Kırmızı romanı, Polonya'da opera sahnesine taşındı.

Polonya Juliusz Słowacki Tiyatrosu’nun Benim Adım Kırmızı romanından yola çıkarak uyarladığı Ja, Şeküre (Ben, Şeküre) isimli eser, erkek egemen bir toplumda kadınların karşılaştığı zorlukları ve kısıtlamaları vurguluyor.

Şeküre karakterine odaklanarak bu renkli kahramanı simgeleştiriyor. Polonyalı ünlü kompozitör Aleksander Nowak’ın uyarlamasında Şeküre anlatıcı oluyor, deneyimlerini, arzularını ve mücadelelerini bütün içtenliğiyle paylaşıyor.

BENİM ADIM KIRMIZI

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un 1998 yılında yazdığı Benim Adım Kırmızı romanı, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda geçen, tarihsel kurgusuyla felsefi söylemin ustaca harmanlandığı bir eser.

Roman, Sultan III. Murat döneminde çalışan bir grup nakkaşın gözünden aşk, sanat ve gizem dolu bir hikâyeyi girift bir şekilde örüyor. Hikayenin merkezinde, romanın entrika ve gerilimini büyük oranda artıran güçlü ve esrarengiz bir karakter olan Şeküre yer alıyor.

Sayfa: 552

BÜYÜLÜ DAĞ DA SAHNELENDİ

Polonya Juliusz Słowacki Tiyatrosu’nun yorumladığı Ja, Şeküre sadece edebi bir uyarlama değil; kimlik, aşk, özgürlük, kadının toplumdaki rolü gibi evrensel temaları irdeleyen bağımsız bir eser. Ja, Seküre'un dünya prömiyeri, geçtiğimiz şubat ayında Opera Rara Festivali kapsamında gerçekleşmişti. Eserin hayata geçirilmesi 12 seneyi buldu. Juliusz Słowacki Tiyatrosu’nun operaya dönüştürmesinin 12 yılı bulduğu bir başka eser ise Thomas Mann’ın Büyülü Dağ romanı.

Usta yazar Orhan Pamuk şu ifadeleri kullandı;

"Evet, dün gece izlediğim bu hem modern hem klasik opera beni yer yer çok heyecanlandırdı. Müziğin zor ve deneysel bir yanı olduğu gibi son derece klasik bir yanı da var. Bazı bölümleri gözyaşlarıyla seyrettim; bir operada olması gerektiği gibi. Bunun bir nedeni, romanın başkahramanın annemin adı olan Şeküre'yi taşıması. Opera projesi 2012’de başladı. Annemin, Şeküre’nin, öne çıkacağını biliyordum. Yıllarca “Ben, Şeküre” operasına annemle gideceğimi hayal ettim. Annem beş ay önce 102 yaşında vefat ettiği için “Ben, Şeküre” operasını onunla birlikte seyredememenin hüznünü duyuyorum. Opera hem libretto hem müzik olarak yetenekli sanatçı Aleksander Nowak’ın damgasını taşıyor. Nowak ve arkadaşları “Ben, Şeküre”yi İstanbul’a getirmek istiyorlar. Bu eserin etkisiyle coşkuluyum ve kafam karışık.”

Kültür Sanat Haberleri

  1. Bakanlık bünyesinde Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile Enstitüsü kuruldu
  2. İçişleri Bakanlığı'nca 65 kaymakam adayı alınacak
  3. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş hakkında soruşturma başlatıldı
Sonraki Haber