Tüm Yönleriyle GELENEKSEL TÜRK ÇİNİ SANATI
Geleneksel Türk Sanatlarının en önemlilerinden biri olan Çini, genellikle mimari eserlerin, cami, köşk. saray, çeşme, türbe vb. yapıların iç ve dış süslemelerinde kullanılmış bir seramik ürünüdür.
Türk Çini Sanatı, Anadolu uygarlığını tarihi form ve inceliklerle kültürel bir miras olarak evlerimize kadar taşımaktadır. Kütahya Çinisi, İznik Çinisi, Türk Çinisi’nin vatanı olarak kabul edilmektedir. Çini sanatı bu topraklarda asırlık bir geçmişe sahiptir.
ÇİNİ ÇEŞİTLERİ
Türk Çinisi, iki bölüme ayrılmaktadır. Duvar Çinileri: Çini Sanatının ilk dönemlerinde “Kaşi” olarak nitelendirilirken, Batılılar tarafından “Tile-Art” olarak isimlendirilmektedir. Evani Çinileri: Tabak, kase, vazo, sürahi, bardak, kupa vb. seramik ürünlerinden oluşmaktadır.Kütahya Çinisi ve İznik Çinileri ‘sır altı’ çalışmalardır. İlk aşama olarak, desen tasarımı yapılacak formun bisküvileri hazırlanmaktadır. Daha sonra bisküvi formlar, ürünler, özel fırçalar ve su bazlı özel boyalarla oluşturulmaktadır. Konturu çizilen ve boyanan ürün, sır küpüne daldırılarak sırlanır ve sır küpünden çıkarılır. Çini ürünleri, odun fırınlarında fırınlanmaktadır. Sırlama yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlar, fırın derecesinin ayarlanması, bekletilme süresi ile ürünler, fırında son hallerini almaktadır. Sır altı boyalar fırında oluşmakta ve parlaklık kazanmaktadır.
ÇİNİ YAPIMINDA KULLANILAN TEKNİKLER
Çini sanatında hamurun aldığı şekil ve yapılan sırlamaya göre teknikler farklılık göstermektedir.
Bu farklı teknikler;
*Sır Altı Tekniği ve Sır Üstü Tekniği: Sırlama ile yapılan iki tekniktir. Yapılan çininin üzerine sırlama yapıldıktan sonra fırınlandığı taktirde sır üstü denilen teknik uygulanır. Eğer fırınlanmaz ise sır altı denilen teknik kullanılır.
*Minai Tekniği: Tek rengin hâkim olduğu çinide desen kullanılmaz. Buna Minai tekniği adı verilir.
*Lüster Tekniği: Madeni renkleri elde edebilmek için lüster tekniği kullanılır.
*Lacvardina Tekniği: Tıpkı minai tekniğinde olduğu gibi tek renk kullanılır. Tek bir farkla bu teknikte desen kullanılır.
Çini Sanatı ve Porselen Desenleme (Süsleme) Sanatı günümüzde benzer sanat olarak algılanıyor olsa da, bu iki sanatı birbirinden ayıran en önemli özellik, Çini Sanatı “Sır Altı Tekniği” ile yapılmaktadır. Porselen Desenleme Sanatı ise “Sır Üstü Tekniği” ile yapılmaktadır.
ÇİNİ PİŞİRME İŞLEMİ
Çini sanatının pişirme aşamasında işlem iki kez tekrarlanıyor. İlk pişirme işlemi 900 derece ile birlikte bisküvi adını almaktadır. Bisküvi aşamasında 24 saat olacak şekilde hamur yavaş yavaş pişirilir. İlk pişirme yönteminin amacı toprağın daha da sıkılaşmasını sağlamaktır. İkinci pişirme aşamasında ise parçalar tek tek fırınlanmalıdır. Eğer ki pişirilen objeler birbirine değerek fırınlanırsa birbirlerine değdikleri için parçalanma ihtimalleri yüksektir. Pişirme işlemi bittikten sonra dışarıya alınan çiniler yavaş yavaş soğumaya bırakılmalıdır. Bunun sebebi de çinilerin çatlamasını önlemektir.
ÇİNİ SANATINDA KULLANILAN RENKLER
Çini sanatında kullanılmak istenilen renkler değişkenlik gösterebilir. Bu pişirme ve sırlama durumuna göre değişebilir. Genellikle kullanılacak başlı renkler pişirme ve sırlama durumuna göre belirlenir. Pembe boya için nikel oksit, kırmızı boya için ise selen bileşikleri, mavi boya içinde kobalt ksit kullanılmaktadır. Değişkenlik gösteren bu renkler en sık kullanılanlar olarak bilinir.
ÇİNİYE UYGULANAN BOYALARA RENK VEREN BİLEŞİKLER
Çiniyi süslemede kullanılan boyaların rengini aldığı bileşikler şu şekildedir; Bakır, Kobalt, Mangan, Kurşun oksit, Demir, Selen Bileşikleri, Nikel, Krom oksit
ÇİNİ SANATINDA SIRLAMA İŞLEMİ
Çini sanatında ortaya çıkarılan seramikler üzerine sürülen camsı parlak madde ile sırlanmış olur. Boyama işleminin ardından renksiz sırlar, seramiklerin üzerinde yerini alır. Hem renksiz hem de renkli sırlama vardır. Çiniyi yapan kişi dengeyi sağlayacak şekilde kullanmalıdır. Yerleştirirken ya ürün batırılarak ya da sırın akıtılması ile gerçekleştirilir. Bu şekilde sanatçı tarafından istenilen renkler kullanılmış olunur.
TÜRK ÇİNİ SANATININ TARİHÇESİ
Çini sanatı tarihi uzun yıllara dayanmaktadır. Bu el sanatı, Karahanlılar dönemine ait yapılarda süsleme sanatı olarak görülmüştür. Türk çini sanatının bin yılı aşkın bir tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Çini sanatı, Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları tarafından devam ettirilmiştir. Selçuklu döneminde birçok cami, menderese, saray, türbe ve kervansaray gibi yapılar çini sanatı ile süslenmiştir.Bu dönemde genellikle lacivert, mavi, hardal, kahverengi ve siyah renkler kullanılmıştır. Selçuklu dönemine ait çiniler genellikle, altıgen, kare ve dikdörtgen şekillerinde olma özelliği taşımaktadır. Genellikle mozaik şekiller kullanılmıştır. Mozaik şekillerin yanı sıra Kufi tarzı yazılar ve Rumi motiflerde yer almıştır. Selçuklu döneminden sonra birçok beylik bu sanatı icra etmiştir. Osmanlı devletinin kurulmasıyla çini sanatı farklı bir dönem yaşamış ve anlam kazanmıştır. Osmanlı döneminde birbirinden farklı yapılar motiflerle ve renklendirmelerle süslenerek, çini sanatı yaşatılmıştır. Tarih boyunca geleneksel Türk el sanatı olarak yer almıştır. 16. yüzyılda İznik ve Kütahya çinileri gelişim göstermiş ve Türk çini sanatı olarak zirveye ulaşmıştır. Bu dönemde İznik’te üretilen çiniler daha da renklenmiştir. Yeşil, kırmızı, turkuaz, lacivert ve kahverengi tonları kullanılarak farklılık katılmıştır.
TÜRK ÇİNİ SANATININ İLK ÖRNEKLERİ VE USTALARI
Ülkemizde çini sanatının ilk görüldüğü yerler;
Bursa- Muradiye Camisi
Bursa- Yeşil Camii
Edirne- Şah Melek Paşa Camisi
Çinili Köşk
Haseki Medresesi
İstanbul-Mahmut Paşa Türbesi
İstanbul- Yavuz Sultan Selim Camii ve Türbesi
Edirne- Muradiye Camisi
İznik- Yeşil Camii
Baba Nakkaş ve Veli can ülkemizde çini sanatını ustalıkla kullanan iki büyük sanatçıdır.
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol