Reha Özcan: Dünya çok güzel bir yere gidiyor
İclal Aydın'ın satış rekorları kıran aynı isimli romanından uyarlanan 'Üç Kız Kardeş'in Sadık'ı Reha Özcan, seti ve hayatını anlattı.
Şu sıralar ekranların en sevilen dizilerinden 'Üç Kız Kardeş'in Sadık'ı Reha Özcan, TRT 2'de Hülya Koçyiğit'in sunduğu 'Film Gibi Hayatlar' programına konuk oldu. Rüya adında bir kızı ve Rüzgar adında bir oğlu olan 57 yaşındaki oyuncu, "Hayatım çocuklarımdan sonra başladı" dedi.
Son dizisi hakkında konuşan Reha Özcan, çok severek çalıştığı bir sette olduğunu söyledi:
"Doğurganlık işe yarıyor"
“Ben kadın enerjisine çok inanıyorum. Tamamen kadın ağırlıklı bir setteyiz. Kadın yazar, kadın yapımcı, kadın yönetmen ve başarıda o doğurganlık çok iyi işe yarıyor. Çünkü hem çok bağışlayıcı hem de yaşama dönük ve sevgiyle yaklaşıyor herkes birbirine. O da seyirciye sirayet ediyor."
Baba olmakla ilgili samimi açıklamalarda da bulunan ünlü oyuncu, çocuklarından sonraki hayatını da şu sözlerle anlattı:
"Çok mutluyum"
"Galiba 'Hayatım çocuğumdan sonra başladı' diyebilirim. Daha fazla sorumluluk var hayatımda. Şükretme duygusunu çok geç, askerde keşfettim maalesef. Ve çocuklarım olduktan sonra o duygu üç katına çıktı. Yapmak istediğim şeyleri daha çok yapmaya başladım. Babam hep 'Doğru işinizi ve çok sevdiğiniz eşinizi bulun. İkisini de çok sevin ve o zaman, zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Buna da mutluluk diyorlar' derdi. Sağ olsun eşim beni bu hayale inandırmıştı ve o hayalle birlikte de çocuklarımız olduktan sonra yepyeni bir hayat oldu. Aslında ikimiz için de yeniden başladı her şey. Hayatta yapabildiğimiz tek bir üretim galiba o. Ondan sonrası, onlar için onlara adanan bir yol. O yüzden çok mutluyum"
Dünya çok güzel bir yere gidiyor
Biz torunlarımızın dünyasını yaşıyoruz ve onlar bu dünyada daha güzel şeyler yapacak. Dünyanın çok hızlı koştuğunu düşünüyorum ve onların dünyayı daha güzel bir yere evireceklerini düşünüyorum. Çünkü onlar çok hızlı öğreniyorlar, çok hızlılar ve çok hızlı tüketiyorlar ve inanmıyorlar. Bizim barınak olarak gördüğümüz kendi içimizde barındığımız ya da kendi konfor alanımızda özgür hissettiğimiz şeyleri özgürlük olarak görmüyorlar. Dünyanın toptan bir özgürlüğe ihtiyacı olduğunu biliyorlar ve sanatsal anlamda da bir sürü şey yapıyorlar. Bu dizi sayesinde çok fazla ülkeye gidebiliyorum. Gittiğim bütün festivallerde o genç enerjiyi görünce, 'Bu dünya çok güzel bir yere gidiyor' diyorum"