Çanakkale'de 1850 yıllık 12 köşeli yapı, dijital ortamda gezilebiliyor
Ezine ilçesinde bulunan eski Roma kolonisi Alexandria Troas Antik Kenti'ndeki 1850 yıllık 12 köşeli poligonal yapı, artırılmış gerçeklik teknolojisi ile gezme imkanı sunuyor.
Anadolu tarihine ışık tutacak olan bir eser daha gün yüzüne çıkarıldı.
Çanakkale'nin Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyü sahili yakınlarında bulunan eski Roma kolonisi Alexandria Troas Antik Kenti'nde keşfedilen 1850 yıllık poligonal yapı, artırılmış gerçeklik teknolojisi ile gezilebiliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ve desteğiyle, İÇDAŞ AŞ'nin ana sponsorluğunda yürütülen çalışmalarda, Ankara Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli üniversitelerden 30 bilim insanı görev alıyor.
Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe'nin liderliğindeki ekip, bu yıl 1 Temmuz'da başlattıkları kazılarda, önceki yıllarda bir kısmı gün yüzüne çıkarılan poligonal yapının büyük bir bölümünü ortaya çıkarmayı başardı.
Öztepe, arkeolojik kazıların yanı sıra mimari belgeleme, jeofizik ve antropolojik araştırmaların da yoğun bir şekilde devam ettiğini belirtti.
1850 YILLIK YAPI, DİJİTAL ORTAMDA KURGULANDI
Bu seneki kazıda önceki yıllarda ara verdikleri podyumlu salon ve doğusunda yeni bir kompleksin bulunduğu poligonal yapının etrafını araştırdıklarını belirten Öztepe,
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mimarlık Bölümü ve Anadolu Üniversitesinden arkadaşlarımızın hazırladığı, bizim de yer aldığımız bir canlandırma projesi var. 1850 yıllık 12 köşeli yapının dijital ortamda ayağa kaldırılması sağlanıyor. Bu sayede günümüz teknolojisindeki tablet bilgisayarlar ile yapıyı gerçek anlamda görüntüleyip içinde gezebiliyorsunuz.
diye konuştu.
Öztepe, ESOGÜ Mimarlık Bölümü'nden Prof. Dr. Hakan Anay ve Doç. Dr. Ülkü Özten ile Anadolu Üniversitesi'nden Doç. Dr. Meltem Anay ile OSTİM Teknik Üniversitesinden araştırma görevlisi Merve Ünal'ın yürüttüğü bu çalışmanın bilimsel araştırma projesine dönüştüğünü dile getirdi.
POLİGONAL YAPININ KULLANIM AMACI
Ekipteki uzmanların, mimarların artırılmış gerçeklik deneyimi konusunda 1000'den fazla kişiyle görüştüğünü anlatan Öztepe, şöyle devam etti:
Bu bir ön denemeydi. Şimdi bunun üzerinde çalışmalar devam ediyor. Bu yapı yaklaşık 1850 yıllık. Roma İmparatoru Hadrian döneminde inşa edildiğini, içindeki mimari elemanlar aracılığıyla tespit edebiliyoruz. Yapının fonksiyonuyla ilgili birkaç öneri var. Daha önce Alman meslektaşlarla çalışmıştık. Bunlardan biri, çok prestijli bir yapı, geçiş yapısı olması. Çünkü kuzeyden bir girişi var. Bu sene açtığımız batı giriş ve çıkışı var. Batıdan çıkış yapılan noktadan bir koridordan geçip tapınak alanına ulaşabiliyorsunuz, forumun içinde Augustus ve Roma'ya adanmış olan bir tapınak. Şu anda kapalı ama önümüzdeki yıllarda açmayı planladığımız, sonradan kapatılmış bir doğu girişi var. Dolayısıyla doğudan, batıdan ve kuzeyden girişleri ya da geçişleri olan bir yapıdan söz ediyoruz.
Prof. Dr. Öztepe, böyle bir yapının kült yapısının da olabileceğini, yerin altındaki atık sisteminden dolayı suyla alakasının bulunabileceğini aktardı.
HEM ANADOLU HEM DE ROMA MİMARİSİ ÖRNEĞİ
Yapının hem Anadolu hem de Roma mimarlık örnekleri bakımından nadir plana sahip olduğuna dikkati çeken Öztepe,
Plan tipi olarak, Roma kentinin bugün merkezinde korunmuş olan, dünyanın en büyük Katolik kiliselerden biri olan Pantheon ile çok benzeştiği belirtiliyor. Bir kubbe var, kubbenin merkezinde bir okul ve açıklığı var. Bu açıklıktan dolayı belki gökyüzüyle de alakalı bir yapı olarak düşünülebilir. Bunun üzerinde de çalışıyoruz. Yaptığımız yeni çalışmada fonksiyonuyla ilgili de yeni bilgilere ulaşacağımızı düşünüyoruz.
ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Ülkü Özten ise bu alanın çok önemli ve özel bir yapı olduğunu belirtti.
Bu tür arkeolojik alanda kazıların çok yavaş ilerlediğini dile getiren Özten, şöyle konuştu:
Böyle alanlarda genel olarak çok eksik var. Yani deneyimle eksik malzemeyle bize bilgi çok fazla vermeyen alanlar. Ziyaretçiler de özellikle bütününü görmekte zorlanıyor. Biz mimarlar olarak sadece belgeleme değil, 'Bu deneyimi nasıl verebiliriz?' meselesine de kafa yoruyoruz. Dolayısıyla teknoloji bize son dönemlerde yardımcı oluyor. Artırılmış gerçeklik denilen bir teknoloji var. Artırılmış gerçeklik, yerinde aynı zamanda dijital olarak artırdığınız bir deneyim sunuyor. Yani hem programlama geçmişinizin olması gerekiyor hem mimari hem deneyim hem arkeolojik alanlar hem kazı alanları hem de o yapıların nasıl olduğuna dair bütünsel bilgide bunları birleştirmeniz gerekiyor. İşte bu çalışmanın ortalarında deneyimleme şansı bulduk. Ziyaretçilerle bu sene bu çalışmayı yapıyoruz. Günümüz teknolojisinde kullanılan tablet bilgisayarlar sayesinde orijinal yapıyı dolaşma şansı var ama aynı zamanda yerinde dolaşma şansı veriyoruz. Bu da size ve ziyaretçilere aslında hem var olanı hem de orijinali bir arada sunuyor.