Vakanüvis: Kurban derilerinin nereye verileceğine emir komuta karar verirdi
Kurban derilerini tarihi açıdan ele alan Vakanüvis, Eski Türkiye'de kurban derilerinin emir komuta, yönetmelik ve talimatlar doğrultusunda belirlenen yerlere verilebileceğini yazdı.
Hey gidi günler hey
Kurban derisi maceralarımız
Vakanüvis
Bugün mübarek Kurban Bayramı’nın ilk günü. Müminler kurbanlarını kesiyor. Çoluk çocuk kavurmanın başında toplanacak, eş dost ve fukaranın payı dağıtılacak, bir de kurban derileri yerini bulacak. Herkes gönlünün istediği gibi kurban derisini değerlendirecek. Oysa eskiden öyle miydi? “Z Kuşağı” pek bilmez ama “Eski Türkiye”de kurban derisinin nereye verilip, nerelere verilemeyeceği de emir komuta, yönetmelik ve talimatla belirlenirdi.
DERİLERİN AKIBETİNE “DEVLETLÛLAR” KARAR VERİRDİ
Uzmanlar, bu bayram 850 bin büyük, 2,5 milyon da küçükbaş hayvanın kesileceğini öngörüyor. Bayramdaki kesimlerin ekonomiye 3 milyar liralık da bir katkı yapacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla Kurban Bayramı’nda kesilen hayvanların derileri, sahip oldukları maddi büyüklükle her zaman birilerinin iştahını kabartmıştı. Türk Hava Kurumu, uzun yıllardır demokratik bir ülkede olması gerektiği gibi halkın gönül rızası ile bağışladığı kurban derilerine talip oluyor. Oysa daha 20 yıl öncesine kadar THK’nın kurban kesen vatandaşlarla arası hiç de iyi değildi. Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Hakan Uzun’un, Dokuz Eylül Üniversitesi Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi’nin 2007/Güz sayısında yayınlanan “Fitre, Zekât ve Kurban Derileri Üzerine” başlıklı makalesinde, bu alandaki toplumsal gerilimin mazisi anlatılıyor.
“HAVA TEHLİKESİNİ BİLENLER DERNEĞİ” KURULARAK THK’YA BAĞIŞ KAMPANYASI BAŞLATILDI
Türk Tayyare Cemiyeti 16 Şubat 1925’de kurulmuş, 24 Mayıs 1935 tarihinde yapılan 6. kongrede ise “Türk Hava Kurumu” adını almıştı. THK’nın kuruluşundan itibaren gerek idareciler gerekse basın tarafından hava saldırıları tehlikesini gündemde tutulmuş, güçlü bir hava kuvveti oluşturmak için vatandaşların bağışta bulunması gerektiği propagandası yapılmıştı. Başbakan İsmet İnönü, 1936 yılında katıldığı THK kongresindeki konuşmasında, “Türkiye için hava tehlikesi vardır. Bir hava tehlikesini bilenler heyeti teşkil etmeliyiz. Bu heyete üye olanlar senede 20 lira vermelidir. Uçak tehlikesini bilenler bilmeyenlere anlatmalıdır.” ifadelerini kullanmıştı. Bir süre sonra gerçekten de “Hava Tehlikesini Bilenler Derneği” kurulmuş, ilk üyesi de Vehbi Koç olmuştu. Koç, derneğe 5 bin lira bağışlamıştı.
BAĞIŞLAR İSTENEN SEVİYEDE OLMAYINCA İNÖNÜ DİYANET’İ DEVREYE SOKTU
Ancak bütün çabalara rağmen THK için arzulanan ölçüde bağış toplanamıyordu. Bunda; kuruma bağış toplamak için sergilenen kimi zorlamalar, THK’nın haksız kazanç sağlayan piyangolar tertip etmesi – “THK kumar oynatıyor” diyenler mahkemeye veriliyordu - ile gösterişli balo ve benzeri faaliyetlerinin vatandaşta uyandırdığı antipatinin de payı vardı. Bu noktada vatandaşların fitre, zekât ve kurban derisi bağışları için de harekete geçilmişti. Aslında sözkonusu bağış kalemleri, THK’nın kuruluş nizamnamesinde de yer alıyordu ama fiiliyatta bu pek işlemiyordu. Sonunda devreye Başbakan İsmet İnönü girdi. Fitre ve zekâtlar ile kurban derilerinin toplanabilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı’na talimat veren İnönü, başkanlığın bu bağışları teşvik etmesini, hatta inanç açısından zorunlu olduğunu vurgulamasını istiyordu. Bu talimattan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı sık sık fetvalar yayınlamaya başlamıştı. THK yönetimi, Başbakanlıktan aldığı güçle Diyanet İşleri Başkanlığı’na gönderdiği yazılarda"Halka yol gösterilmesini, fitre ve zekâtlarını THK’ye vermeleri konusunda müftü ve vaizler tarafından halka hutbe sırasında telkinde bulunulmasını.” istiyordu. DİB de her Ramazan Bayramı öncesi fitre ve zekâtların, her Kurban Bayramı öncesi de kurban derilerinin THK’ye verilmesi yönünde fetvalar yayınlıyordu.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın müftülüklere gönderdiği fetvaların birisinde şu ifadeler yer alıyordu:
“Üzerine şer’an Kurban vacip olan bir kimsenin kurbanın aynısını veya bedelini, memlekete çok mühim yararlılıkları görülmüş olan Türk Hava Kurumu’na vermesi hususunda halkı münasip vasıtalarla irşat etmeniz lüzumu ehemmiyetle bildirilir.”
“THK’YA KURBAN DERİSİ BAĞIŞI, ALLAH YOLUNDA YAPILAN BAĞIŞLARDANDIR”
THK ayrıca, bayramlarda fitre ve kurban derisi afişleri bastırarak bütün ülkeye dağıtıyordu. Afişlerin müftülükler ve camiler vasıtasıyla ülkenin en ücra köşelerine ulaştırılmasında da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın büyük desteği oluyordu. THK yine Diyanet İşleri Başkanlığı’nın desteğiyle “THK’nin ülkenin savunmasında önemli bir yeri olduğundan” hareketle, içinde Kuran-ı Kerim’den toplumda birlik, beraberlik ve dayanışmayı öğütleyen ayetleri referans olarak gösteren, Peygamber Efendimizin (SAV) hadislerinden örnekler veren bir kitap da yayımlamıştı. Kitapta, yer alan yazılardan birinde, emekli bir müftü THK’ye yapılan bağışları “Allah yolunda yapılan bağışlar” olarak nitelendirirken, bir başka yazıda da “kurban derilerinin THK’ye bağışlanmasının en büyük hayır, milli bir görevin yanı sıra dini bir görev olduğu” ifade edilmişti.
HER DARBEDE THK’YA DESTEK VERİLDİ
Türk Hava Kurumu’nun kesintisiz destek aldığı kurumlardan bir diğeri de Silahlı Kuvvetlerdi. Bu desteklerin en güçlü biçimi ise askeri darbe dönemlerinde görülüyordu. Bu çerçevede 27 Mayıs 1960’da yönetime el koyan cunta, bir Milli Birlik Komitesi kararıyla THK’yı Hava Kuvvetleri emrine vermişti. Kararla THK, kongresini yapana kadar, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nca tayin edilen bir genel başkan tarafından yönetilmişti. Silahlı Kuvvetlerin THK’ye ikinci desteği ise 12 Eylül 1980’de, yine ülkede yönetime el koydukları bir sırada olmuştu. Bu dönemde, 25 Haziran 1983 tarihinde çıkartılan bir kanunla THK’ye fitre, zekât ve kurban derisi toplama görevinin “yasal dayanakları” sağlanmıştı. Askeri darbe dönemlerinde THK’ya destek olmanın son örneği ise 28 Şubat Süreci’nde görülmüştü. 28 Şubat 1997’de toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararların birisinde “deri toplama yetkisinin THK’ye ait olduğu” öne sürülerek, Refah-Yol Hükümeti’nin bunun dışında kalan kurum ve kişilerin deri toplamaması için gerekli önlemleri alması istenmişti.
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol