Muhammed, kendisiyle aynı adı ve soyadı taşıyan gencin böbreğiyle hayata tutundu
Beyin ölümü gerçekleşen lise öğrencisi Muhammed Güneş'ten alınan böbrek, aynı isim ve soy isme sahip 18 yaşındaki Muhammed Güneş'e Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki başarılı operasyonla nakledildi.
Organ naklinin hayat kurtardığı günümüzde benzeri görülmemiş bir tesadüf yaşandı.
Nörolojik rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen 16 yaşındaki lise öğrencisi Muhammed Bera Güneş, ailesinin bağışladığı organlarıyla 5 kişiye hayat verdi.
Adı ve soyadı da aynırdı
O kişilerden biri de Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaklaşık 4 yıldır böbrek nakli bekleyen 18 yaşındaki genç oldu.
Prof. Dr. Aydın Dalgıç ve ekibinin başarıyla gerçekleştirdiği bu organ nakli operasyonu, daha önce örneği bulunmayan bir rastlantıyı beraberinde getirdi. 18 yaşındaki Muhammed Emin Güneş, doku, kan grubu gibi tıbbi değerlerinin birebir uymasının yanında bağışçısıyla aynı isim ve soy isme sahip ilk nakil hastası oldu.
"Bir gece ansızın hastaneden aradılar, şans yüzüme güldü"
Sağlığına kavuşmanın, geceleri kendisini uyutmayan diyaliz süreçlerinden kurtulmanın mutluluğunu yaşayan 18 yaşındaki Muhammed, bugüne kadar hastalığı yüzünden hayalini kurduğu birçok şeyi ertelediğini anlattı.
2 yaşından beri sağlık sorunlarıyla mücadele ettiğini, 4 yıldır böbrek nakli beklediğini ve her gün evde karnından diyaliz aldığını söyleyen Muhammed, şunları kaydetti:
Nakil beklediğim süreçte umudumu yitirmiştim, benim için uygun bir vericinin çıkabileceğini düşünmüyordum. Bir gece ansızın hastaneden aradılar, o esnada evde diyaliz alıyordum. Diyalizi söküp hemen hastaneye gittik, çok şükür şans yüzüme güldü. Nihayet hayatıma, hedeflerime dönebileceğim. Hayvanları çok seviyorum, onlarla ilgili bir şeyler yapmak istiyorum. Odamdaki tıbbi cihazları, ilaçları kaldıracağım.
"Gerçekten büyük bir tesadüf, çok duygulandım"
Organları bağışlanan gencin ailesine sabır dileyen ve teşekkürlerini ileten Muhammed, duygularını şu sözlerle dile getirdi:
Benimle aynı isim ve soyadına sahip kişinin böbreğiyle yaşama tutunduğumu, nakil olduktan 3 gün sonra öğrendim. Çok şaşırdım, duygulandım. Gerçekten büyük bir tesadüf bu. Allah rahmet eylesin inşallah, sadece bana değil, benim gibi 4 kişiye de umut oldu. Çok teşekkür ederim. Bazen düşündüğümde çok garip hissediyorum, hem adaşım hem yaşıtım. İlk duyduğumda çok duygulandım, uzun süre daldım gittim.
Durumu uygun olan herkes organ bağışında bulunmalı. Organ bağışıyla birine can oluyorsun, hayallerini gerçekleştirmesine katkıda bulunuyorsun, ona yaşama sevinci veriyorsun. Bende de tam olarak böyle oldu.
"Ben buna 'Muhammed mucizesi' diyorum"
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Transplantasyon Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Aydın Dalgıç da organ nakli bekleyen hastaların bilgilerinin Sağlık Bakanlığı'nın sisteminde yer aldığını, vefat eden kişi organ bağışında bulunduğunda, doku, kan grubu, yaşı gibi tüm bilgilerin bu sisteme girildiğini anlattı.
Nakil bekleyen hastalarla, bağışçı bilgilerinin bu sistem üzerinden eşleşmesi durumunda detaylı tıbbi tetkiklerin yapıldığını ve organ naklinin de tüm sonuçlar uyumlu olduğunda gerçekleştirildiğini aktaran Dalgıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye, organ naklinde ilk 5 ülke arasında yer alıyor, böbrek nakli operasyonları hastanemizle birlikte birçok merkezde başarıyla yapılıyor. Ancak burada farklı bir durum yaşandı. Yaşamını kaybeden, organları bağışlanan Muhammed Güneş isimli gencimizle, nakil için tüm doku, kan değerleri uyan hastamızın isim ve soy isminin de aynı olması, bizleri de çok şaşırttı, duygulandırdı. Ben bu duruma 'Muhammed mucizesi' diyorum.
Kişilerin kan grupları gibi doku grupları da birbirinden farklı, değerleri en çok uyana organ nakli yapılıyor. Dünyada da ülkemizde de sistem bu şekilde işliyor. Daha önce hem doku, kan grubu uyan hem isim ve soy ismi aynı olan bir başka hastayla karşılaşmadık, örneği görülmemiş bir tesadüf. Bu Türkiye'de ilk, dünyada da bir benzerinin olduğunu düşünmüyorum.
Muhammed'in hastaneden taburcu edileceğini, ilaç kullanımı ve düzenli kontrollerinin süreceğini dile getiren Dalgıç,
Ülkemizde çok ciddi miktarda organ bağışına ihtiyacımız var. Yaşamını kaybeden bir hasta bağışladığı organlarıyla ortalama 6-7 kişiye hayat verebiliyor. Muhammed de 5 kişiye bu şekilde hayat verdi. Yaşadıkları o büyük acıda, organ bağışı onayını veren ailesine çok teşekkür ediyoruz, eminim ki çok büyük sevaba girdiler.
diye konuştu.
"Artık inşallah başka bir sağlık problemi yaşamayacak"
Doğuştan üriner sistem rahatsızlığı nedeniyle Muhammed'i 2 yaşından beri Pediatrik Nefroloji biriminde Prof. Dr. Kibriya Fidan'la birlikte takip ettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Oğuz Söylemezoğlu ise bu hastalığın yavaş yavaş böbrek yetmezliğine yol açtığını ifade etti.
Muhammed'in bu nedenle 2020'den beri diyalize girdiğini ve nakil beklediğini belirten Söylemezoğlu, "Muhammed, ilaçlarını düzenli kullandığı, kontrollerine geldiği sürece artık inşallah başka bir sağlık problemi yaşamayacak." dedi.
"Organ nakli bekleyen yaklaşık 30 bin hasta var"
Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fazlı Polat da ilk organ naklini 1998'de gerçekleştiren Gazi Üniversitesi Hastanesi'nde 25 yıldır bu operasyonların başarıyla yürütüldüğüne ve birçok ilke imza atıldığına dikkati çekti.
Organları bağışlanan Muhammed'e Allah'tan rahmet, ailesine sabır dileyen Polat,
Ülkemizde organ nakli bekleyen yaklaşık 30 bin hasta var. Maalesef yaşamlarının büyük kısmını makinelere bağlı geçirmek zorunda kalıyorlar. Ülkemizde yılda yaklaşık 4 bin organ nakli yapılıyor ama 30 bin hastayı düşündüğünüzde bu sayı çok yetersiz. Günde ortalama 8 hasta, organ nakli beklerken yaşamını kaybediyor. Hem canlıdan hem de özellikle sayıca düşük olan kadavradan organ bağış oranlarının artırılması bu açıdan çok önemli.
çağrısında bulundu.
"Kadavradan organ bağış oranlarının artması çok önemli"
Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bostancı ise pandemiyle birlikte dünyada ve Türkiye'de organ nakil süreçlerinde aksamalar yaşandığına, nakil bekleyen hastaların sayısının giderek arttığına işaret etti.
Türkiye'de nakil bekleyen binlerce hasta için özellikle kadavradan organ bağış oranlarının artmasının önemli olduğunu ifade eden Bostancı, "Bir tarafta aynı isim soy isimde bir gencimizi kaybetmenin hüznünü yaşarken diğer taraftan sağlığına kavuşan gencimizin sevincini paylaşıyoruz." dedi.
Bostancı, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde kalp, böbrek, karaciğer, kornea ve kompozit doku nakillerinin yapıldığını, akciğer nakliyle ilgili de başvuru sürecinde olduklarını bildirdi.