Safer ayı nedir, uğursuz mudur?
Muharrem ayından sonra gelen ve hicri yılın ikinci ayı olan Safer ayı, halk arasında uğursuz, bela musibetlerin geldiği ay olarak bilinir. Peki Safer ayı gerçekten uğursuz mudur?
Sözlükte “boş kalmak, boşluk; sararmak, sarılık; karında yaşayan kurtçuk” anlamlarına gelen safer kelimesinin kamerî takvimin ikinci ayına ad olması değişik şekillerde açıklanmıştır.
Meşhur yoruma göre, Câhiliye döneminde haram aylardan muharremin ardından Araplar bu ayda savaşa çıkıp evleri boş kaldığı veya saldırdıkları evlerin eşyasını alıp boşalttıkları için böyle adlandırılmıştır.
Bazı kaynaklarda, safer adı kelimenin “sararmak” anlamıyla irtibatlandırılarak Câhiliye devrinde insanların yüzlerinin sararmasına yol açan veba salgınının bu aya denk gelmesiyle açıklanır.
İslâmî dönemde uğursuzluk anlamının silinmesi için bu aya “saferü’l-hayr” ya da “saferü’l-muzaffer” denilmiştir.
Safer ayı Osmanlı belgelerinde (ص) kısaltmasıyla gösterilmiştir. Arab-ı bâide (Âd ve Semûd) döneminde mûcir, Arab-ı âribe döneminde s̱akīl şeklinde anılan Safer ayının İslâm öncesi dönemdeki en meşhur isimlerinden biri nâcirdir.
Muhtemelen “şiddetli sıcaklık” anlamındaki necr kökünden gelen bu kelimenin sıcak mevsimlerdeki diğer aylar için de kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Safer Ayı uğursuz mudur?
Safer, kamerî/hicrî takvimin Muharrem ayından sonra gelen ikinci ayıdır. Safer ayının uğursuz olduğu ve bu ayda bela ve musibetlerin çokça meydana geldiği şeklinde bir anlayış Cahiliye dönemine ait olup (Ebû Dâvûd, Tıb, 24), dinimizde yeri yoktur. Dolayısıyla böyle bir anlayış hurafedir.
Bu ayın diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Hz. Peygamber (s.a.s.) böyle bir anlayışı reddetmiş ve “Safer ayında uğursuzluk yoktur” buyurmuştur. (Buhari, Tıb, 19)
Safer ayına özel namaz ve ibadet var mıdır?
Câhiliye devrinde safer ayı uğursuz kabul edildiğinden bu ayda umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu. Yine bu ayda yapılan evliliklerin uzun ömürlü olmayacağı, başlanan işlerin sonuçsuz kalacağı ya da kötü biteceği şeklindeki bâtıl inançların İslâm’dan sonra da varlığını sürdürdüğü anlaşılmaktadır.
Safer ayı hakkındaki Câhiliye anlayışını reddeden hadis (Buhârî, “Ṭıb”, 19; Ebû Dâvûd, “Ṭıb”, 24), daha çok nesî uygulanarak saferin haram ay kabul edilmesinin yasaklandığı şeklinde yorumlanmıştır; ancak bağlam bu ayla ilgili bâtıl inanışların geçersiz olduğu anlamının çıkarılmasına da elverişlidir.
Safer kelimesinin “karında yaşayan kurtçuk” anlamını esas alan diğer bir yoruma göre ise bu hadiste, Câhiliye döneminde insan vücudunda yaşadığına ve acıktığı zaman insana musallat olup zarar verdiğine inanılan küçük bir canlı kastedilmekte ve bu konudaki inanış reddedilmektedir.
Öte yandan bazı kaynaklarda hadis gibi aktarılan, “Safer ayının çıkışını müjdeleyen kimseye ben de cenneti müjdelerim” şeklindeki rivayetin aslının bulunmadığı tesbit edilmiştir . Aynı şekilde bu aya mahsus olduğu nakledilen namaz, dua vb. ibadetlerle ilgili rivayetlerin de aslı yoktur.
Safer ayına has özel bir dua veya ibadet şekli de yoktur. Hz. Peygamberin (s.a.s.) yaptığı günlük ibadet ve dualar, bu ayda da yapılır.
Safer ayında meydana gelen hadiseler
İslâm tarihinde safer ayında meydana gelen önemli olaylardan bazıları şunlardır:
Resûl-i Ekrem ile Hz. Ebûbekir’in hicret için yola çıkmaları ve Sevr mağarasına sığınmaları (1/622), Ebvâ (Veddân) Gazvesi (2/623), Recî‘ ve Bi’rimaûne vak‘aları (4/625), Hayber seferi (7/628), Hz. Peygamber’in kızı Zeyneb’in vefatı (8/629), Resûlullah’ın vefatından önceki şiddetli hastalığı (11/632), Sıffîn Savaşı (37/657).Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol